Çok çok çok gecikmeli bir bölüm oldu hepinizden özür dilerim. Ve bölüm üzerinde fazla uğraşamazdım gayet kısa ve sıradan bir bölüm oldu, bu birinci part ikinciyi de yazmaya başladım. Lütfen yorum yapın iyi okumalaar :)
***********************
(Lily)
Yeni bir güne gözlerimi açtığımda tek istediğim bugünün güzel geçmesiyi, çünkü maalesef son günlerde bu duyguyu yaşamak mümkün olmamıştı.James'le bahçedeki son konuşmamızın üstünden tam 3 gün geçmişti, gururumu ezip ona arkadaş olabileceğimizi söylemiştim. Peki o ne yapmıştı? "Biz hiç arkadaş olmadık Evans" Ahh gıcık şey! Teklif edip iletişim kurmaya çalışanda zaten kabahat!
O günden beri de varlığımı yoksayıyordu. Hem de gerçek anlamda. Ne ortak salonda,ne yemek yerken, ne derslerde bakmıyordu bana. Sarah selam verdiğinde bile gözlerinin sadece onun üzerinde olmasına özen gösteriyordu. Ve bu çok sinir bozucuydu. Daha sinir bozucu olansa Sarah ve Black'in sürekli birlikte olmasıydı. Black bir şekilde Sarah'a yaklaşmanın yolunu bulmuştu, eh Sarah'da dünden razı zaten. Yakında çıkmaya başlayacaklardı belli ki.
Tüm bunları birkaç saniye içinde düşünmüştüm.Saat 10 olmuştu, günlerden cumartesi ve ders yok! Sarah yanımdaki yatakta uyuyordu ve 11 olmadan uyanmazdı.Bunu bildiğim için yataktan kalktım,hala kar yağıyordu. Rastgele bir kot,kazak ve çizme alıp üstümü değiştirdim. Saçlarımı kendi haline bıraktıktan sonra hazırdım. Diğer kızlar gibi her sabah kıyafet-saç-makyaj törenleri düzenlemezdim. Doğallık en güzel makyajdır. James de bir keresinde diğer kızlardan farkımın yüzüme on kat badana yapmamam olduğunu söylemişti. Off nerden geldi yine bu aklıma!Kendine gel Lils!
Büyük Salon boştu, bu saatte kalkmayı tercih etmiyordu çoğu kişi. Kendime yer bulmam zor olmamıştı.Kahvaltımı ederken Snape'le göz göze geldim. Ölüm Yiyen arkadaşlarıyla bişeyler konuşuyordu. Bana o malum kelimeyi söylediği günden beri onunla konuşmamıştım.Defalarca özür dilemişti ama söylediği şey affedilecek bir şey değildi.Zaten olaydan birkaç ay sonra da Ölüm Yiyenlerle daha fazla samimi olmuştu.Şaşırdığım söylenemezdi,içinde hep bir karanlık taraf olduğunu biliyordum.Sanırım içindeki iyiliği dışarı çıkaran bendim, benimle arası bozulunca da karanlığa gömüldü. Bakışları kaçıran kişi ben olmadım, bir süre sonra tekrar arkadaşlarına döndü.
Yemeğimi bitirdikten sonra çay keyfi yapmayı severdim. Ben çayımı içerken içeri Sarah girdi. Tam gülümserken yalnız olmadığını farkettim, hemen arkasından Çapulcu çetesi de içeri girmişti.
"Günaydıın Lils"diyerek yanıma oturdu Sarah. Sirius da yanında yerini aldı. Remus diğer yanıma geçerken James karşıma oturdu.
"Günaydın herkese."
Hepsi karşılık verdi James Potter aptalı ise hafifçe gülümsemekle yetindi. Yüzüme bakmıyordu yine,bu durum artık canımı sıkmaya başlamıştı.
