𝐭𝐡𝐞 𝐬𝐭𝐚𝐫𝐬 .. 𝐭𝐡𝐞𝐲 𝐚𝐫𝐞 𝐚𝐬 𝐛𝐞𝐚𝐮𝐭𝐢𝐟𝐮𝐥 𝐚𝐬 𝐲𝐨𝐮.

162 20 3
                                    

"newt? beni neden buraya getirdin?" dedi thomas, newt'in elini tutarak yürürken.

"son konuşmamı burada yapmak istedim. çok hoş bir yer, son görüşmemizde mutlu ol istedim." dedi newt, kafasını salladı. 

hiç kimsenin akan gözyaşlarını görmesini istemezdi, değil mi?

"son.. ne?"

newt thomas'ı çekiştirerek çimenlere oturttu ve "sürekli yapmak istediğin şeyi yap, hani benim izin vermediğim." diye mırıldandı.

thomas düşündü. newt'in izin vermediği az şey vardı ama en çok istediği o tapılası saçlarını koklamak, öpmek, okşamaktı.

"dizime yatar mısın sevgilim?" newt ikiletmeden kafasını dizine koydu, thomas ellerini newt'in saçlarına dokundurduğunda yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. 

yumuşacıklardı.

"neden son gece dediğimi anlamamış olabilirsin tommy." ofladı. "ama bunu sana, kimseye söyleyemem. bu bana gizli kalmalı, kimse bilmemeli. bana darılabilirsin, ama gerçekten yapamam." 

thomas kafasını yana doğru yatırdı. "tamam, zorlamayacağım seni. son zorladığımda ne olduğunu biliyorsun." yüzünü buruşturarak elini kafasına götürdü. "kafamdan headshot yedim resmen."

newt güldü. "kafanda vazo kırmıştım." titredi. "benim canım acımıştı ya."

sadece gülümsediler. thomas ay ışığının newt'in yüzüne vurmasına odaklandı. yüzünü inceliyordu, tapılasıydı.

thomas yavaşça eğildi, bir yandan iki eli de newt'in yüzünü tutarken dudaklarını newt'in dudağına bastırdı. uzun süre ayrılmadıktan sonra thomas geri çekildiğinde, "yıldızlar.. sen kadar güzeller." 

güldü. "ama ben daha güzelim." diye mırıldandı newt. thomas kahkaha attı, ikisi birbirine bakarken zaman durdu.

ve yazar da öldü *-*

last night under the stars, newtmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin