Sinirle evden çıktım. Kızlar arkamdan seslendi ama dönüp cevap verme gereği duymadım. Daha önce bu kadar hızlı yürüdüm mü bilmiyorum.
Yürüken bile gözyaşlarım akıyordu. Onun önünde bunu yapamazdım. Binaya girer girmez merdivenleri çıktım. Asansörle zaman kaybedemezdim.
Çatıya çıktığımda tam karşımdaydı. Bana bakıyordu. Sert olmalıydım. Bu sefer teslim olmayacaktım.
Seungmin: Yine ne oldu?
Lanet olası sesim titremişti.
Chan: Olmadı Min. Yine olmadı. Başaramadım. Yine batırdım. Olmayacak. Asla! Kendimden nefret ediyorum. Beni iyileştirebilecek tek bir kişi var-
Seungmin: Evet var! Sen! Neden kimse seni sevmiyor biliyor musun? Çünkü sen kendini sevmiyorsun! Böyle yaparak insanları kendinden uzaklaştırıyorsun!
Chan: Min-
Seungmin: SÖZÜMÜ KESME! Bir kez olsun kendini sevdin mi? Ha? Hep sevilmeyi bekledin ama hiç kendini sevmedin. Hep yanlış kararlar aldın! Gözün o kadar kör olmuş ki benim sana olan aşkımı görmedin!
Gözyaşlarımı serbest bıraktım.
Seungmin: O kırmızı saçlı arkadaşım hiç yoktu! Sırf sen sana aşık olduğumu anla diye saçımı kırmızıya boyattım! Ama körsün işte! Hep beni sev diye bekledim! Ama kendini sevmeyen bir başkasını sevemez. Sakın kendini sevmeyi öğrenene kadar beni arama, yazma da. Benimle konuşmak istiyorsan önce kendini sevdiğini kanıtla.
Sözüm bitince arkama hile bakmadan uzaklaştım. Söyleyeceği tek kelime bile beni ona geri getirecekti. Hızla aşağı indim ve koşarak eve gittim. Kızlara hesap vermemek için odamın kapısını kilitleyip kendimi yatağa attım. Kulaklığımın sesini son ses açıp en sevdiğim şarkıyı dinledim
>Day6 I need somebody<
Bu bölüm 2 şarkı önerdim ve pişman değilim aklım öneremediklerimde cjckvkkghi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little lover ¶ChanMin¶ (Kısa Hikaye)
FanfictionBen onun için sadece küçük bir kardeş gibiydim... en çok bu acıtıyordu (Mini hikaye)