Sohbet edip yemeklerini bitirmelerini beklerken aklıma Sarah'la bugünkü planımız geldi.Sirius 'la konuşmasını bölmekten çekinmeyerek "Sarah bugün Hogsmead'e gidicektik başka plan yapmadın değil mi?" diye sordum. Başka plandan kastımın Black olduğunu gayet belli etmiştim sanırım ki bunu duyan Sirius güldü.
"En yakın arkadaşını senden almak gibi bir planım yok Lily."
"Şimdilik." dedi Remus lafa karışıp. "Ne yapmayı planlıyodunuz ki?"
"Hiç öyle dolaşır bişeyler içeriz diyoduk. Derslerden çok bunaldım,kafa dağıtmak lazım biraz."dedi Sarah.
"Aslında.."diye söze başladı Sirius. Sanırım devamında ne söyleyeceğini biliyordum. "Bugün biz de Hogsmead'e gideceğiz, isterseniz bizimle gelin ne kadar fazla o kadar iyi hesabı."
Sarah umutla bana baktı.Sirius'la zaman geçirmeyi istediğini biliyordum ama bütün bir gün Potter'ın asık suratını çekebileceğimden emin değildim.
"Bilmiyorum ki.."
"Aaaa hadi ama Lily eğlenceli olur, zaten hep birliktesiniz."dedi Remus. "Öyle değil mi James?"
Bütün konuşmamızı sessiz ve ifadesizce dinlemiş olan James bana bakarak "Tabii eğer bir mahsuru yoksa tabi"dedi.
Gözlerindeki soğukluktan nefret ettiğim için bakışlarımı kaçırdım tekrar Sarah'a baktım.En iyi arkadaşım için birkaç saatlık bunalımı kaldırabilirdim sanırım. "Tamam güzel olabilir."
"Oleeyyy Lily mükemmelsin."diyerek boynuma sarıldı Sarah.
"Sarah sakin ol."diye fısıldadım,nefes alamıyordum.
"Bence de kıskananlar olabilir."dedi Sirius gülerek. Sarah beni bırakıp ona döndü."Henüz boynuna atlamam için erken bence."
"Benim için farketmez Mercier."dedi Sirius doğruca gözlerine bakarak. "Gerektiği kadar beklerim." Ne yalan söyleyeyim sözleri beni bile etkilemişti. Çapkınların prensi Sirius Black'ten bunları duyacağım aklıma gelmezdi.
"Öhöömm" diyerek öksürme efekti yaptı Remus. "Sakin olun gençler."Kahkalarla gülerken Slytherin masasından Snape'in bize baktığını farkettim. Neyse ki şu an onunla uğraşamayacak kadar neşeliydim, bakışlarımı kaçırdım.
"Tamam o zaman plan yapıldı,şimdi saat.." duvardaki saati kontrol ettim "11.30. Ne diyelim 1 gibi hazır olsak olur mu?"
"Uygundur."
James birden ayağa kalktı. Birden derken gayet cool hareketlerle yani yavaaş yavaş. "Bir işim var onu halletmem lazım, sizinle yatakhanede görüşürüz beyler... ve afiyet olsun bayanlar mükemmel bir gün sizi bekliyor." diyerek uzaklaştı. Mükemmel bir gün bizi bekliyormuş, niye bana bakarak söyledi ki bunları sanki mükemmel gün isteyen var ondan?
"Hadi Lily biz de kalkalım."dedi Sarah.
Düşüncelerimden kurtulmaya çalışıp "Ah tamam daha çok zaman var biraz ödev yaparım."dedim
"Off bari haftasonu kendine izin ver Evans."dedi Sirius.
"Kusura bakma Black, düşünmem gereken bir geleceğim var senin aksine." dedim gayet iğneleyici bir tonda, ama yüzümdeki gülümseyemeyi eksik etmemiştim. Remus'la ikisini gülerek arkamızda bırakıp Ortak Salona çıktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Story ~ Lily&James
RomanceLily ukala Potter ile hiç bir zaman isimlerinin yan yana gelemeyecegini sanıyordu, James ise ona olan askını ispatlama derdindeydi. Belki de Lily kendinden fazla emindi, ne dersiniz?