Multimedia: Pınar
Multimedia2: Pınar ve Çağrının bırlıkte dinledikleri son şarkı111! Gözlerimin buğusundan hiçbir yeri göremiyordum. Tek yapabildiğim servisin koridorunda yalpalanarak koşmaktı. Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve kafami kaldırdığımda kapıda gördüğüm '111' yazısıyla urpererek bir adım geri çekildim.
Sevdigim adam o kapının arkasında ölümle burun burunaydi ve ben onu kurtarmaliydim. Yapabilirdim. Allahım luften ölmesin! Lutfeeennn!
Çağrının yanına gitmem gerekirken bu hareketsizlik de neyin nesiydi? Kaskatı kesilmiş gozlerim kapıda kenetlenmis ugultular arasında güç bela elim kapıya uzattim. O sırada içeriden gelen seslerle kendime geldim.
-Çabuk mavi kod verin! Hastanın nabzi cok yavas! Her an kaybedebiliriz! Bir kişi nabız kontrolü yapsin biriniz de üstünü çıkarıp kalp masajına basla-
-Ben yaparim diye atıldım bir güçle. Bana ait bir bedene kimsenin dokunmasina izin veremezdim.
İçeri girdiğimde onun solgun morarmış dudaklarına bembeyaz tenine bakarken gozlerimin dolduğunu hissettim. Bu umrumda değildi.
Ellerimi vücuduna koydum. Kalbinin tam üzerine.. Buz gibi vücuduna meydan okur gibi kalbi sıcacıktı. Ellerimin arasında gibiydi. Onu yaşatmak ellerimin arasında gibi..
Daha fazla oyalanmadan hemen kalp masajına başladım. 1V, 2V, 3V, 4V, 5V.......30. Durdum. Bir nefes aldım ve dudaklarına eğildim.
Daha önce beni kimse öpmemişti. O bile. Simdi dudaklarımız degiyordu. Dudaklarının segirdigini hissettim. Nefesi verip dogrulduktan sonra doktorun söylediklerini duydum.
-Bir ampul adrenalin yapın. Hastayi kaybediyoruz. Hemşire hanım kalp masajına devam etmelisiniz.!
Bana sesleniyordu ve onun bağırtıları benim beynimde ugultudan öte geçmiyordu.
Gözlerimi sol gözünden dusen bir damla gözyaşına kenetlemistim. Fısıldayarak 'Hakkını helal et' dedim. Beni duymadığını biliyordum.
-Ölüm saati....
- Hayıııııır! ölmedi ooo!!! Lütfen kapatmayın yüzünü noluuur!!! Ölmedi o gercekteennn! Sadece uyuyor!! Yanında kalmama izin verin o ölmedi ben onu bırakmam!!!
.
.
.
Saatler sonra gözlerimi bir odada açtım. Kolumda bir serum takılıydı. Emsemde yoğun bir ağrı vardı. Büyük ihtimalle bir sinir krizi geçirmiştim.
-Ohh Allahım! Sana şükürler olsun hepsi bir rüyaymış.
Birkac dakika sonra Aygül abla geldi.
- Abla ne oldu bana bu serumun icinde ne var nerden nasıl geldim ben buraya?
- Sakin ol bitanem. Sinir krizi geçirmişsin ve serumde sakinleştirici var.
-Peki kim getirdi beni buraya?
-Doktor Halil bey.
Halil bey Çağrının odasında yoktu. Demekki olanlar rüyaydı. Aygül abla ölmedi o diye sayıkladigimi soyleyince iyice merak etmeye baslamistim.
Yutkunarak kalbimden boğazıma kadar yakan o sozcukler döküldü ağzımdan cevabını duymaktan korkar gibi sessiz cok sessiiz fısıldayarak sormuştum.
-Peki Ç-çağrı! Öldü mü yoksa hepsi bi rüya mıydı!?!?
Bu günlük sadece 2 bölüm yazabildim. Yarın ilkyardım sinavim var ve cok çalışmam gerek. Hepsinizin dualarına ihtiyacim var. Bu arada begeni ve yorumlarinizi da eksik etmeyin lutfeen. Opuldunuz :***
![](https://img.wattpad.com/cover/30361551-288-k902539.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhaba De!
ChickLitHer an mı bi aksiyon olur insanin hayatında. Her sabah gözümü açtığımda içimden de dediğim gibi. 'Hadi bakalım Pınar yeni bi aksiyona merhaba de?!?!'