🌑

937 86 84
                                    

Todoraki :
Dişlerimi boynuna geçirmiş ve kanını içmeye başlamıştım. Şaşırtıcıdır ki gerçekten güzeldi. Babam yani 'vampirlerin kralı' bana o kadar çok kan tattırmıştı ki saymamıştım bile ve ben hiçbirini içememiştim. Ama hiç kurt kanı içmemiştim, belki de kurtların kanları daha farklıdır?

İçmeyi bitirdikten sonra kendimi geri çektim. Ağzımı elimin tersi ile sildim ve ona baktım. "Ee beğendin mi bari?" kafamı salladım o ise sırıttı "Demiştim sana. Şimdi git dinlen, ne zamandır kan içmemiştin sanırım?" kafamı salladım o ise elini omzuma götürüp pat patlamıştı. Ve odadn çıktı.

Bir kaç hafta boyunca ne zaman istersen kanını bana veriyordu. Buna minnettardım ama o iyi olucak mıydı? Çünkü kanının tadı gerçekten çok güzeldi ve ben en az haftada 2 kere içiyordum.

Ama sonuçta o bir kurt tu değil mi? Güçlüydü.

Gece olmuştu, içeri bakugou girmişti. Yine her zamanki yerine oturmuş ve beni yanına çağırmıştı. Yanına gittim, eğilmemi söylemişti, bende eğildim. Bana biraz yakınlaşmış ve boynunu açmıştı. O günden bu yana boynundan hiç kan içmemiştim. Çoğunlukla kolundan içiyordum.

"H-hayır ihtiyacım yok teşekkürler." bana sert bir bakış atmış ve içmemi işaret etmişti. Ona boyun eğmek zorunda kaldım.

İçmeyi bitirdikten sonra bana bakıp "Şimdi bedelini ödemen gerekiyor." Ben ona anlamısıca bakarken tekrar söze başlamıştı "Sonsuza dek benimle kalacaksın ve bu evden asla çıkmıycaksın!" şaşkınlığım daha da artmıştı bu nasıl bir bedel böyle zamanı gelince burdan ayrılmak zorundaydım! "N-ne?!"

"aynen duyduğun gibi!"

"Hayır istemiyorum! Bunu yapmak zorunda değilim!"

"Elbette zorundasın ben senin hayatını kurtardım! Dediğimi yapmak zorundasın!"

"Hayır değilim!" bağırışmalar uzadıkça uzamıştı en sonunda benim sesim yüksek çıkmıştı, bakugou bana sinirle bakıp yüzüme bir tane tokat yapıştırmıştı!
"Dediğimi yapacaksın! Hayatını bana borçlusun seni aptal!" ben yüzüme yediğim tokatla şok olmuştum ki bakugou ayağa kalmış ve koşar adımlarla odadan çıkmış bir de üstüne kapıyı kitlemişti!

Bir süre sonra şöminenin karşısına oturmuş olanları düşünmeye başlamıştım. Aslında dışarda yaşam benim için bitmişti. Ama yine de burda onunla ne yapıcaktım ki? Sanırım en doğru karar onun istediği şeydi, hem burda en azından rahatça ve babamın olmadığı bir şekilde yaşaybiliyorum.

Burda kalmak seçeneğini kabul edicektim. Kapıyı tıklattım. Hala gücüm tam yerinde değildi bu yüzden tıklattım ve bakugoyla seslendim. Kapıyı açmasını ve içeri girmesini istedim.

Kısa bir süre sonra içeri girmiş ve kapıyı tekrar kitlemişti. Onun yüzüne bakmadan "Şe-şey ben... Teklifini kabul ediyorum."hala ona bakmıyordum ve ne tepki verdiğini görememiştim.

Az biraz bekledikten sonra Bakugou bana yaklaşmış ve tek elini çeneme götürüp yüzümü kaldırmıştı. Bana biraz daha yaklaşmış ve gülümsemişti." Buna sevindim." deyip odadan çıkmıştı. Kapıyı kitlememişti! Gerçekten bana güveniyordu? Buna sevinmiş ve yüzünde anlamsız bir gülümsemeyle yere oturmuştum. Sonra aklıma birbirimize ne kadar yakın olduğumuz gelmişti, şimdi düşününce... sanırım kızarmıştım!

Evet bunu yaklaşık 20 dk da yazdım ldödödö. Neyse sonraki bölüm ya yarın ya akşam.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın! ❣️

Başka bir dünya? - ☾︎BakuTodo☽︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin