Gözümü açtığımda havanın aydınlandığını fark ettim . Bu kadar uyumuş olamazdım . Annemler gelmemiş miydi? Yada beni uyandırmamışlardı.
Sanırım ikinci seçenek daha mantıklı geliyordu.
Midemden gelen seslere dayanamayıp kalktım . Akşam yemeği de yememiştim bu açlık ondan olsa gerek diye düşündüm . Güç bela ayaklarımı yataktan sarkıtıp yere bastım . Yerin soğuğu çıplak ayaklarıma değince ürperdim . Yatağın yan tarafında bulunan pofuduk terliklerimi ayağıma geçirdim sıcacık olan içi yüzümü güldürdü.
Ardından odanın kapısına doğru adımlarımı attım . Annemler hala uyuyorsa sessiz olmalıydım çünkü babam uykusunda sinirli oluyordu . Yavaşça kulpu indirip kapıyı açtım . Minik minik adımlar atarak banyo'ya geldim.
İlk önce yüzüme buz gibi suyu çarptım ardından sol taraftaki dolap kapağını açıp diş fırçamı ve macunu aldım . Fırçamın üzerine fındık büyüklüğünde macunu sürdükten sonra dişlerimi fırçalamaya başladım . Sabah sabah ağzımda oluşan bu tadı sevmesem de mecburen yapıyordum işte.
Fırçayı yıkayıp yerine tekrar koyduktan sonra bir avuç dolusu suyu ağzıma atıp iyice çalkaladım . Bu işlemi birkaç defa yapıp aynadan gıcır gıcır olan bembeyaz dişlerime baktım . Sağ taraftaki dolaptan düzleştiriciyi çıkarıp fişe taktım . O ısınana kadar kendime kıyafet bulabilirdim.
Banyodan çıkıp tekrar odama döndüm . İki kapaklı dolabımı açıp içinde bir göz gezdirdim . Hava soğuk değildi ama yine de serindi ve esiyordu . Bu yüzden ona göre bir şey giymeliydim.
Hardal sarısı bol kazağımı askıdan aldım . Alt çekmeceden de siyah pantolonumu alıp köşede duran küçük çekmeden çorap çıkardım.Önce eşofmanımı bacaklarımdan sıyırdım ardından çoraplarımı ayağıma geçirdim.
(Siz nasılsınız bilmem ama ben pantolondan önce çorap giyenlerdenim :D)
İlk sağ bacağıma sonra da sol bacağıma geçirdiğim pantolonu belime kadar çekip düğmesini ilikledim . Üzerimdeki bol tişörtü çıkarıp yerine kazağımı geçirdim . Çıkarttıklarımı katlayıp tekrar dolaba koydum.
Az öncekinden daha hızlı ama sessiz adımlarımla bayo'ya gittim . Kapıyı kapatıp aynanın karşısına geçtim . Sol taraftaki dolaptan toka aldım . Saçımı ikiye ayırıp üstte kalan kısmı tokayla tutturdum . Alt taraftaki saçı elime alıp güzelce taradım ve ardından düzleştiriciyle düzleştirmeye başladım.
Saçımla işim bittiğinde saate baktım . On ikiye geliyordu . Sanırım dün bu saatlerde okuldan çıkmıştım. Evet sarp'la buluşmaya gidiyorum . Umarım unutup da beni orada sap gibi bırakmaz.
Etrafı biraz toparlayıp tekrar odama geçtim . Çekmeceden rimel, fondöten ve dudak kalemimi alıp boy aynamın karşısına geçtim.
Çok fazla abartmadan yüzüme fondöten'i iyice yedirdim . Ardından rimeli sürdüm ve mat pembe renkli dudak kalemimi sürdüm işte hazırdım.
Odanın durumu işler acısıydı annem çalıştığı için toplamak zorundayım ne yazık ki
Hemen yatağımı toplayıp örtüsünü örttüm . Ortalığı da şöyle bir toparlayıp bordo çapraz çantamı aldım . İçine cüzdanımı , parfümüm ve evin anahtarını atıp çantanın fermuarını kapattım.
Tam odadan çıkacakken aklıma gelen telefonumu da alıp odadan çıktım . Sessizce annemlerin odalarının kapısını açtım . Cumartesi olduğu için bugün işe geç gideceklerdi.
Elime kağıt ve kalem alıp kağıda kütüphaneye gideceğimi yazdım . Hemen başuçlarında ki komodinin üzerine koydum . Arkamı dönüp odadan çıktım . Dış kapının oraya geldiğimde ceket aklıma geldi ama almama gerek yoktu üzerimdeki yeterince kalındı.
Ayağıma beyaz spor ayakkabılarımı geçirdim ve asansörü çağırdım . Asansör gelince binip sıfır'a bastım . Aynadaki yansımama baktım.Neşeli bir kızdım evet ama bu ölüm beni gerçekten yıpratmıştı . En azından yeni arkadaşlar buldum birazda olsa kafamı dağıtırım diye düşünüyorum.
Ellerimi açıp dua ettim. "Allah'ım beni güzel insanlarla karşılaştır . Hata yapmama izin verme . Sana sığınıyorum rabbim beni yüzüme gülüp arkamdan iş çevirenlerden koru Amin."
Dua etmeyi seviyordum . Dua edince biraz olsun rahatlıyorum(tavsiye edilir)
Asansör durunca kapıyı itip kabinden çıktım . Dış kapıyı açıp kendimi dışarı attım . Dediğim gibiydi hava soğuk değil ama serin.
Yavaş yavaş durağa doğru yürüdüm . Durağa gelince oturup beklemeye başladım . Umarım otobüsü kaçırmamışımdır diye içimden dua ederken yüzümü güldüren otobüs geldi . Sen olmasan ben ne yapardım canım otobüsüm . Otobüse aşık olmuş gibi bakmayı bırakıp bindim . Pasomu basıp boş bir koltuğa oturdum.
Otobüs ilerledikçe içerisi doluyordu . Şoför'ün o her zamanki muhteşem sesi duyunca insanlar sıklaştı . Ne söylediğini söylememe gerek yok diye düşünüyorum herkes bilir bu sözleri sonuçta.
İyi ki ilk duraklara yakındı evimiz . Sırf bu yüzden her zaman oturuyordum tabî ki yaşlı birisi binmediği sürece . İneceğim yere yaklaşınca düğmeye bastım . Ayağa kalkıp kapının oraya geçtim . Otobüs durunca da indim . Rüzgar yüzünden önüme gelen saçlarımı arkaya ittirip yürümeye başladım.
Dünkü bankın oraya gelip oturdum . Umarım geç kalmazdı yada umarım gelirdi mi demeliydim . Yarım saat kadar bekledim . Hala ona dair bir iz yoktu . Anlaşılan geleceği de yoktu . Oflayarak ayağa kalktım . Kaldırım boyunca yürümeye başladım.
Yanımda beyaz bir Mercedes-benz durdu . Arabayı biraz inceledim fakat tekrar önüme döndüm bu sırada arabanın kornası çaldı.
Tekrar kafamı arabaya çevirdiğimde içinden Sarp çıktı . Şaşırmıştım . Tamam zengin olduğunu fark etmiştim ama bu kadarını düşünmemiştim gerçekten.
Bana el sallayıp gel işareti yaptı . Tereddüt etsem de ona doğru yürüdüm . Direksiyon başında başka birisi daha vardı . Ama buradan nasıl biri olduğunu net göremiyordum.
Sarp'ın önünde durduğumda konuşmaya başladı.
-Sırf sana yetişmek için şu gördüğün uyuz'a yalvardım. Diyerek direksiyondaki kişiyi gösterdi .
-Bende gelemeyeceksin sanmıştım . Tam gidiyordum .dedim .
-Üzgünüm babamı tanımıyorsun demekle yetindi.
Gerçekten babası zorlu birisi olmalıydı . Bana bir dakika işareti yapıp arabanın camını tıklattı . Açılan camdan kafasını içeri sokup uyuz dediği şahsa bir şeyler söyledi.
Söylendiğini belli eden oflamalarla kapıyı açıp dışarı çıktı . Kahve saçlar , buradan açık kahve gibi gördüğüm gözler, kalın değil ama ince de olmayan kaşlar, dolgun biçimli dudaklar ,hafif sakallarıyla oldukça karizmatik bir tip karşımdaydı.
Nefesimi tutumu yeni fark edip bıraktım . Ardından göz göze gelince gözlerimi kaçırma isteğimi bastıramadım ve yüzümü sarp'a doğru döndüm.
Doğrusunu söylemek gerekirse feci şekilde etkilenmiştim . Tekrar yüzümü ona doğru döndüğümde arabanın etrafından dolanıp sarp'la benim olduğumuz tarafa doğru gelmeye başladı. Ne yapacağımı ve söyleyeceğimi düşünürken kolumu dürten ele baktım . Bu sarp'tı göz göze bakınca güldü ve kulağıma doğru eğilip "bu kadar belli etme istersen" dedi.
Bu söylediğine karşılık gerçekten utanmıştım . Allahtan çabuk kızaran birisi değildim . Dirseğimle sarp'ın karnına geçirdiğimde inlediğini duydum . Sert vurmamıştım ama boşluğuna denk gelmişti. Hak etti ama.
Yanımıza geldiğini fark ettiğim yakışıklı şahıs boğazını temizledikten sonra ona doğru döndüm. Tamam yakışıklıydı hemde feci şekilde ama kendimi tutmalıydım çocuğun ağzına düşmemeliydim . Bu yüzden yüzümü olabildiğince sabit tutup
-Ben Erva diyip elimi uzattım.
Uzattığım elimi tuttu . Bir an sıcak bastı gibi oldu sanki.
-Ben Yağız , Yağız Özhan.
&..
Evet sevgili okurlar ikinci bölüm bitti düşüncelerinizi almak istiyorum.. :D :D

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ VER
ChickLit&.. Aşkı tatmış ve şimdi aşk'tan korkan bir adam tekrardan korkmadan aşk'ı yaşayabilir mi ? &.. Aşık olmayı bir türlü beceremeyen bir kız bu korkak Adam'a aşık olabilir mi? &.. Artık aşık değildim , içimde sadece nefret vardı ona karşı, ama yeniden...