Camille Saint-Saëns
Introduction and Rondo Capriccioso (1863)Bölüm 3
Cemal Can, Damla'ya cevap veremedi çünkü Barış artık daha yakındı. Damla'ya kafasıyla Barış'ı gösterip susturmaya çalıştı.
"Merhaba," dedi Barış, Damla'ya bakarak. "Barış ben, memnun oldum."
"Ben olmadım," dedi Damla. "Hep peşinde mi gezecek böyle?" diye sorarken Cemal Can'a dönmüştü.
"Sadece bir süreliğine," diye cevaplayan Barış oldu.
Damla, Barış'a dönüp ters bakışlar atmaya başladı. "Özel şeyler konuşacağız belki?" dedi, sorarcasına.
Barış gayet sakin bir şekilde, "Cemal Can'ı ilgilendirmeyen hiçbir şeyle ilgilenmiyorum," diye cevapladı. "Endişelenmenize gerek yok. Kendisiyle anlaştık, sadece birkaç gün etrafınızda olacağım."
"Beni ilgilendiren şeyler, Can'ı da ilgilendiriyor. En yakın arkadaşıyım hani."
"Harika," dedi Barış. "Sizinle de konuşmam gerekiyor demek ki."
"Sorun yok," diye araya girdi Cemal Can. "Sadece birkaç gün kuzum."
Damla, Cemal Can'a döndü ve yaklaşıp, "Saçmalama," diye fısıldadı. Sonra Barış'a döndü. "Biz gidiyoruz, sen başka zaman şey yaparsın artık."
"Üzgünüm, ben de geliyorum."
"Hıı... Sen öyle san," diye geveledi ağzında. Sonra Cemal Can'ı kolundan tutup arabaya itti. "Atla!"
Arabaya sürüklenirken Cemal Can, "Ne yapıyorsun?" diye sordu.
"Atla dedim!"
Cemal Can, ön koltuğa yerleştiğinde Damla çoktan sürücü koltuğuna geçmişti. Kapılar kapanır kapanmaz da gaza bastı.
"Bizimle gelecekmiş, hah!"
"Kız yavaş, dur!" Cemal Can, kemerini takmaya çalışırken konuştu. "Yavaş, yavaş! Delirdin mi? Manyak!"
"O dedektif beni daha tanımıyor!" diye keyifle bağırdı. "İzin verir miyim ben be!"
"Tamam, uzaklaştık! Yavaşla." Cemal Can, biraz kötü hissederek dönüp arkaya baktı. "Ayıp oldu adama..."
"Caaaan, saçmalama istersen. Niye taktın ki onu peşine? Kurtulacağım demiştin!"
"Beceremedim işte," dedi Cemal Can. "Kolay vazgeçecek gibi değildi, kabul etmek zorunda kaldım."
"Bunu ne kadar-" Damla cümlesini tamamlayamadan telefonu çalmaya başlayınca susup arayana baktı. "Arda arıyor, dur, konuşacağız bu konuyu," dedikten sonra telefonu cevapladı.
İşle ilgili önemli bir konu olduğu için uzun süren telefon konuşması bittiğinde, sevdikleri bir restorana varmışlardı. Damla'nın, Cemal Can'ı okuldan aldığı günlerde geldikleri güzel bir mekandı. Arabayı restoranın önüne çekip indiğinde keyifle sırıttı Damla.
"Nasıl atlattık ama?" diye sordu, Cemal Can'ın olduğu tarafa geçerken.
"Valla senden korkulur Damla," derken sırıtıyordu Cemal Can. "Ama cidden ayıp oldu sanki."
"Ya bırak, ne ayıbı? Ne kadar erken-"
Damla'nın sözünü kesen, restoranın önünde gürültüyle duran motor oldu. İkisinin de bakışları refleks olarak kocaman siyah motora ve üstündeki adama döndü. Adam kaskını çıkarırken Damla ve Cemal Can aynı anda tepki verdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leap of Faith
Fiksi PenggemarÖzel dedektif olan Barış'ın bürosuna bir zarfın içinde isimsiz bir not ve bir miktar para gelir. Notta; isimsizin bir arkadaşının peşinde birilerinin olduğu, o kişinin tehlikede olabileceği yazmaktadır. Notu gönderen kişi Barış'ın bu durumu inceleme...