Umarım beğenirsiniz😘
Heyecandan elim ayağım titriyordu bu gece sonunda sevdiğim kadınla nişanlanacaktım. Eski sevgilisi ile başım bir az belada ama üstesinden gelebilirdik. Bir kaç işim çıktığı için uzaklara gitmiştim şimdi ise araba ile geri dönüyordum. Umarım nişana geç kalmam.
Yolda hiç bir araba yoktu etraf hep çayır çimendi. Gündüzleri güzel görünürken geceleri gerçekten ürkütücü gözüküyor. Karşımda birden bire yanan ışıklar ile gözlerimi kısıp kolumla gözlerimi kapattım. Karşıdaki kamyon üzerime doğru sürdüğünü görünce direksiyonu sağa çevirmiştim ama çok geçti....
🦋Yazar anlatımı🦋
Jungkook'un en büyük düşmanı Lee Bong Joo (uydurdum işte takılmayın😅) yani Jungkook'un sevgilisinin eski sevgilisi onun nişana gidememesi için onu bir kamyon ile ezmeyi denedi. Bong Joo arkadaşı ile beraber kamyondan inmişlerdi. Jungkook'u arabadan çıkarıp çayırın içine götürdüler bir kaç kilometre uzaklıktaki tenha bir ağacın önüne yatırıp kaçtılar.JUNGKOOK'un anlatımı💜
Gözlerimi açtığımda önümde bir ağaç vardı. Araba çarpmıştı ama hiç öyle hissetmiyordum. Ayağa kalkıp up uzun çimenlerin arasından ana yolu bulmaya çalıştım. Yolun ortasında durdum bir arabanın geçip beni fark etmesi için ama kimse yoktu.Arkamdan gelen sesle arkamı döndüm yinemi? Kamyon üzerime geliyordu hemen gözlerimi kapatıp kollarımı başımın üzerine koydum. Bir kaç saniye sonra bir gülme sesi duymuştum. Gözlerimi açtığımda kamyon gitmişti ve karşımda bana gülen bir kız vardı.
Y/N: merak etme ezilmedin.
JK: n-nasıl? Ama kamyon....
Y/N: artık süper ölümsüz bir insansın!
Diyip yine gülmeye başladı kimdi bu? Onun üzerine doğru gelen arabayı görünce gözlerim büyümüştü.
JK: dikkat et!!
Araba geçmişti ama ona hiç bir şey olmamıştı. Karşımda durmuş yine gülüyordu.
Y/N: yüz ifaden çok komik! Neyse sana neler olduğunu anlatayım... sen bir ruhsun artık!
JK: dalga mı geçiyorsun benimle?
Y/N: hayır gerçekleri söylüyorum. Belki bir kaç dakika sonra ölürsün. Hadi gel sana bir şey göstereceğim.
Önden yürümeye başlayınca arkasından takip etmiştim. Deminki ağıcın önüne getirmişti beni. Bir az ilerlediğimizde yerde birisinin yattığını gördüm. Tamda benim yattığım yerdeydi. Oraya geldiğimizde o kişinin ben olduğumu gördüm. Ama bu nasıl olabilir? Yüzümde kanlar vardı yüzüme dokunduğumda bir şey olmadığını fark ettim.
Y/N: eğer birileri gelip seni burdan almazsa öleceksin.
JK: şu anda zaten ölü değil miyim?
Y/N: hayır öldüğünde gökyüzünden bir ışık gelip seni alacak. Uyandığındada aynı ışık gelip seni alacak.
JK: anlayamadım?
Y/N: yani gök yüzünde bir ışık görürsen bu ya ölüyorsun yada yeniden yaşayacaksın anlamına geliyor. İki anlamı var.
JK: benim bu gece nişanım vardı kahretsin!
Y/N: sana ölüyorsun diyorum ve sen nişan derdindesin sorunun ne?
JK: ya sen? Senin bedenin nerde?
Y/N: ailemin yanında. Tam 10 yıldır komadayım vazgeçmiyorlar benden bende sıkıldım artık öbür dünyaya gitmek istiyorum.
JK: 10 yıl komadasın ve hala yaşıyorsun öyle mi?
Y/N: evet ölmek istiyorum ama ailem o lanet aletleri kesmiyorlar.
JK: neden ölmek istiyorsun ki? Belki bir gün uyanırsın.
Y/N: evet ama uyandığımda ailemi hatırlayıp hatırlayamayacağım belli değil. Onları böyle üzmek istemiyorum.
JK: peki beni burdan almalarını nasıl sağlayacağım? Şehirden çok uzağız oraya kadar yürüyecek miyiz?
Y/N: komik çocuksun. Hatırlatayım sen bir ruhsun.
JK: yani?
Y/N: yani istediğin yere yürümeden gidebilirsin.
JK: çok saçma şu anda bunların hepsi bir rüya değilmi? Çünkü başka bir açıklama bulamıyorum.
Y/N: açıklıyorum ama anlamıyorsun!
JK: senin adın ne?
Y/N: adım Y/N. Senin?
JK: Jungkook. Bana yardım etmeni istiyorum evime geri dönmeliyim.
Y/N: hım... yardım ederim ama sende bana yardım edeceksin.
JK: ben sana nasıl yardım edebilirim?
Y/N: eve geri dönebilme şansın var ve evine geri döndüğünde ailemin yanına gidip o aletleri kesmelerini söyleyeceksin.
JK: tamam yaparım.
Y/N: işte ben bu sözü kaç defa duydum biliyor musun? Herkese yardım ettim bana ailemin yanına gideceklerine dair söz vermişlerde ama her biri iyileştikten sonra ailemin yanına gitmemişlerdi. Sende onlar gibisin. Sana güvenmiyorum!
JK: sana söz veriyorum! Yardım etmezsen etme! Ben illaki başka birini bulurum.
Y/N: git bul bulabilirsen!
Arkasını dönüp gittiğinde hayatımı sorgulamaya başladım. Başım nasıl bir belada.
JK: tamam dur! Özürdilerim.
Y/N: hah şöyle yola gel.
JK: bak vazgeçeceğim şimdi! Saygılı ol!
Y/N: pardon!