Yıldızlarla kaplı gökyüzünün yerini karanlık bulutlar alırken sanki onların da hissediyormuş gibi gerilen ortama uyum sağladığını düşündü Ginny Weasley.
Neville, Astoria, Draco, Harry, Ron ve Hermione ile birlikte Sihir Bakanı'nın yapacağı açıklamayı bekliyordu. Yıllar önce kayıtlara ölü olarak geçen Tristan Halburt'un yaşadığını ve üstelik Azkaban'dan kaçtığını nasıl açıklayacağını merak ediyordu kızıl kadın.
"Nereden başlasam bilemiyorum" dedi Kingsley, öyle yorgun gözüküyordu ki Ginny onun için üzüldüğünü hissetti.
"Baştan başlamaya ne dersin?" dedi Ron "Her şeyin düzgünce açıklanması hepimiz için en iyisi olacak sanırım"
Sihir Bakanı yorgunca yanında durduğu kanepeye otururken ayakta duran herkese kısa bir bakış attı.
"Oturmak isteyebilirsiniz" dedi Kingsley "Sandığınızdan daha uzun sürebilir anlatacaklarım"
Harry ve Hermione ayakta kalmayı tercih ederken diğerleri boş kanepelere oturmuşlardı. Ginny de eşine ve en yakın arkadaşına katılarak sırtını hafifçe duvara yasladı ve Kingsley'nin konuşmasını beklemeye başladı.
"Başlamadan önce sözümü kesmeden beni dinlemenizi istiyorum" dedi Kingsley "Ne söylersem söyleyeyim lütfen sözümü kesmeyin çünkü bir daha anlatacak takati bulamayabilirim kendimde"
Odadakiler başları ile onu onaylarken Ginny pür dikkat Kingsley'e odaklanmıştı.
"Halburtlar benim için her zaman kişisel bir meseleydi ancak bundan önce size Athella'dan bahsetmeme izin verin" dedi Kingsley yüzünde bir gülümsemenin hayaleti geçtiğinde "Çünkü yaptığım her şeyi onu korumak için yaptım, o burada olmadığında bile"
"Athella, Amerika'da yaşadığım zamanlar edindiğim yakın dostlarım Weiss'ların tek kızıydı ve benim vaftiz kızım. O küçükken onları sık sık ziyaret ederdim, sakin ve akıllı bir çocuktu. Kar beyazı dalgalı saçlarının çevrelediği yüzünden gülümseme hiç eksik olmazdı, canı yandığında bile. Bu yüzdendir sanırım Hogwarts Savaşı'ndan yaklaşık bir yıl sonra ailesini talihsiz bir kazada kaybettiğinde, onu ağlarken görmek her şeyden çok yakmıştı canımı. On üç ya da on dört yaşlarında olmalıydı, çok fazla akrabası yoktu bu yüzden onu yanıma aldım. Eğitimine Ilvermony'de devam etse de tatillerde benim yanımda kalırdı.
Bildiğiniz gibi benim hiç çocuğum yok ancak yine de babalık duygusunun ne olduğunu çok iyi biliyorum ve bana bu duyguyu tattıran da Athella'dan başkası değildi. Her zaman çok kibardı ve hep gülümserdi. Şefkat dolu biriydi, onu.. Onu o kadar çok özlüyorum ki bunu kelimelerle bile anlatamam"
Kingsley sesinin titrediğini anladığında kendini toparlamak için bir süre duraksadı.
Ginny ailesinden birini kaybetmiş biri olarak onu anlıyordu ancak bir ebeveyn olarak çocuklarından birini kaybetme düşüncesi bile onu mahvediyordu bu yüzden Kingsley'e baktığında kendini berbat hissetti ve gözlerini ondan kaçırdı. Onun hissettiği acıyı sadece tahmin edebilirdi ancak bunu yaşayan kişi Kingsley'di ve perişan görünüyordu.
"Okuldan mezun olduktan sonra yaklaşık üç yıl benim yanımda kaldı, ta ki o adamla tanışana dek. Tristan Halburt ile birbirlerine delicesine aşık olduklarını söylüyordu, bu yüzden yeniden Amerika'ya döndü ve kısa sürede de evlendiler. Hiçbir zaman bu evliliği onaylamadım çünkü Tristan Halburt'un güvenilir biri olmadığını biliyordum. Kendisi Amerika'da provokatif bir muggle karşıtı ya da onlara göre no-maj karşıtı bir grubun lideriydi. Athella onun hiçbir zaman zarar verici bir düşünceye sahip olduğunu düşünmediğini söylemişti bana. Ona göre Tristan'ın savunduğu şey muggle karşıtlığı değildi, sadece büyücü ve cadıların kendilerini saklamaması gerektiğini savunduğunu söylemişti ancak sanırım kocasının bunu savunurken kara büyü kullandığından habersizdi. Onu bu konuda defalarca uyarsam da Tristan'ın öyle biri olmadığını savundu bana ancak Tristan ve grubunun yaptığı şeyler bunun tersi niteliğindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Catch Me İf You Can (Scorose)
FanfictionHenüz beşinci sınıfa başlayan Rose Weasley, SBD'lerinden en iyi notları almaya kararlı iken bela onun peşini bırakmayacak gibi görünüyor. Berbat aşk hayatını düzene sokmaya çalışırken bir de tabiri caizse küçük arkadaş grubunun can düşmanı olan Aaro...