Paralel Aşk - 1

51 12 12
                                    

Yeni bir hikaye ile merhaba arkadaşlar ♥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni bir hikaye ile merhaba arkadaşlar ♥

Açıkçası beğeneceğinizi düşünüyorum ama kurguya balıklama dalmak için 2. veya 3. bölüme kadar okumanız gerekiyor. Umarım iyi bir başlangıç olur.

İYİ OKUMALAR :3


   Birbiri ardına sıralanmış , aracın hızlı gitmesinden dolayı birbirine bağlı bir sıra gibi gözüken ağaçlara baktım. Kulaklığımdaki müzik bittiğinde neyi düşlediğimi unutmuştum bile. Gerçekten neyin hayalini kuruyordum az önce ben? Gayet beni heyecanlandıran ve garip bir olaydı fakat artık hatırlayamıyordum.

''İyi günler Eylül.''

Servis şoförünün sesini duyduğumda yaşadığım apartmanın önüne geldiğimizi anlamıştım. Oturduğum koltukta hızlıca çantamı sırtıma takarken 'İyi günler.' diyerek servisten indim. Her gün aynı rutini yapmak o kadar sıkıcıydı ki artık bunalmaktan nereye gideceğimi , ne yapacağımı şaşırmıştım. Arkamdan giden serviste Cemre'nin eliyle telefon işareti yapıp kulağına götürdüğünü gördüm beni arayacağını falan demeye çalışıyordu sanırım.

Oturduğum apartmanın bahçesine girerken gökyüzünün her zamankinden daha karanlık olması ilgimi çekmişti. Gerçi hava olaylarından hiç anlamazdım o yüzden kafama takmayıp apartmana doğru ilerledim. Bizim kata geldiğimde çantamda anahtarı aramaya başladım ve aynı zamanda telefon çalmaya başladı. Bir yandan telefonu bir yandan anahtarı ararken kulaklığım elime dolandı ve çantamdaki bütün her şey yere döküldü. Ah mükemmel!

''Bir kerecik de olsa bütün her şeyi batırmasam gerçekten mükemmel olacak!''

Yere dökülen eşyalarımı toparlarken bir elin eşyalarıma uzandığını gördüm ilk başta komşulardan biri olduğunu sansam da yüzüne bakınca daha önce görmediğim tuhaf görünüşlü bir adam olduğunu fark ettim. Bana tuhaf görünüşlü gelmesinin sebebi ise , tıpkı düşlerdeki azrail gibi uzun siyah bir pelerin tarzı bir şey giymiş olmasıydı. Beyaz sakalları aşırıya kaçacak şekilde uzun ve taranmış gibi dümdüzdü. Yüzünü görmesem yaşlı olduğunu hiç fark edemezdim çünkü boylu poslu bir dedeydi bu. Dökülen eşyalarımı toplamamda bana yardım etmesi içimde oluşan hafif korkuyu azaltmıştı.

Hafif fakat yapabildiğim kadar samimi bir gülümseme ile ;

''Teşekkür ederim.'' dedim.

Düz ifadeli yüzüne aynı benimki gibi samimi bir gülümseme yerleşti. Çok iyiydi , çok iyi! Yaşlılarda hiç anlaşamazdım ama nedense bu dede pek fazla samimi gülüyordu ya da yaşlılarda genel bir özellikti bu. Ben eşyalarımı topladıktan dede kendi yoluna gittikten sonra elimdeki anahtar ile kapıyı açtım ve içeri girdim. Az önce arayan kişi Cemre'ydi ve bekletmeye gelmezdi o yüzden üstümü çıkartmadan direkt onu geri aradım.

Paralel AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin