aşk ve arkadaş.

kıskançlık.

yapraktan.

3 hafta geçmişti okulun  koridorunda barışla kavga ediyorduk.

yaprak: ya ben sana o çocuğa bakmadım diyorum sen neden bana inanmıyor sun.

barış : neyine inanmamı bekliyorsun sen! gözlerimle gördüm resmen çocuğu beğendin.

yaprak: begenmedim diyorum. sadece yabancı olduğu için gözlerim takıldı.

barış : bende gidip mavi lens takayım o zaman daha mı iyi olur.

yaprak: onun gözleri lens miydi ?

barış : değil miydi..lens gibi duruyordu. neyse konu bu değil! sen onu beğendin.

bizimkiler gelmişti.

gökhan : başkan  ne oluyor ya neyi paylaşamıyorsunuz.

yaprak: ben yabancı çocuğu beğenmişim. öyleyse gidip çıkma teklifi edeyim.

barış : hiç durma hemen koş.

arkamı döndüm ve yürümeye başladım ona baktım oda arkasına dönmüş diğer tarafa gidiyordu durup bana baktı.

yaprak: bende geleyim mi ?

barış: gel.

barış elini uzatınca gülüp yanına gittim elini tuttum gülerek aşağı indik bizimkiler de geliyordu.

oğuz: şimdi siz kavga mı ettiniz ben anlamadım birşey.

ali: bende anlamadım nasıl bir ilişki yaşıyorsunuz.

sinan: sooor yerleri yaratan gökleri yarataaan.

oğuz sinan'ın ağzına vurunca hepimiz güldük.

ali: şarkı diline dolandı çocuğun... ( mırıldanır) benim halim vaktim keyfim yerindeyken bir zalim sevdim-

yaprak: hahahahhahahahah...

sinan: bana diyene bak kendin söylüyorsun şarkıyı.

barış: o zaman hepimiz söyleyim.

hepimiz bağırarak söylemeye başladık.

çete: öyleee yamaa yook.  ya gelir ya gider bir karar verirsin. baştan sama yook. ya siler ya seversin...başkaaaa çareeeee yooook.

hepimiz gülerek kantine gelip oturduk.

barış : şu yabancı çocukta orda gidip kafasına geçirmek istiyorum masayı.

yaprak: dertleri yaşatan derman aratan kara günde-

oğuz: kanka söyleme artık şarkıyı cidden patlicam bu sabaha kadar söyledi kulağımın dibinde.

kalkıp oğuz'un yanına oturdum kulağına doğru bağırdım.

yaprak: öyleee yamaa yok ya gelir ya gider bir karar verirsin başka çareeeeee yoooooook.

oğuz yere düştü bende gülmeye başladım.

gökhan: sevgilim beni terk etti tipi değilmişim.

sinan: oda senin tipin değildi zaten neyine üzülüyor sun.

gökhan : teselli edin beni ağlamak istemiyorum utanıyorum.

yaprak: ben senin yerine ağlarım kardeşim.

kantine yine o çift girmişti barışla sınıfın önünde gördüğümüz çift.