Bu bölümü en iyi arkadaşım Fatma’ya ithaf ediyorum kendisi biraz aşk istediği için bişeyler yaptım bakalım beğenecek misiniz??
İyi okumalar :)
Bütün gün boyunca Metelerle yapacağımız kartopu savaşını düşündüm resmen içim içime sığmıyordu neden bilmiyorum ama öyleydi işte =D Sonunda okul çıkış zili çaldığında hemen çantamı topladım ve bi kolundan Derin’i bi kolundan Kumsal’ı sürükleyerek dışarı çıkardım. Kızlar bağırarak daha doğrusu çığırarak resmen kulağımın zarını patlattılar şimdi Meriç ve Atakan’ı daha iyi anlıyorum ayy yazık onlar her gün bizim bu halimizi çekiyorlar. Erkekler de bize yetiştiğinde onlara halinizi şimdi anlıyorum bakışı attım onlar da yaa gördün mü bakışı attılar bu bakışları başka biri bana yapsa imkanı yok anlamam ama işte bunları anlıyom. Neyse hep beraber parka girdiğimizde bu muhteşem görüntüye bir kere daha hayran kaldım. Şu birkaç saat içinde her yer bembeyaz olmuştu rüzgar ağaçlardaki karı alıp başka yerlere taşıyor, kuşlar hiç dokunulmamış kara ayak izlerini bırakıyordu. Bu harika manzaraya daha fazla bakıcaktım ki kafama gelen kartopuyla hemen başımı çevirdim ve Mete’nin pişmiş kelle gibi sırıtan suratıyla karşılaştım. ‘Hey bu haksızlık’ diye bağırdım ama herkes deli gibi güldüğünden dolayı kimse beni takmadı. Atakan ‘Hadi ama Arya sadece bi şakaydı’ derken Derin ‘Ama çok iyiydi bravo Mete Meriç’ten başka pek kimse Arya’ya kartopu atamaz’ dedi. Tabi bu beni daha çok sinirlendirdi. Çünkü eğer biri bana kartopu atarsa ben ona misli misli iade ederim ki bu yüzden benden acayip korkarlar. Ama Mete bu durumu bilmediğinden sanırım onu es geçebilirim diye düşündüğüm an Mete ‘Öyle mi o zaman bu da iki olsun’ diyerek bana bi tane daha kartopu fırlattı. Ve resmi olarak kartopu savaşını başlatmış oldu. Herkes kendine gizlenecek yer buldu bizimkiler tek tek savaşmaya çalışırken onlar bizim üstümüze grup halinde geliyorlardı ve hepimiz mal gibi tek bir noktada toplandığımızdan bizi sıkıştırmayı başardılar. Ahh harika cidden ama daha 5 dk olmamıştı yahu! Gruptaki herkes ellerinde kartopları bize sırıtırken ben bizim gruba döndüm ve aklıma gelen o ani fikri anlattım. Mete’nin sağındaki çocuk sanırım adı Gökhan’dı ‘Evett hazır mısınız sonunda Arya’nın kuralları değişmek üzere’ dedi ve hepsi aynı anda üzerimize kartopu atmaya başladılar biz de eş zamanlı olarak yerlere yattık ve benim ‘Şimdiii’ diye bağırmamla koşarak diğer grubun aralarındaki boşluklardan geçtik. İçimden yaşasın diye sevinç nidaları atarken bir yandan da yerden kar alarak kartopu yapmaya başlamıştım bile. O sırada peşimden gelen ayak seslerini hissettim ve arkama dönüp Mete’nin suratının ortasına kartopunu yapıştırdım. Mete bu ani hareketimi beklemiyordu ki bi anda donup kaldı ve tekrar normale döndüğünde ağzından fısıltıyla ‘Sen bittin Arya’ lafı çıktı. Eyvah koş Arya koş diyerek kendime gazı verdim ve koşmaya başladım. Gülerken koşmak gerçekten zor oluyormuş yaa hele bir yandan da kartopu yapmak daha zor ben arkama rastgele kartopu atarken muhtemelen denk getiremediğimden dolayı Mete’nin kahkaha seslerini duyuyordum. Bu çocuğun kahkahası da güzelmiş be diye düşünüyordum ki kendime kızdım ve bi cesaretle hızımı kesip arkama döndüm Mete’ye kartopunu yapıştırdım. 1 dk ya şimdi bu benim 2.kartopum Mete de bana iki tane kartopu attı o zaman berabereyiz ahahaha iç sesime hak verdim ve 2 dk önce duran gülmem tekrar başladı. Tabi o sırada Mete bu fırsattan istifade iki kolumu da tuttu ve yüzümü yüzüne sabitledi.
-Berabereyiz diyerek sırıttım. O da
-Biliyorum ve bu beraberliği bozmak adına bu da üçüncü belki bundan sonra masterını tekrar yapmak istersin, dedi
Ve kartopunu suratıma yapıştırıyordu ki ben de kartopunu tutan kolunu tuttum sonuç olarak ne oldu dersiniz küçük çocuklar gibi debeleşen Mete ve Arya. Ben onu kartopu atmasın diye engellemeye çalışırken o hem beni durdurmaya çalışıyor hem de suratıma kartopunu yapıştırmaya çalışıyordu. O sırada nasıl oldu bilmiyorum ama bi anda suratlarımız birbirine çok yaklaştı ve birbirimizin kollarını değil ellerini tutmaya başladık. Aman Tanrım bana anlayamadığım bi şekilde o kadar yoğun bakıyordu ki yutkunma ihtiyacı hissettim gözlerin maviliği resmen beni kendine çekiyordu o kadar güzellerdi ki anlatamam ellerinde eldiven olmasına rağmen beni sıcaklığıyla alıp götürüyordu nefeslerimiz birbirine karışıyor ve oluşan buhar gökyüzüne karışıyordu saçları dağınıktı ve bu onu daha çekici yapıyordu yüzünü inceledikten sonra Mete’nin hala o yoğun bakışlarla bana baktığını fark ettim tekrar gözlerine bakmaya başladığımda artık o gözlerin odağının benim gözlerim değil dudaklarım olduğunu anladım bu yaptığı kafamı karıştırırken o sırada bakışlar tekrar gözlerime döndü ve bana bu sefer bi suç işlerken yakalanmış gibi bakmaya başladı anlamadım ki neden öyle bişey yaptı bu çok saçma daha tanışalı iki gün oldu tamam şimdiden çok iyi arkadaş olabiliriz ama yoksa… yo yo hayır benden hoşlanıyor olamaz değil mi ben daha birisinden hoşlanınca nasıl belirtiler gösterirsin onu bile bilmiyorum ki diye düşünürken o turkuaz renkli gözler tekrar beni çekimine aldı tam o sırada elimi sıktığını fark ettim ve sonunda mıknatıstan kurtularak geri çekildim. Tabi bu arada Kumsal’ın Derin’e imalı bakışlar attığını ki tek imalı bakış atan onlar değildi Gökhan ve diğerleri de bu bakışlarla bize bakıyorlardı. Sanırım tek farklı bakış atan Meriç ve Atakan’dı. Çünkü o kadar korumacı bakıyorlardı ki bir an ürperdim. Mete’ye baktığımda onun da bana baktığını gördüm ve gülümsedim. En iyisi normalmiş gibi davranmak diye düşündüm ve yerden aldığım karı Mete’nin suratına attım. ‘Hesaplarıma göre bu benim3.kartopumdu ve oyunu ben kazandım hah master yaptım demiştim’ diyerek gülmeye başladım. Mete de tamam pes anlamında ellerini kaldırdı ve akşama kadar eğlenceli bi şekilde kartopu oynadık. Hava karardığında ve soğuduğunda diğerleriyle vedalaştık. Haa Mete’yle noldu derseniz dediğim gibi normalmiş gibi davrandık ve eğlenceye devam ettik. Eve dönüş yolunda Meriç ve Atakan’ın beni küçük bir çocukmuş gibi azarlamalarını çektim ve sonunda onlar gittiğinde kızlar olarak derin bir oh çektik. Kumsal ‘Arya o sırada noldu Mete’yle bir an için zaman durmuş gibi birbirinize baktınız.’dedi. Derin ‘Ama çook romantikti’ diye Kumsal’ın konuşmasına katkı sağladı. Ben de
-Kızlar bişey olduğu yok sadece o sırada noldu bilmiyorum bakışmaya başladık sonra da anın etkisinden kurtulduk o kadar
-Bence çok büyülü bir şeydi
-Bende Derin’e katılıyorum bence Mete senden hoşlanıyor Arya
-Kızlar lütfen gerçekten çok yoruldum ve daha fazla bu saçmalıklarınızı dinleyemeyeceğim
Ama bizim kızlar susar mı? Tabi ki hayır! Yol boyunca resmen başımın etini yediler ve sonunda Whatsapp’tan konuşacağıma dair söz verdim ve onlardan ayrılabildim. Ama kapının önünde elinde kartopu sinirli bir şekilde bekleyen annemi gördüğümde sabahki olayı hatırladım.
Eyvah o olay unutulmamış mıydı yaa!!!
![](https://img.wattpad.com/cover/27638734-288-k425696.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli
Genç Kız EdebiyatıTANITIM O herkese uzak ama bi o kadar da yakın O duygusuz değil sadece duygularını saklamayı iyi biliyor O Arya ve gizeminin çözülmesini bekliyor... (ilk başları sıkıcı gelebilir ama aslında çok komik bir hikayedir)