"Des, o feci yakışıklı çocuklara ağzının suları akacak şekilde bakmaya devam edecek misin? Yoksa benim yapacağım harika mükemmel yemeklerden mi yiyeceksin?"
Destiny;"Feci yakışıklı? Salakmısın Emily! Ters yatık sekiz yakışıklılar tamammı! Ayrıca senin yapacağın yemekleri yiyemem. Geçen ay bana sanaldan kuzenin yemeklere güzel koksun diye parfüm sıktığını söyledi."
Emily tam ağzını açmış bana saydıracağı sırada kapı çaldı. Emily zıplamaya başladı.
Emily;"Oyeyeyeyeye kesin siyahlı çocuk benim cazibeme dayanamayıp geldi!"
Des;"Senin egonu bile seviyorum. Ne bekliyoruz. Kapıyı açalım."
Kapıyı açtık. Bilin bakalım kim. Ben kapıya gitmedim. Emily'le konuşmalarını dinliyordum.
"Selam bebeğim. Adım Vini. Yakın arkadaşım Justin ile karşı tarafa taşındık. Gerçi bizim gibi birine okadar güzel baktınız ki hemen üstünüze zı.. Ahh neden yaptın bunu? Acıttı."
Emily;"Selam. Öncelikle adımı söylemeyeceğim. Feci sinir oldum sana. Omzuna vurmamı hakettin. Şimdi daha fazla piçlik yapmadan çek git."
Kapıyı 'yakışıklı' Vini'nin üstüne kapatarak çığlık atarak bana koşmaya başladı. Ne kadarda seviyorum onu. Herneyse. Üstüme zıpladı ve o anda ikimizde yatağa yapıştık adeta. Balkonun kapısı açıktı ve hemen köşede karşımızda Vini'lerin balkonu vardı. Balkonlarımız yapışık denecek kadar yakındı. Sanırım benim beğendiğim müthiş kusursuz sarışının odasıydı bu. Müthiş kusursuz ne ya. Emily sayesinde bende dilimizi saçma sapan kullanmaya başladım. Emily'le yatakta tepinmeye başladık. O anda balkondan gelen sesle irkildim.
"Hahahahhaa. Kızlar bu kadar yokluktaysanız biriniz buraya gelin. Birimiz oraya gelelim."
Ardından bir kahkaha sesi daha;
"Hahahha ben Emily'i istiyorum."
Bu cümleleri kimin söylediğini duymadım. Ama 2. Yi Vini'nin söylemesini umuyorum. Tabı Emily susar mı? Karşısındaki en sevdiği insan olsa bile ona laf sokulunca laf sokmaya çalışır ve sanırım bu sefer başardı!
Emily;"Hey sen baksana bi. Siz az önce elini siken çocuklar değilmiydiniz? Şimdi gelip bize yokluktan bahsetmeyin."
Ben Emily'e bakarken bir anda gözüm sarışın çocuğa kaymıştı. O okadar kusursuzdu ki. Benim gibi birini seveceğine inanmıyorum. Bunlar hergün başkalarıyla olanlara benziyor. Kendimi kaptırmamalıyım.
Emily;"Des! Ben yemek yapmaya gidiyorum. Parfüm sıkmayacağım bebeğim. Sen uzan biraz."
Ben üstümü değiştirecektim. T-shortumu çıkartmıştım. Tam o anda perdenin açık kaldığı aklıma geldi ve çığlık attım. Çünkü Vini beni izliyordu. Pis sapık deyip perdeyi kapattım. Emi bana bağırıyordu hemen bşr t-short giyip yanına koştum.
EMILY
Des uyuyordu. Ben uyuyamamıştım. Mini siyah bir etek uzun gri bir hırka giyip ayıcık şeklindeki şapkamı takmıştım. Balkona çıktım. Düşünüyordum. Matt'tan sonra başkasına aşık olacak değildim. Çünkü çok sevdim ben onu. Onun üstüne daha çok sevmek istemiyordum. Bana o kadar çok acı çektiren çocuğun üstünü örtüp yeni bir sayfa açmak istemiyordum. Nedenini bilmiyorum. Yeni bir yaşam yeri yeni insanlar ve Des. Yeni bir sayfa güzel olurdu. Matt'ı unutamıyorum. Vini'ye aşık olmak istemiyorum. Kafam çok karışık. Ailemi özledim. Ben tam düşündüğüm sırada karşı balkon açıldı. Gelen sarışın çocuktu.
