blackbear ( 🧸🧺 ) queen of broken hearts
Kayıp şeyler unutulur ve kaybolan anılar yutulur derler. Ölüm bu kadar kolay unutulacak bir şey midir yoksa? Belki de gördüğü hayal böyle söylüyordu ona. Hissetmiş olmalıydı aslında, çığlıkları duymuştu. Biliyordu bu sesler onundu. Yine de engel olamamıştı. Bahcedeki leylaklar yapraklarını tükürmüş ve güneş altını son kez aydınlatmıştı.
CHAPTER TWO: leylak ve altının ilk karşılaşması
GAYET iyi tanıdığım isimleri teker teker yazdıktan sonra hatırladığım görünüşleri karalamaya başladım. Mahsur kaldığım bu dünyada her şeyi bilmek kârıma olacaktı, bundan oldukça emindim. Bir yandan da hatırladığım kadarını çarpıkça çizdiğim karakterlerin altındaki boş bıraktığım yerlere yazmaya başlamıştım. Her şey leylak ve altının karşılaşması ile başlamıştı. İşte Taeyeon adındaki prensesin ölümünün yolları yavaş yavaş kazınmıştı.
Kral Jiyong, hikayede oldukça acımasız bir adam olarak betimlenmişti. Sağ kaşından başlayıp, gözünün altına kadar uzanan bir savaş yarasına sahipti. Korkutucu bakışları, yüzüne her bakanı ürpertecek cinstendi. Hayatının aşkı sayılabilecek kraliçesini vebadan kaybetmişti ve bu onun ruhunu siyahlaştırmış, kalbini köreltmişti. İşte Kim Taeyeon, böyle acımasız bir krallıkta büyümüştü.
Hikâyeye göre babasını yılda sadece iki kere görüyordu. Bu yüzden sağlıklı ve sağlam bir ilişkileri yoktu. Jiyong kızına her baktığında kraliçesini hatırlayıp üzülüyor ve bu yüzden biricik kızını görmek istemiyordu. Sonrasında köyleri yağmalamaya ve krallıkları ele geçirmeye gidiyordu. Ondan herkes korkuyordu çünkü bir nevi krallıkları yok eden olarak hüküm sürüyordu.
Gelelim reenkarne olduğum kıza, yani Taeyeon'a. Kız kendisine doğru ya da yanlışın ne olduğunu öğretecek biri olmadığı için eksik büyümüştü. Her istediğini yapabileceğini ve her şeyi alabileceğini sanıyordu. Aklındaki şeylerin çoğu ya parlak mücevherlerden ya da yeni kıyafetlerden oluşuyordu. Hep daha fazlasını istiyor ve asla doymuyordu, erkekler konusunda da böyle olmuştu. Diğer leydiler gibi basit birini seçebileceğini hiç düşünmemişti, bu yüzden kralın şövalyelerinden biri olan genç Kuzgun'a aşık olmuştu.
Bu da ölümünün bayrağını çekmesine neden olmuştu, Kuzgun'un emri ile idamı yirmi yaşındayken onu bulmuştu.
Bunları düşünmek beni ürpertse de kanım donmadı. Bu hikâyedeki kötü karakter ben olsam da Kim Taeyeon'a yapılan şey çok acımasızcaydı. İşte bu sebepten ötürü beni öldüren adama ve beni hiç sevmeyecek yeni babama karşı kalbim buz kesti ve tekrar ürperdim. Eğer ölmek istemiyorsam bir şeyler yapmam gerekiyordu. Buradaki kimseden hoşlanmamam, bunun tersi olacak şekilde onlarınsa benden hoşlanmasını sağlamam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAD, BEAUTIFUL, TRAGIC ☆ isekai, baekyeon, markri
Fantasy+ 🦊🖌️❯ !!her ne kadar kabul etmese de günahlarının bedelini yaşıyordu. o, çocukken dinlediği bir hikâye- deki kötü karakter olmuştu,, ♯🦋;; baekyeon, chanrose, markri, jiho and others!! ...