Sabah yine motor sesleriyle uyandım. Artık alışkanlık olmuştu benim için. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama geçip dolaptan altıma mor kot şort üstünede siyah salaş tişört giydim. Ayağıma mor konverslerimi geçirip aşağı indim. Hava her zamanki gibi sıcak ve bunaltıcıydı. Normaldi Brezilya'daydık. Salona baktığımda annem kahvaltı hazırlıyodu. Bende Luke be babamın yanına gitmeye karar verdim. Dışarı çıkıp garaja girdim. Arabaya bakıyolardı.
- Ben: Motorun nesi varmış?
- Luke: Bilmiyoruz.
- Babam: Hala üzerinde çalışıyoruz tatlım.
- Ben: Baba size söyledim motorda bişey yok sadece Luke gaza çok basıyo.
- Luke: Hayır basmıyorum.
- Ben: Tamam öyleyse deneme yarışına varmısın.
- Luke: Öğleden sonra büyük parkın orda.
- Ben: Tamam.
- Annem: Hadii kahvaltı hazır ve Ash git yatağını topla.
- Ben: Off tamam.
Hep birlikte içeri geçtik tabii benim gidip önce yatağımı toplamam lazımdı. Lanettt. Yukarı yavaş adımlarla çıkıp odaya girdim.
Yatağımı büyük uğraşlar (!) sonucu topladıktan sonra aşağı indim. Karnım açıkmıştı. İndiğimde Luke herşeyi yemişti. Tanrımm ben ne yicem!!!! Yine kahvaltılık gevreğe kaldım. İstemeye istemeye dolaptan kase çıkarıp içine gevrek boşaltıp süt koydum ve yemeye başladım.
Yemeği bitirdikten sonra biraz dışarı çıkıp gezmeye karar verdim. Telefonumu şortumun arka cebine koyup anneme haber verdikten sonra evden çıktım. Brezilyayı seviyorum aslında. Çılgın, eğlenceli ve güzel bir yerdi. Burdaki tüm insanlar sevdiklerini her ne pahasına olsun korurlardı ki buna eminim çünkü neredeyse Brezilyadaki herkes beni tanıyo. Luke sayesinde tabii. Asosyal değilim ama insanlarla aram pek iyi değil. Bu sırada düşüncelerimden bi korna sesiyle ayrıldım hadi ama kulağımın dibinde hangi salak korna çalarki. Kim bu? Aaa Vini'ymiş. Bi dakika bunun burda ne işi var??
- Vini: Selam güzellik.
- Ben: Sanada selam Vini.
- Vini: Nereye böyle?
- Ben: Hiç öyle geziyorum sen nereye?
- Vini: Arabamı kontrol ettirmeye gidiyorum akşama yarışlara gelicekmisin?
- Ben: Bilmem gelirim heralde.
- Vini: Imm şey işin yoksa benimle gelirmisin yarışlara.
- Ben: Tabii olur ama sana nasıl ulaşıcam?
- Vini: Telefonunu verde kaydediyim.
Birbirimize telefon numaralarımızı verdikten sonra o gaza kökleyip gitti. Bense dolaşmaya devam ettim.
Saate baktığımda neredeyse öğleden sonra olucaktı. Tanrım!!! Luke'la olan bi yarışım vadı tamamen unuttum. Hızlı adımlarla eve gittim. Vardığımda nefes nefeseydim. Hemen garajdan Lamborghini'me binip çıktım. Luke beni öldürücek. Gerçekten öldürücek.
Vini'nin Anlatımından:
Aslında şu Ashley denen kız güzel ve çekiciydi. Tanrım!!! ne diyorum fazlasıyla sexy'di. Ayrıca çokta güzeldi. Ama ben aşık olmam o kavramı ben yıllar önce unuttum. Ben sadece kızları kullanır ve atarım o kadar. Sonuçta bütün kızlar aynı. Kafamdan şu Ashley denen fıstığı atıp bu akşamki yarışa odaklanmaya çalıştım. Kazanmam lazımdı. Ben hep kazanırım.
Ashley'in Anlatımından:
Park'a geldiğimde Luke arabasına yaslanmış beni bekliyodu ve fazlasıyla sinirli olduğu her halinden belliydi. Bittim ben. Öldümm.
- Ben: Bak gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamadım özür dilerim.
- Luke: Bidaha olursa seni öldürürüm Ash. Gerçekten yaparım. Kaç saatir bekliyorum haberin varmı?
- Ben: Tamam söz bidaha olmicak.
- Luke: İyi hadi bin şu lanet arabayada yarışalım eve ilk giden kazanır.
- Ben: Okey.
Yarışa başladığımız anda gaza kökledim. Şuanda Luke öndeydi. Ama şimdilik. Bırakıyımda biraz sevinsin çocuk yazık.
Eve gelmemize az kala nitroya bastım. Tanrımm uçuyorum galiba. Anında Luke geçtim. Baya bi arkamda kalmıştı. Eve vardığımda arabamı garaja sokup indim. Luke'ta soktuktan sonra inip bağırmaya başladı.
- Luke: Hile yaptın. Hile bu tamam mı?
- Ben: Hile falan değil. Sen sadece kaybetmeye alışık değilsin. Hem arabadan yine duman çıkıyo ben sana söylemştim motorda bi sorun yok diye.
- Luke: Tanrıım. Tamam sen haklısın ben gaza çok basıyorum. Şimdi yardım edicekmisin.
- Ben: Ehh peki madem çok ısrar ettin ediyim.
- Luke: Ya ya ne demezsin çok ısrar ettim.
- Ben: Bişeymi dedin?
- Luke: Yoo hiç bişey devam et sen.
Luke'la birlikte arabayı tamir ettikten sonra yukarı odama çıktım tanrım çok yorulmuşum gerçekten. Saate baktığımda yarışların başlamasına iki saat olduğunu gördüm. Yorgunluğumu atmak için duş almaya karar verdim. Hızlıca banyoya girip üstümdekileri kirli sepetine attım. Küvete girip suyu açtım ve düşünmeye başladım... Aslına Vini denen çocuk iyi biriydi sanki. Uzun zamandır kimseyle çıkmadım. Belki onla çıkabilirim. Hem Luke'un arkadaşıydı. Bence iyi biri ya. Ya değilse peki. Yok ya iyi biri. Off kafam çok karışık rahatlamam lazım ve düşündüğüm şeye bak. Hem belki Vini iyi gelirdi bana...
Bu yeni bölüm ve kötü olduğunun farkındayım ama hiç yazma isteğim gelmiyo nedense. Lütfen oy verin ve yorum yapınki yazma isteğim artsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümüne Yarış
Actionİlk İçki... İlk Yarış... İlk Aşk... İlk Şaka... Her şeyin ilki. Her şeyin başlangıcı bir gece lanet bir yarış sayesinde başladı.