Nefes Nefese

346 16 21
                                    


Sonunda koşmayı durduran Mo etrafa bile bakamıyordu. Beyni tek bir seye konumlanmıştı. Kaçmaya

Eğilmiş ,ellerini dizlerine dayamış nefes nefese bir halde okulun en ücra , insan geçmeyen yerine kaçmıştı.
Bu koşuşturmaca onu hayli ile yormuştu tabi.

Yüzüne sigra üfledikten sonra He Tian ı terslemiş olmasına rağmen He, Mo nun arkasına takılmış nerede görse ona sırnaşmıştı.

Ki ten temasından nefret eden Mo ya bu durum aşırı garip gelmiş ve ne zaman He yi görse kaçmasına sebep olmuştu.

-"Sonunda atlattım şerefsi-" derken arkadan gelen boğuk sesle donmuştu.
-"MOOOOOOOOOOOOCCUUUUUUUUUUUUUUUKKKKK!!!!!"

Nefes nefese arkaya bakan Mo He nin durmadan ona doğru geldiğini fark etti. Koşuşu yavaşlamıyordu.

Mo hızla döndü ve;

-"Yavaşla yoksa çarpışıcaz gerizekalı!" Diye bağırdı.

Ama He nin amacı da oydu. Çarpışıp yere düşmeleri. Fazla romantik bir sahne olurdu. He de denemeye karar vermişti.

Koşuşunu biraz daha hızlandırdı Tian.

-"Bu sefer kaçamayacaksın Mocuk!" Diye seslendi.

Mo ise nefesini düzeltmek için olduğu yerde duruyordu. He giderek ona yaklaşırken Mo nun aklında parlak bir fikir vardı.

-"ŞIMDİ YAKALADIM SENİİİ---!!" Diyerek Mo nun üzerine atladığı sırada Mo hızlı bir hareket ile sağ tarafa kaçtı. Ve böylece:
Mo\1 -- Tian\0

Mo yapacağı şeyi anlamıştı çoktan. He onu salak mı sanıyordu? Kollarını göğsünde birleştirmişti

-"Awhh..." arkasından gelen inleme ile endişeyle arkasına döndü. He dizini tutuyordu.

-"Tanrım ciddi olamazsın!" Dedi sinirle Mo. Ardından He'ye döndü ve "Üzerime atlamak zorunda değildin. Aptal mısın nesin!" Diye çıkıştı.

Ardından cebindeki peçeteyi çıkarttı ve He nin dizini tutan elini kaldırdı. Dizi sıyrılmıştı. Hafif kan akıyordu.

-"Hale bak! Kendine zarar vermekten hoşlandığını falan düşünücem artık!" Durmadan söyleniyordu. Bir yandan da yarayla ilgileniyordu.

Çantasından çıkarttığı suyu hafifçe beden dersinin şortunu sıyırdığı bacağa döktü. Artık daha temizdi ve mikrop kapmayacaktı en azından.

Peçeteyi Tian ın bacağına hafifçe bastırdı. Ardından çantasının ön kısmından çıkarttığı yara bandını kullanarak peçeteyi dizine sabitledi.

Normalde bu işlemin biraz canını acıtmasi ve inlemesi gerekiyordu. Mo'nun ,Tian ın inlemesini duymak istemesinden dolayı değildi bu merak.
Kendinde olsa acırdı...

Yavaşça gözlerini yaradan kaldırdı ve Tian ın gözlerine sabitledi.

Tian ise tüm bu süre boyunca bir kere bile Mo nun gözlerinden çekmemişti gözlerini. Ama söylenmek ve Tian ın yarasını temizlemek ile meşgul olan Mo'cuk bunu fark etmemişti bile.

-"Ne oldu? Canını mı yaktım. Niye öyle bakıyorsun?"
-"Hiç" dedi iç geçirerek Tian.
-"Tamam hadi kalk o zaman seni revire götürelim benim yaptığım pansumanın pek işe yarayacağı söylenemez. Mikrop kapmasın."
-"Tamam."

Mo elini uzattı. He de ondan destek alarak ayağa kalktı. Ve sessizce revire doğru ilerlemeye başladılar.

Mo nun düşündüğü şey ise He nin neden düştüğünden beri bu kadar sessiz olduğuydu...

PortakalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin