Annem ve babam rahat insanlardı "anne tolga erkek arkadaşım bugünn onlarda kalacağım" desem izin verir eminim ama ben öyle bir şey yapmam. Yapamam, utanırım. Pelin "erken uyu yarın uyuyamayacaksın sana birini buluruz uyutmaz o seni" dedi ve ben bu cümleden sonra kesin kararlıydım gitmeyecektim yarın. Pelin ne derse desin o diskoya gitmeyecektim.
Evdeki herkes uyuduğunda ben yeni yatağıma giriyordum. Pelin bütün uykumu kaçırmıştı. Ne yaparsam yapayım o diskoya zorla götürüleceğimi biliyordum. Pelinle aramın bozulması hayatımda isteyeceğim son şeydir hatta hiç bir zaman istemem o hayatımda olmadan yaşayamam çünkü. Pelin benim ailemden öteydi. Ailemden daha çok seviyordum sanırım Pelin i. Yatakta uyumak için bir sağa bir sola kıvranırken en sonunda uyumuşum. Ve annemin "hadi kızım uyan Pelin kahvaltısını yapıyor hadi sende ye bir şeyler" diyip dürtüklemesiyle uyandım. Uyanmaz olsaydım keşke. Keşke bu gün yatağımda ölseydim. Çok güzel bir ölüm olurdu bence sezsiz, sakin, huzurlu..
Yüzümü yıkayıp pofuduk pijamalarımla aşşağı indim. Pelin bütün seksiliği ile masada oturuyodu. "Uykucu hadi nerde kaldın açlıktan öleceğim senin yüzünden" dedi ve güldü. O güldüğü zaman bende gülerdim. O güldüğünde içimde bir şeyler olurdu beni mutlu olmaya zorlardı ama onun bir tane göz yaşınada dünyaları yakacak kadar sinirlenirdim. Bana kalırsa Pelin hiç bir zaman için ağlamamalıydı o hep gülmeliydi. Gülmek ona yakışıyordu ortaya çıkan elmacık kemiklerleri, bem beyaz dişleri ve o çok begendiğim gözleri kısılıyordu. Pelin in gülmesini bu dünyada hiç bir şeye değişmezdim. Nasıl diyim o tam bir mutluluk tanrıçasıydı, benim mutluluk tanrıçam beni her zaman için mutlu ederdi. Bakalım bu gün ne olacakti.
Kahvaltıdan sonra giyinip çıktık. Pelinlere gidicektik. Pelin bu gün nasıl giyinmesi gerektiğini düşünüp benim başımın etini yerken, bende taksinin camindan yola bakıyordum. En sonunda eve geldiğimizi anladiğımda taksiciye ücreti ödeyip indik. Bahçeleri çok güzeldin. Çocukluğum hep bu bahçede geçti. Her bir köşesi Pelin in ve benim hatıralarımla dolu. Pelin bugün yapıcaklarımızı sıralarken, şuan evde oturup Müge Anlıyı bile izleyebilirdim. Pelinin odasina gittiğimizde "takside söylediğim gibi, bu deri elbiseyi giyeceksin. Bende bu pantolonla deri ceketi." Az aldı artık çocukluk yapıp ağlamamak için. Hem neden ben elbise o pantolon giyicek diye tam çemkiricektim ki deri ceketin içine iç çamaşırından başka bir şey giymeyeceği aklima geldi ve sustum.
"İlk banyo yapman gerekli sonrada bu elbise için saçını örücem, ah çok güzel olucaksın bu gün" diyip sinsice güldü. Ah ben bilmezmiyim ne kadar güzel olucağımı! Tam bir eteksiz göt olucam. Beni iteklemesiyle banyoya girdim. En azından biraz rahatlamak için küveti sıcak suyla doldurdum. Suyun içine girdiğimde gerçektende rahatladığımı hissettim. Pelin in kapiyi hizla açıp girmesiyle ürktüm. Pelin "hala duş almadın mı sen? Şimdi rahatlığı bırakta hızla kurulan yoksa senin çıkmanı beklemeden gelir çıkartırım seni ordan. Biliyorsun yaparim" diyip banyodan çıktı. Bir an için gelip benimle duş almasını istedim. Resmen kafayı yedim bu aralar. Kafamı toplayıp banyodan çıktım. Ben saçımı kuruturken Pelin duşunu alıp çıkmıstı bile. Pelin giyindi saçını bile yaptı ama ben hala halamla gelmiş çekirdek çitliyordum. Pelinin bağırmasıyla hemen koşa koşa yukarıya çıktım. "Daha giyinmemişsin bile giyinde saçını yapayım" diyip gülümsedi. İste bu gülümsemeye karşı koyamıyordum. Bana git şu camdan atla diyip gülümsese eminimki yapardım, hemde hiç tereddüt etmeden. Giyindikten sonra saçlarımı iki yandan balık sırtı ördü. Çok güzel olmuştuk ikimizde ama bu benim tarzım değildi. Ben bu kadar kısa giyinemezdim. Önüme topuklu ayakkabılarıda koyunca gülümsedi ve ben o topukluları giydim. Ve son olarakta makyajımızıda yaptı. Yüzündeki gülümseme yaptığı esere mutlulukla bakmak gibi bir şeydi şuan onun yaptığı. Alt kata halamın yanına indik bizi gördüğünde gözleri parladı resmen. Tam halam konuşucakken dışarıdan korna sesi geldi ve Pelin beni çekiştirerek halamı dinlemeden dışarı çıktık. Ben taksiyle gidiceğimizi sanırken karşımızda dev bir siyah araba vardı. Adam ilk önce ellerimize masum bir öpücük kondurup benim için arka kapıyı, Pelin içinse ön kapıyı açtı. Arabaya bindiğimizde çocuk Pelinin dudağına yapıştı. O an içimde bir burukluk hissettim. Kalbim acıyordu şuan. Hayatımda hissetmediğim acıyı şu an hissetmiştim. Pelin bir adamla öpüşüyordu. Bunu her zaman yaptığını biliyordum ama ilk defa görmüştüm. Sanki içimden bir parça almıstılar öyle canım acıyordu. En sonunda ayrıldıklarında Pelin bana bakıp gülümsedi ve sanırım açıklama gereği duydu "bu kaan, sevgilim. Bizimle takılıcak bu gün sorun olur mu senin için Kayra" dedi bende "sorun değil diyip konunun hemen kapanmasını diledim. Oraya gittiğimde ne bulursan içicektim çünkü bu günü hatırlamak istemiyordum. Tamamen hayatimdan silmek istiyordum bugünü hiç yaşanmamış saymak istiyordum. Neyseki dışarıya gelen müzik sesinden geldiğimizi anladım ve hep beraber indik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Aşk
RomanceHerkesin bir başlangıç noktası vardır.Benim başlangıç noktam ise 20 yaşında başladı.Bir süre zarfından önce asosyal evden çıkmayan hayattaki tek ilişkisi okul ve ev arasında olan bir kızdım.Ama her şey kuzenimin bize geldiği gün değişti.