ch.4
Liseden beri, sinemaya gitmeyi severdim.
Bir perdede oynayan başka insanların hayatları bana ilginç gelirdi. Kendi hayatımdan kaçmak için sık sık gitmeye çalışırdım. Sonrasında bu alışkanlık haline geldi.
Başta sadece 2 saatliğine hayattan kaçmak için gittiğim yer sonrasında uyuşturucu gibi kendine bağlamıştı. Filmleri beklemeye, oyuncuları takip etmeye, sevdiğim yönetmenlerin yeni film çıkarması için dualar etmeye başlamıştım.
Tabi bu parası olmayan biri için zordu. Abim, hem çalışıyor hem okuyordu. Bir yandan da bana bakmaya çalıştığından sinemaya verecek paramız yoktu.
Bende sinemaya gidebilmek için birilerini ayarlamaya başlamıştım. Bir omega olduğumu bilseler bu oldukça kolay olurdu fakat herkes zekası düşük bir beta olduğumu sanıyordu. Hatta bazen bastırıcı spreyleri öyle çok sıkardım ki cinsiyetsizlerle karıştırılırdım.
En azından yüzüm güzeldi ve lisenin başlarında ne kadar sevilmesem de herkes en azından yatmak için bana ilgi duyardı. Bir çok beta ve alfa beni becermek için bana beni sevdiklerini söylerlerdi. Omegaların az olduğu bir devirdeydik ve yüzüm güzel olduğu sürece beta veya cinsiyetsiz olmam onlar için önemli değildi.
Onlarla sadece lisenin başında takılmıştım. İzlemek istediğim filmlere göre onlarla çıkıyordum ve birlikte sinemaya gittikten sonra ayrılıyordum.
Sinemaya gitmek istediğimi duyduklarında hepsi heyecanlanırlardı. Sinemada, insan içinde yiyişmek istediğimi sanarlardı. Onlardan birkaçını izlemek istediğim filmin değeri yüzünden öpmek zorunda kalmıştım. İlerisini yapamazdım çünkü hiç kızgınlığa girmemiştim. Kızgınlığa 1 kez bile girmezsem benim için acıdan başka birşey ifade etmezdi.
Bu lisenin ortalarına kadar devam etmişti. Bu sürede Yoongi’de bana defalarca kez beni sinemaya götürmek istediğini söylemişti ama onu hiç kabul etmemiştim.
O diğerlerinin aksine popülerdi ve benimle dalga geçmesine tahammül edemezdim. Diğerleri sadece becerme umuduyla yanımda olsa da Yoongi’nin seçeneği çoktu. Bir betaya kalmamıştı. Onunla birlikte olmak için üstüne para verecek omegalar vardı.
Yoongiyle evlenene kadar hiç sinemaya gitmedik. Bende abimin bu yaptığımı öğrenmesinden sonra gidemez olmuştum zaten. Sonradan öğrendim Yoongi’nin hiçbir zaman karanlıkta sevişmek gibi şeyler istemediğini.
Evliliğimizin 2. ayında sormuştu bana sinemaya gitmek isteyip istemediğimi. Ona insanların içinde yiyişmeye istekli olmadığımı söylemiştim. Gülmekle yetinmişti. “Bunu isteyen herkese ‘yönetmene saygısızlık' nutuğu çektiğini biliyorum hayatım. Bir dönem tüm alfa bloğunda bu konuşuluyordu. Çok kişi senden sonra sevgilisini sinemada yemeyi bıraktı.”
Sadece gülümsemiştim. Çıktığım kişileri bile bile benimle evlenmişti. Bir alfa için, özellikle Yoongi gibi seçkin bir alfa için bu zordu.
Sonrasında birlikte sinemaya gitmeye başlamıştık. Ben filmi izlerdim, oysa beni. Neden filmi izlemediğini ne kadar sorsamda söylemezdi. Söylemesi için aylar geçmesi gerekmişti.
Demişti ki, normalde beni izlediğinde utanıyor ve başımı çeviriyormuşum. Sinemada yüzüme vuran ışığı izlemeyi filmi izlemekten daha çok seviyormuş. Değişen mimiklerim, onun için en güzel senaryoymuş. Tabi o daha romantikti ama bunlar o anki utancıma rağmen aklımda kalan kısımları.
Ve beni yıllarca sinemaya götürmeye devam etmişti. Yüzümdeki ifadeleri izlemek için. Birlikte komedi filmine girdik, korku filmine girdik, aksiyon filmine girdik… Söylediğine göre öptüğüm kişileri de biliyormuş ama en kıskandığı şey benim bu savunmasız halimi görmeleriymiş.
Utanırdım ama beni izlemesini severdim. O fark etmese de bende onu göz ucuyla izlerdim. Gözlerinde hep şefkatli bir ifade olurdu.
O omegaya baktığında olan şefkatli ifade gibi. Onu izlemesini hiç sevmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUST DIE FOR | Yoonmin
Fanfiction"Ölünmeli. İnsanlar birşeyler uğruna ölmeli. Ölüm değerli kılınmalı. Ölümün değeri bilinmeli." "Saçmalıyorsun." "Belkide." yukarı bakarak kıkırdadım. "Eskiden saçmalamamı severdin." "Artık sevmiyorum." ellerimi başımın altında birleştirip sandalyede...