Selimin Ağzından;
Elimdeki bardak bir anda yere düştü her taraf çay olmuştu ben ise umursamıyordum tek düşündüğüm şebnem ve bebeğimizdi titreyen ellerimi yüzüme koydum;
"ne diyorsunuz siz doktor bey?"
"bakın bu çok zor bir karar ama bir karar vermeniz gerekiyo"
"onlar benim birtanem onlardan nasıl vazgeçerim"
"aslında bir şansınız var"
dudaklarımı haraket ettirmeden kısık bir sesle;
"neymiş?"
"hastayı taburcu edebiliriz şimdilik bir şeyi yok ama bu olmayacağı anlamınada gelmiyor iki gün içinde bir hastalık geçirmezse anne ve bebek yaşar ama onu üzerseniz hayatı tehlikesi olabilir onu mutlu etmeye çalışın sadece iki gün hayatı tehlikesi devam ediyor"
doktor gitti bende gine kös kös şebnemin uyanmasını bekliyorum ardından kolumda bir el hisettim;
"can abi korkuttun beni"
"bırak şimdi bunu sen hiç iyi değilsin biliyor musun senin yerinde olmayı hiç istemezdim"
"kim ister ki"
"hele şu iki gün bir geçsin o zaman rahatlayacaksın"
"o iki gün iki sene gibi benim için abi anlıyor musun ben şebnemi kaybedemem bebeği yeniden kazanabilirim ama şebnemi asla o eşi benzeri olmayan bir kız"
"seni anlıyorum abi her hikayenin bir mutlu sonu var derler işte bu hikayenin sonunda da bir mutlu son vardır senin kararına hepimiz saygı duyuyoruz abi"
"teşekkür ederim" dedim ve canın sırtını hafif vurarak ayağa kalktım ve şebnemin odasının camına baktım şebnemin aynadaki yansımasını elimle okşadım ardından gözlerimden yaşlar akarak;
"seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?"
sonra kapıyı yavaşca açtım ve şebnemin yanına uzandım;
"bugün iyimisin aşkım? ben hiç iyi değilim çünkü bir seçim yapmam gerekiyor o yüzden senin yardımına ihtiyacım var neden kaç gündür uyanmıyorsun? ben senin atarlanmalarını kokunu herşeyini çok özledim sensiz nefes alamıyorum sen yoksun ve bu hayatta sensiz bir hiç çünkü sen bu yatakta aptal kablolara bağlısın hadi şebnem bu kabloları çek at üstünden sevdiğin adam bebeğimiz seni bekliyor lütfen bebeğimizi yaşat sevgilim lütfen"
şebnemin elini tutuyordum birden elimi sıktı ben şebnem diye sayıklarken o da selim diye sayıklıyordu yavaşca gözlerini açtı;
"selim"
"Aşkım sen uyandın ben dünyanın en şanslı erkeğiyim"
yarı açık gözlerle sırıttıktan sonra eliyle yüzümü okşamaya başladı rengi bembeyazdı yüzündeki o kırmızı ruj silinmişti parmaklarında ki oje çıkmıştı ama böyle daha bir şirin daha bir tatlı görünüyordu sonra beni kendine çekti ve dudağıma uzunca bir öpücük kondurdu;
"selim ben iki haftadır dipsiz bir kuyudaydım sanki her yer karanlık birinin beni bu karanlık kuyudan çıkarmasını bekliyordum sonra senin sesini duydum şebnem uyan yanıma gel diye sen çekip çıkardın beni ordan selim"
eliimle gözlerimde yaşlar siliyordum sonra elimi kolundan yüzüne doğru okşamaya başladım o da belli titremeye başlamıştı o sooğuk tenine benim sıcak elim değdiği için bir tuhaf oluyor insan;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTTUN MU SEVGİLİM?
FantasyHayatını bilmeden , hayatının aşkına sahip olabilir misin?.