3. BÖLÜM

11 2 0
                                    

Sarsıntıyı atlatmak kolay olmamıştı. Sahire hanım bir kaç gün odasından çıkmamış, öfkesinden, sıkıntısından birkaç kilo vermişti. Zaman zaman kocasını dava etmeyi aklına koymuş, bunu avukat olan oğluna söylemişti. Fakat Bedri Bey;

-Anne, demişti. Babam sana durup dururken el kaldırmadı. Bu adam bu apartmanda korkunç bir ihmale uğradı. Sen karısı olup da kocana bakmadın, evin içinde en fazla harcanan o adam. O toplantı senin, bu toplantı benim gezmesini bildin. Kendini her şeyin sahibi ve hakimi sandın. Ama bu adam bütün bu varlığı alın teriyle kazanmıştır. Her şeyi bizim gibi asalaklara bırakacak değildir. Zaman zaman kendini kaybettin, bu hallere sebep sensin

Sahire hanım;

-Babandan yana çık bakalım, dedi. Bir ailenin bütün varlığı ortaktır. Baban tek başına hiçbir şeye sahip olamaz.

-Sen nalıncı keseri gibi kendine yontma anne. Babam isterse bugün nesi var , nesi yok satar. Parasını da çıtır çıtır yer kimse karışamaz.

-Bunadı diye vasiyet altına aldırtırım.

-Babam bütün aklına ve sağlığına sahiptir anne.

-Ya yaptıkları?

-Ya senin yaptıkların anne? Okumak, avunmak için el işleriyle meşgul olmak alışkanlığında bulunan adamın odasını nasıl ortadan kaldırırsın? Misafir için yatılı oda ne demek oluyor? Kendin apartmanın en güzel odasına kurulursun, mal sahibi olan kocanı torununun odasına atarsın. Doğru mu yaptığın?

-Elbette doğru. Torunum der de bir daha başka bir şey demez. Otursunlar beraber.

-Anne, bu adam tek başına bir odaya kapanmaya alışık. Bakarsın gece yarısı kalkar, okur ya da oyma yapar. Hesabı, kitabı vardır. Birtakım merakları vardır ki , ne senin aklın erer, ne benim, ne de damat beyin. Kuzu gibi adamı ihmal ede ede bu hale getirdin. İstediğin gibi dava aç. Ben babamdan yanayım.

Damat bey büsbütün başka fikirdeydi. Sahire hanım ortaya çıktıktan sonra, Recai beyin bulunmadığı yemekte;

-Bu böyle sökmez Valide hanım, demişti. Bu ailede huzur kalmadı. En iyisi apartmanın dairelerini taksim etmektir. Nasıl olsa çocukları REcai beyin varisidir. Şimdiden bölüşme yaparak bu meseleyi halletmeli.

Yıldız dinlemiş, dinlemiş;

-Baba , demişti. Kimin malını bölüşüyor sunuz? Dedem sağ olduğu kadar kendi mallarının hepsine sahiptir. Ortaya yeni yeni ukalalıklar çıkartarak adamı dinden imandan çıkarmayın. Bu evde lakırdı söylemeye hakkınız olmadığı gibi oturmaya da hakkınız yok. Kuzu gibi adam. Besle kargaları, oysun gözünü.

Hayri bey sofradaki sürahiyi kapıp kızının başına vurmak için davranınca Bedri bey bileğine yapışmıştı;

-Yavaş, o kadar uzun boylu değil. Biraz daha sinirlerimize sahip olmalıyız.

Calibe hanım;

-Yıldız çeneni tut artık, dedi.

Yıldız;

-Sizzde saçmalıklarınızla insanı çatlatmayınız, dedi. Babaya bak. Sürahiyi kafama vuracak. Sonra da dün akşam, kızı alıp gideriz, oda görsün gününü, diyordu. Ben sizinle gider miyim?

-Yıldız sus çok fena olacak?

-Daha fenası can sağlığı. Siz artık istediğiniz kadar saçmalayın.Benim iştahımı kaçırdınız.

Bedri bey;

-Enişte, dedi. Sen bankada müdürsün. Tek başına bir saire tutup aileni geçindirecek kadar para alıyorsun. Artık yemeiğini de dışarıda ye. Burası lokanta değil.Her gün Fatma kadına yemek ısmarlamak yok. Yok kuzu pirzolası, yok biftek, yok soğanlı yahni... Oh, ne ala memleket! Yalnız sen mi? Biz de öyle. Paşa gönlümüz ne isterse onu ısmarlıyoruz.Bu ailede önüne ne konursa onu yiyen, yemek seçmeyen bir adam varsa o da babam.

KUKLACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin