Bu sabah erken kalkıp elimi yüzümü yıkayıp kendime kahvaltı hazırladım.bu arada ben evde tek kalıyorum. Neden biliyor musunuz? Çünkü annem ve babam erzurum da doktorlar. Ve benim doktor olmamı istiyorlar. AMA BEN HUKUK OKUMAK İSTİYORUM.
Hiç benim düşüncemi sormadan benğm hakkımda olanları onlar karar veriyor. Bu nasıl düşüncesizlik ya.
Neyse ben okula geç kalıcam en iyisi kahvaltı yapmadan çıkmak.
Ben çantamı alıp kulaklığımı kulağıma takıp yolda yürürken karşımda Barış 'ı gördüm.
Barış: günaydın güzellik.
Pırıl: günaydın cnm.
Barış: gel beraber gidelim.
Pırıl: gidelim gel.
Barış ile beraber giderken bi tane kız bana yaklaşıp elini uzattı,
Eda: merhaba, ben Eda.memnun oldum.dedi en sevecen konuşmasıyla.
Pırıl: merhaba, ben pırıl memnun oldum.
Eda: bende.
Eda: siz Barışla tanışıyor musunuz?
Pırıl: evet.
Eda: demek o, pırıl sensin.
Pırıl: anlamadım?
Eda: yok ya Barış devamlı pırıl diyor başka bi şey demiyor.
Pırıl: yeni tanışmıştık oysa onun hayatında yeralmışım demek ki, ne mutlu bana.
Eda: evet.
Barış: utanmıyor musunuz arkamdan dedikodumu yapmaya?
Pırıl: az önce buradaydın nereye gittin?
Barış: bi arkadaşımı gördüm, selam vereyim dedim.
Eda: Barışşııım.
Barış: Edaaaa.
Ne oluyor lan?
Barış: tanıştın mı pırılla?
Eda: evet çok şeker bi kız.
Barış: öyledir benim minik böceğim.
Barışın bana minik böceğim demesine çok mutlu olmuştum.bu günü tarihe kazıcam.
Eda: sonunda okula geldik.
Barış: "siz bahçeye geçin ben geliyorum". dedi bir yere dikkatli bakarak.
Onun baktığı yere baktığım zaman bi tane çocuğun Barışa pis bi sırıtış atıyordu.Eda: Barış boşver gel buraya.
Pırıl: ne oluyor?
Eda: gel biz seninle bahçeye çıkalım.
Pırıl: Eda ne oluyor? Diye sordum titreyen sesimle.
Eda: sakin ol birtanem. Gelir şimdi.
Ben Barışa bakarak " Barış bende gelim dedim " ama Barış bana sadece bahçeye geçin diyordu.
Eda: hadi biz gel gidelim bahçeye.
Ben artık olay çıkarmamak için Eda ile beraber arka bahçeye geldim.
Pırıl: Eda bak ne olur söyle. Ne oluyor?
Eda: valla bitanem bilmiyorum ki.
Pırı: bi baksak mı acaba?
Eda: Barış kızabilir neden sözümü dinlemedişnüz diye.
Pırıl: peki. Ben kantine gideyim. Geliyorum.
Eda: tamam ama geç kalma.
Pırıl: kalmam.
Ben kantine giderken bi tane çocuk bana bakıp yanıma geldi ve bana elini uzatıp,
"Merhaba ben Ege" dedi. Ve bende herzaman ki klasiğimi yapıp elini tutmadım ama kendimi tanıttım.
Ege: ee sen yeni geldin galiba.
Pırıl: evet yeni geldim.
Ege: umarım okulumuzu seversin.
Pırıl: sevdim bile, çok güzel bi okul.
Ege: öyledir.
Pırıl: ben kaçar bay bay.
Ege: bay bay.
Ege tatlı bi çocuktu onunla iyi anlaşacağımıza benziyordu umarım yanılmam.
Bi şişe su alıp geri Eda'nın yanına giderken Barışın bi tane çocuğun yakasından tutup duvara yasladığını ve suratına indirdiği yumrukla şok oldum.
Ne oluyordu bunların arasdında?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sol yanımdaki boşluk
Short StoryBiz onsuz yapamazken, ona alışmışken o, bizi bi kişi uğruna bıraktı. Hiç düşünmeden bizi bıraktı, hiç arkasına bakmadan, hiç arkamdan üzülen, ağlayan var mı diye düşünmeden, bıraktı ama ben biliyorum bir gün ansızın karşı karşıya gelicez, ama o, za...