Bölüm 9 - Domino

310 15 7
                                    

Arkadaşlar önce şunu söyleyeyim; final yapmaktan vazgeçtim :)))) Umarım kararim sizi mutlu etmiştir. Medya da Justin'in Calvin Klein reklam fotografi var. Aslında onu Lara Stone dan kıskanmadim diyemem -_- Ama hem kadın evli 31 yaşında bi cocugu var hem de bu reklam onun en büyük hayaliydi, idolumun herzaman yanındayım. Bir de fotograflari ceken kisi Türk'müş. Yanlış hatırlamıyorsam Mert Alaş ti. Neyse çok konuştum, iyi okumalar...

Adının her harfinde burukluk var biliyorum. Mevsim rüzgarları yüzünde eserken kıpırdamayışının altında bir ezgi var biliyorum. Ta en derinlerde kalmış, gizli kalmaya yüz tutmuş anılarda bıraktığın duyguların var biliyorum. Günyüzüne küsmüş hislerin, yabancılaşan ve soğuklaşan bakışların ondan biliyorum. Ne istediğini bilmesem de istediğim sende biliyorum. Domino taşlarından ilkine dokun... Ve seyret nasıl peşpeşe devrildiklerini, nasıl birbirinin ardı sıra pes ettiklerini. Sen pes edene kadar pes etmeyeceğim biliyorsun, cesurum, kardelen çiçeği nasıl güneşi gördüğünde öleceğini bilerek aşıksa ona... Geleceğim birgün ve sende göreceksin yükümü, neler taşıdığımı ve nelere hükmettiğimi. Bir daha bak bana öyle, yine gülümseyerek ve yine, yine cesaretimi altederek. Çünkü biliyorsun ki cesaretim senin karşında güçlü değil; duygularımın bana egemen olduğu kadar...

*****

Bölüm 9 - Domino

1 hafta sonra 9 Mart

İşten yeni dönmüştüm, yorgundum. Boston'da olanlardan sonra bir daha David'le karşılaşmamış ve ondan hiçbir haber almamıştım. Ailemi ve beni rahatsız etmediği sürece ona n'olduğu umrumda da değildi. Arabadan indiğim sırada Justin'in işe gelmemiş olmasının sebebini merak ederek telefonumdan onun numarasını tuşladım. Anahtarları çantamdan çıkarıp sol elimle telefonu kulağıma yönelterek evime doğru yaklaştım. Tam kapının önüne geldiğimde duraksadım. Kapım aralıktı, kilidim kırılmıştı. David, o muydu? Yoksa... Gelmiş miydi? Düşüncelerimden sıyrılıp içeriden gelen müziğe kulak kesildim. İçerdeki kişinin gitarın tellerine her vuruşunda bir gizem hissediyordum, parmaklarını kıvrakça hareket ettirdiği melodilerin renginden belliydi. Kapıyı açtığım an birbiri ardına tıkır tıkır seslerin birbirini takip etmesi üzerine lambayı yaktığımda koridorda boylu boyunca serilmiş olan domino taşlarının uzantısını takip etmeye başladım.

Yavaş adımlarla tıkırtıların ilerlediği yönde ilerliyor bir yandan da istemsizce arkamı kolluyordum. Gitar sesini artık duymuyordum. Dominoları seyrederek salona geldiğimde beyaz domino taşlarının bitimindeki düzenekte bir pinpon topu vardı. Son beyaz domino taşı topa çarptı ve top ilerleyerek düzeneğin düğmesine çarpıp kırmızı taşlara doğru ilerledi. Kırmızı domino taşlarının çevrelediği yapay şömine ışıldamaya başladı. Bu sırada top kırmızı domino taşlarına çoktan çarpıp onların koordineli hareketlerini başlatmıştı. Kırmızı dominoları takip ederek salondan ayrıldığımda taşların ardından ben de mutfağa seğirttim. Buradaki düzenekte neler olacağını kestirebiliyordum. Domino taşlarının iki yöne ayrılmasıyla sağ taraftaki domino taşlari yerdeki guguklu saate çarptığında kahkahama engel olamamıştım "Guguk! Guguk!" diye ötüyor olması beni güldürmüştü.

Sol taraftaki dominolar ise  masanın yanında başka domino taşlarıyla oluşmuş piramit şeklinde yapıya çarptılar ve piramidin üzerindeki not muhteşem bir şekilde hazırlanmış olan masaya düştü. "Kadehini almayı unutma :)" yazıyordu. Masadaki enfes yiyeceklerden gözümü ayırarak elime bir kadeh kaptım ancak etrafta şarap falan yoktu. Kırmızı dominolar mutfaktan ayrıldığında gitar sesini tekrar işitmeye başladım. Dominolar piyanomun bulunduğu müzik odasının önünde bitiyordu. Müzik odasının kapısını açtığımda gözlerimde biriken yaşlara hakim olmaya çalıştım. Henüz devrilmemiş olan kırmızı dominoların çevrelediği sandalyenin üzerinde oturan Justin'e doğru ilerledim. Dudakları kıpırdadığında şarkıya başlamıştı.

Underground Fighter (Yeraltı Dövüşçüsü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin