Başka bir muz faciası

884 113 300
                                    

Bebeğin yerinde olmayışı tüm ev halkını telâşlandırırken Seokjin, soğuk kanlılık ile tuvalete ilerledi. O sırada diğer herkes bebeği aramaya koyuldu. Jeongguk bile altına sıçmış bir halde bebeği arıyordu. Yoongi'nin sesi odayı doldurdu.

"Bence Jeongguk'un kokusundan dolayı intihar etti benim canım oğlum."

"Yanlışlıkla sıçtım bir kere."

Hoseok mutfağa, Yoongi yatak odasına bakarken Jeongguk da koltuğun altlarına bakıyordu. En sonunda tuvaletten Jin'in çığlığı duyuldu.

Jin, gözlerini tavana dikmiş havada uçup meditasyon yapan bebeğe bakıyordu. Ayrıca bebeğin gözlerinden biri sarı, diğeri kırmızıydı.

Jin fenerbahçeliydi.

"Galatasaraylı bebek!" diye bağırıp hızla mutfağa koştu. Yeniden buzdolabını açıp bir muz aldı ve ağzına sokmaya çalıştı. Hoseok telaşla muzu Jin'in ağzından çıkarmaya çalıştı. Fakat bu sefer muz o kadar derine inmişti ki Jin gerçekten nefes alamıyordu ayrıca gözleri sulanıyordu.

"Muz çıkmıyor!"

"İtfaiye çağıralım!"

Jeongguk'un fikri herkesin aklına yattı bir anda. Fakat Jeongguk hangi numarayı arayacağını bilmiyordu. Bu yüzden aklına ilk gelen numarayı çevirdi.

"Alo?"

"Alo buyrun?"

"İtfaiye mi?"

"Lahmacuncu burası abi."

"Ya şimdi benim başkasını arayacak dakikam yok o yüzden hızlıca sana soracağım. Abimin ağzına muz girdi ne yapmam gerekiyor?"

"Önce onu sakinleştirin. Daha sonra da ölüme terk edin."

"Teşekkürler iyi günler."

Jeongguk hızlıca telefonu cebine koydu ve abisinin yanına yaklaştı.

"Abi sakinleş, birazdan geçecek."

Hoseok konuşmaya katıldı,

"İtfaiye geliyor mu?"

"Yok. Ölüme terk edeceğiz."

"Siz salak mısınız?!"

Yoongi hızlıca telefonunu eline aldı ve kardeşi Taehyung'u aradı. Jeongguk bunu fark eder etmez abisine döndü. Abisinin ağzından muz yavaş yavaş çıkıyordu. Ama eğer muz çıkarsa Taehyung gelmezdi. Bu yüzden kimsenin bu tarafa bakmadığı sırada muzu abisinin ağzına geri soktu.

"Sakin olun Taehyung gelecek."

Jeongguk sanki çok üzgünmüş gibi başını  yere eğdi. O sırada Hoseok bebeğe bakmaya gitti. Bu sefer bebek havada da değildi. Klozetin içine girmişti. Hoseok bir anlık sifona basıp bu lanet bebekten kurtulmayı düşündü. Ama Yoongi'yi seviyordu. Onun çocuğuna böyle bir şey yapamazdı. Bu yüzden hızlıca bebeği klozetten çıkardı ve oturma odasına geri getirip koltuğa oturttu.

Aradan birkaç dakika geçti ve kapı çaldı. Jeongguk ışık hızından daha hızlı bir şekilde koşarak kapıyı açtı.

"Açılın ben doktorum."

Taehyung, önündeki bedeni hızlıca ittirip Jin'e doğru yaklaştı. Çantasından tavşan desenli plastik eldivenlerini çıkardı ve elini Jin'in boğazına soktu. Muzu tuttu ve yavaşça ağzından çıkardı. Jin nefes almanın verdiği mutlulukla gülümserken Jeongguk arkadan muz alıp kendisine sokmaya çalışıyordu. Ağzına.

Ona da aynı şeyler yapılsın, Taehyung onunla da ilgilensin istiyordu ama muz bir türlü boğazına girmedi. Oflayarak muzu yere fırlattı. Hoseok ise anın verdiği rahatlıkla dolaba su içmeye giderken muzun üstüne bastı ve kayıp Yoongi'nin kucağına düştü.