"Kendimi tanıtmak için geldim. Ama en çok sıkıldığım için. Vini uyududa. Burada kalacağım. O kibar nazik erkekler gibi 'yanınızda durabilirmiyim' demiyorum fark ettiysen. Biz böyleyiz. Komşumuzsanız alışacaksınız. Ben Justin. Okumuyoruz. Kendini ve arkadaşını kısaca tanıt."
Emi;"Ne çok konuştun be. Banane senden. Komşumsan banane. Ben mi dedim gel taşın diye sanki. Bende buyum. Bana alışmak zordur. Eğer çok istiyorsan adım Emily arkadaşımınki Destiny. Burada hayal kuruyoruz. Sıkıntıdayız. Depresyondayız. Senin yaptığın şeye bak. İyi geceler."
Deyip içeri geçtim. Odama gittim. Bir süre uyumaya çalıştıktan sonra kalkıp Des'in yanına gittim. Üstünde zıpladım. Yanına yattım. Uykusu gerçekten de aşırı derinmiş.
YARIN SABAH
Des'ten önce uyanmıştım. Saat 7;45 ti. Aman Allah'ım. Okula 15 dakika kalmıştı. Hemen buz gibi suyu Des'in üstünden döktüm. Bana sövdükten sonra okula gidiyorduk. Vini ve Justin yanımızdan geçiyordu. Siyah bir arabaları vardı ve bize bağırdılar.
"Heey. Bebeğim. Gelin biz bırakalım okula sizi. Ne dersiniz. Belki okula bile gitmeyiz. Sizi yok yazdırmayız."
Sizi yok yazdırmayız derken. Hay ebeni sikeyim. Nasıl aklımıza gelmedi. Bunlar yeni tarih ve geometri öğretmenleri olmalı. Hemen dün geceyi Des'e anlattıktan sonra kulağıma eden bir çığlık sesi duydum. Tabii ki Dess...
Des;"Hayır. Gerek yok. Teşekkür ederiz. Siz başka yerlere gidip kendinizi yok edin lütfen. Görüşürüz."
Okula gelmiştik. Ben cam köşesi en arkaya oturdum. Des bir önüme oturdu. Yanımda kumral mavi gözlü çok yakışıklı bir çocuk oturuyordu. Des'in yanındada çok güzel olmayan kilolu sivilceleri olan kısa gözlüklü bir kız oturuyordu.evet bu onun kusuru değil. Dalga geçmiyorum. İsterse ona yardım edebilirim. İlk ders tarihti. Acaba hangi yakışıklı?
Vini içeri girer girmez herkez ayağa kalktı. Ben ve Des hariç. Bize sinirli bir şekilde göz attıktan sonra oturun diye bağırdı. İlk önce kendini tanıttı. Bize kendimizi tanıtmamızı istemişti. Herkes tanıttı. 3 kişi kalmıştık. Güzel bir kız tanıtmaya başladı.
"Ben Hailey. Bana Hai diyebilirsiniz. Aslında 18 yaşındayım. Sınıfta kaldım. Siz çok yakışıklısınız. Telefon numaranızıda tanıtırmısınız? Ama herkezin içinde olmasın lütfen."
Pardonda ben sana hain diyeceğim. Veya orospu. Ne kadar çok yakıştı. 'Tilifin nimirinizidi tinitibilirmisiniz?' Salak!
Sıra bendeydi;
"Merhaba sayın değerli hocam.(!) Ben Emily. Sizden pek hoşlanmadım. İyi dersler."
Vini;"Ahh bebeğim. Seni tanıyordum. Neden boşuna o öpülesi ağzını yordun ki? Akşam görüşeceğiz seninle. Bu arada çok kötü morardı."
Ya bu nekadar gerizeklı birşey. Ben o anda tokat attım. Derste bağırdı hepiniz dışarı çıkın diye psikopat deli manyak salak gerizekalı sapık! Kolumu çok sıkıyordu. Herkez çıktı Des biraz direndi ama benim yanımdaki kumral yakışıklı çocuk onu çıkarttı. Vini biraz bana yaklaştı. Kulağıma eğildi.
"..
Sınır:
+10 oy
+5 yorum
-ECE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends
Teen FictionGençliğimizin ilk yıllarındayız. Herkes sanal arkadaşıyla buluşmak ister. Biz yaşamaya karar verdik. İlk olarak bir hayaldi. Hayaller gerçekleştirmek içindir. Biz bunu yapıyoruz. Hayallerine inanman çok önemli. Bu hikaye bitince yaşamaya ne dersin...