Satır aralarına lütfen yorumlarınızı ihmal etmeyin, sizleri seviyorum. İyi okumalar.🥰
Onsuzluk zor geliyordu artık, sanki nefes almamı sağlayan oksijenim oymuş gibi hissediyordum, o olmadan rahat değildim. Vücudum da ki ne olduğunu bilmediğim o rahatsız his sanki damarlarımda dolaşıyordu, onca günün ardından ilk defa evden biraz nefes almak için çıkıyordum. Saçımı tepeden topladım kıyafetlerimi değiştirdim ve daireden dışarıya adımımı attım. Gecenin karanlığı her yeri örtmüş , gökyüzünde ki yıldızlar adeta selam veriyorlardı.
Dışarda ki havayı iyice ciğerlerime çektim, morarmış gözlerim, yemek yemediğim için iskelete dönmüş vücudumla dışardan çok korkunç göründüğüme emindim. Değişik gelmişti, bunca zamandır adımımı dahi atmadığım bu sokakta yürümek. Evin üst kısmında kalan dağlık yere yürümeye karar verdim , uçurum gibi bir kenarı vardı. Eskiden buraya gelir sabaha kadar gökyüzünü seyreder ve hayal kurardım. Her zaman gülerek çıktığım bu yokuşları eski günler aklıma geldikçe ağlayarak çıkıyordum.
Bana her seferinde ki gibi ihanet edip akan gözyaşlarım yine yanaklarımda bitmişti, kalbimde ki sızı daha da artmış, bacaklarım titremeye başlamıştı. Tek istediğim yukarı çıkıp yıldızaları seyrederek içimi dökmekti. Belki de bana en iyi teselliyi verecek olan onlardı.
Hep düşünürdüm, bence her bir yıldız bir insanı temsil ederdi benim için, eskiden en parlak olanı kendim gibi görürdüm, kendime hep bir yıldız seçer onla konuşurdum, bütün gece yıldıza anlatırdım Baran'ı ama artık parlak bir yıldız gibi hissetmiyorumdum kendimi, dört yüz yılda bir kayan ve ölen bir yıldız gibi hissediyordum. Artık günümü doldurmuş ve kayarak ölüme yaklaşan yıldız gibi...
Gözlerim zorla kapanıyordu ama günlerdir olduğu gibi kapattığımda uyuyamıyordum, mantığım uyumak isterken, kalbim izin vermiyormuş gibi hissediyordum.
Her gün yeni resimlerini görüyordum, resimlerden gözlerinin içine bakıyordum, o tekrar yaşama hissi yarattıran gülüşüne...
Yapabildiğim tek şey içime derince nefesler çekmek ve ağlamak oluyordu, özlüyordum. Aslında özlemek kelimesi benim için tek bir anlama bağlı değildi, herkesin dilinde olduğu o basit bir kelimeymiş gibi olan özlemek kelimesi benim için bir çok anlam kazanıyordu.
İnsan sevdiği birini özlerdi, sözlerini, gülüşünü, kokusunu, saçlarını, ona dair her şeyi özlerdi. Özlem duyarak ağladığım gecelerde, onun elini tutuşunu hayal edişimde hayalimde de olsa özlem gidermeye çalışıyordum.
Ben onun hayaliyle bile özlem gidermeye çalışırken , onun benim farkımda bile olmaması, tırnağının ucu kadar önemsemesi, beni hiç sevmemesi canımı acıtıyordu.
Başkasının elini tutuşu, başkasını öpüşü, başkasına seni seviyorum demesi beni mahvediyordu. Onu başkalarıyla görünce sanki nefes borum tıkanıyordu, kalbini öpmek istediğim adam kalbinde başkasını taşıyordu...
Selamm bölüm sonu ağır depresif bölümler oluyor ama kızımızın ne yaşadığını gerçekten tamamıyla anlayıp, ilerde ki bölümlerde yapacağı şeyleri ona göre değerlendirmenizi istiyorum . Oy ve yorumları eksik etmeyin ,sizleri çok seviyorum ve kocaman öpüyorum🤍🥺🐚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vazgeçtim| Texting
Teen Fiction0553*: Neden unutmaya çalıştıkça aklımdan çıkmıyorsun 0553*: Ben kendimi hep sende buluyorum. 0553*: Bakıyorum etrafıma, geziyorum, eğleniyorum ama hep içimde biryerlerde bir eksiklik var 0553*: Düşünüyorum mesela geceleri, neden dokunmadığım birine...