Herkes gülmemek için kendini tutarken Jimin bebek koltukta duran herhangi birinin telefonunu eline alıp bu anı çekti ve twittera #babalarım hashtagi ile paylaştı.

Hoseok ve Yoongi eski hallerine dönerken Jimin bebeğin açtığı tag dünya gündeminde birinci sıraya yerleşti. Kimsenin bundan haberi yoktu daha. Yoongi bir anda söze atıldı.

"Lan bu bebek büyülü."

"Bence göz yanılması oldu."

Taehyung'un hiçbir şey anlamaması onun sinirlerini bozuyordu. "Ne oldu ki bebeğe?"

"Klozete girdi. Ve uçtu."

"Ben de garip bir şey oldu sandım."

Jin anlamsızca etrafa bakarken boğazına soktuğu muz sayesinde kısılan sesiyle konuştu.

"Bence bunu hacıya götürelim. Ne yapacaksa yapsın."

Jeongguk hemen telefonunu çıkardı ve koredeki en ünlü hacıları araştırdı internetten.

"Bir tane var, çok seviliyor."

"Adı ne?"

"Şeyma subaşı."

Hepsi bu fikri olumlu karşılamış ve hazırlanıp yola çıkmışlardı. Fakat unuttukları biri vardı. Jimin bebek.

Onlar bunu hâlâ fark edememişti. Ayrıca şu an şeyma'nın hacı salonuna gelmişlerdi.

"Sanırım bir şey eksik."

Jin etrafına bakarken konuşmuş ve herkesi telaşlandırmıştı.

"Ne eksik... aa tüh! Nasıl unuturuz bunu?"

"Neyi?"

"Hep cebimde taşıdığım küçük ayıcığı almayı unuttum."

Jeongguk, Taehyung'un ayıcığını unutmasına çok üzülmüş ve adeta bir sapık  gibi yanına yaklaşmıştı.

"Cebine sığmam belki ama senin küçük ayıcığın olabilirim."

Yoongi sinirle Jeongguk'a yaklaşmış ve kocaman bir osmanlı tokadı atmıştı.

"Gel benim cebime gir!"

Jeongguk kendini yerden zar zor kaldırdı ve bağırmaya başladı. "Sevmek suçsa beni hapise atın!"

"Tamam."

Yoongi hızla telefonunu eline aldı ve Jeongguk'un hapise girmesi için polisi aradı.  Hoseok anında kendini Yoongi'nin önüne attı ve bacaklarına sarıldı.

"Yapma bey. Sevenleri ayırma."

"Ya bir siktir."

Yoongi Hoseok'a tekme attı ve telefonu kapattı. "Bu seferlik affediyorum. Bir daha seni kardeşimin yanında görmeyeceğim. Ve Hoseok, özür dilerim güzelim sinirliydim."

Hoseok, duyduğu söz karşısında ayağa kalkar kalkmaz yeniden bayıldı ve tam o sırada Jimin bebek dışarıdaki taksilerin birinden indi. Emekleyerek babasının yanına geldi.

O sırada da şeyma hanım Yoongi'yi anons ederek odasına çağırdı.  Yoongi etrafına bakıp konuştu. "Unuttuğumuz bir şey yok herhalde."

Jimin'i yerden alıp Şeyma'nın odasına doğru ilerlerken arkasında bıraktığı kişilere son defa kötü bir bakış atıp uzaklaştı. Bunu fırsat bilen Jeongguk, Taehyung'a daha çok yanaştı.

"Gelsene sana evimdeki prezervatif koleksiyonunu göstereyim."

"Ya sapık mısın nesin?"

"Gelsene gelsene."

Jin, Jeongguk'u  saçlarından tutarak çekti ve Taehyung'tan ayrılmasını sağladı. Jeongguk yeniden ona yaklaşacakken içeriden bağırış sesleri duyuldu. Ardından Yoongi elinde telefon ile onlara doğru koştu.

"Bu bebeğin tiktok hesabı var!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Annabelle JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin