Şebnemin Ağzından:
Allah kahretsin!. Tuvaletim geldi. Nasıl gidecem ben ya.Kollarım selimin kollarında huzur bulurken, Ben napacağımı bilmiyordum. Yerimden kalktım ve gözlerimi Selime sabitledim.
"Aşkım. Tuvaletim geldi."
Selim kafasını bana döndürdü. Alaylı bir şekilde bana bakarken bir anda gülmeye başladı. Soğuk nefesi yüzüme değiyordu.
"E aşkım git o zaman. Bana ne soruyorsun."
Gözlerimi sinirle kırpıştırırken aklıma bir fikir geldi. Görürsün sen Selim bey. Hızlıca yerimden kalktım kalkmasına da Selimi de peşimden sürüklüyordum.
"Aaa ne oluyor ya?."
"Aşkım senin beynin off galiba. Farkındaysan bizim ellerimiz kelepçeli. Ve ben nasıl tuvalete gidicem?."
Selim kelepçelere baktı ve alayla gülümsedi.
"Hee doğru valla ha unutmuşum."
"Yaa selim altıma mı yapayım?."
"Yap."
Çok sinirlenmiştim.Çantamla vurmaya başladım.
"Odun , Hayvan , Sığır , At."
"Melek yüzlü şeytanım benim."
"Ya selim. Ver şu kelepçenin anahtarını."
"Kelepçenin anahtarı mı?.Öyle bir şey yok. Çünkü ben onu az önce yere fırlattım."
"Şaka yapıyorsun değil mi?."
"Yok. Dur bir dakika bir çözüm buldum galiba."
Selim beni arabanın içinden çıkarttı ve bir kuytu köşe buldu. Kömürlük gibi bir yer.
"Burda yapacağımı düşünmüyorsun değil mi?."
"Sen bilirsin ama böyle tuta tuta gezersin o zaman."
"Dur tamam dur.Yalnız arkanı dön."
"Dönmesem de ol--"
"Seliimm."
"Tamam ya tamam."
Şu an nasıl bir pozisyondayız bilmiyorum. Selim önde ben arkadadaydım. Selim tek eliyle gözlerini kapatıyordu. Aferin.
"Bitti mi şebnemcim?."
Yok. Dur şu eteğimin farmarını çekeyim de?."
"Offffffff."
"Oflama. Bu derdi sen açtın başımıza. "
"Aaaa Şebnem elimi acıttın."
"Napayım?. yapamıyorum.
"İstersen eteğinin farmarını çekebilirim?."
"Şu an önümde zevkten dört köşe olduğunu biliyorum ama şansını kaybettin.Bitti bile."
"Neyse. Birdaha ki sefere artık."
"Şapşal:D."
Selim eline telefonunu aldı.
"Hayırdır?. Kimi arıyorsun?."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTTUN MU SEVGİLİM?
FantasyHayatını bilmeden , hayatının aşkına sahip olabilir misin?.