Heart Beat

573 105 59
                                    

Minhyuk'un uzattığı su şişesini elime alırken sana yakalanmaktan bile korkmayıp yüzünü inceliyordum. Gerçi biraz çekingenlik vardı içimde belki yavaşça gözlerini açarsın da yanaklarıma pembelik düşer diye.

Ne fark ettim biliyor musun? Ellerin gecelerini daha sıcak oluyor, normal şartlar altında olsaydık bunu geceleri uyumana bağlardım ama malum sen dünyadaki en büyük uykucusun, günlerdir kaldıramadın poponu o beyaz yataktan.

Siyah defterimi kenara bıraktım, artık arka sayfalarına sana söylemek istediğim bir kaç şeyi de yazıyordum.

Dışarıda yağan yağmur içime biraz daha huzur doldururken bakışlarımı oraya kilitledim, rüzgarın ağaçlara çarparken çıkardığı ses önce rahatsız etse de sonra hoşuma gitmeye başladı.

Tekrar defterimi elime aldım. Yine saçmaladım değil mi? Bir kaç gündür sabaha kadar burada kalmama izin vermiyorlar. Artık gitmem gerek, üstelik şarkıyı bitirmek üzereyim. Tabii ki sana da söyleyeceğim biraz sabırlı ol. Gerçi gözlerin açıkken söylemeyi yeğlerim ama her neyse.

Ayağa kalkıp defterimi arka cebime sıkıştırdım. "Hyuk, gidelim artık." O ayağa kalkarken eğilip Jisung'un alını öptüm. Dikleştiğimde Hyuk tiksinerek bana bakıp söylendi. "Iyy bir aşk böcüşü ile arkadaşım."
.
.
.

"Sung-iie ben geldim." Odadaki sessizliğe aldırmadan yatağın yanındaki koltuğa yöneldim. "Bak bu sefer yanımda ne var?" Sırtımdan indirdiğim gitar çantasını kenara koyarken söyledim.

Yanına yaklaşıp alnını öptüm ve koltuğa oturdum. "Ne oldu biliyor musun?" heyecandan yerimde duramayarak gördüğüm iki sincabı ona anlatıyordum, o uyandıktan sonra evimize sincap almamızı söylüyordum, günlerdir onunla olan hayallerimi ona anlatıyorum da.

Cümlem, gözlerim kabloların takılı olduğu cihaza gidince yarıda kesildi. Gülmeye başladım. Ben susunca yavaş yavaş sessizleşen kalp atışları ben konuşunca hızlanıyordu.

"Günlerdir söylüyorum sana sen de bana aşıksın diye!"

Elimi saçlarına götürdüm ve hafifçe okşadım. "Şarkıyı bitirmek üzereyim, sana biraz çalmamı ister misin?"

Gitarı kucağıma aldım ve şarkıyı çalmaya başladım.

I heard a glass shatter on the wall in the apartment above mine
At first I thought that I was dreamin' ...

Şarkıyı söylerken yaşadığımız anılar gözümün önünden geçiyor, şarkının sözlerini duymamı engelliyordu.

...He said, "I think your ears are playing tricks on you"
Sweater zipped up to his chin
"Thanks for caring, sir, that's nice of you
But I have to go back in...

Şimdi ise yüzünü incelemeye dalmıştım, bana gülümsediğini hayal ettim sonra bana eşlik ettiğini. Bir gün bunları yaşayacağımıza emindim, bu yüzden kirpiklerimin ucunda olan gözyaşlarımın düşmesini engelleyebildim.

He said, "It must have been the wind, must have been the wind
Must have been the wind, it must have been the wind"

Aklımı hayallerim kapladı. Jisung'la gerçekleştireceğimiz hayallerim. Birbirinden güzel çocuklarımızın, iki tane sincabımızın olduğu, çocuklarımıza bu şarkıyı söyleyeceğimiz, bizim hikayemizi anlatacağımız hayallerim...

Aim my boombox at the roof, I'm playing "Lean on Me"
Just so that he knows that he can lean on me
And when he hears the words, I know exactly what I'll say

Güçlükle nefesimi dışarı verdim.

Promise I'm not playing tricks on you
You're always welcome to come in
You could stay here for an hour or two
If you ever need a friend

(Söz veriyorum sana oyun oynamıyorum
Her zaman içeri gelebilirsin
Bir veya iki saat kalabilirsin
Eğer bir arkadaşa ihtiyacın olursa)

Aniden aklıma gelen sözleri de ekledim şarkıya.

We can talk about the noise, when you're ready, but 'til then
I'll say, "It must have been the wind, must have been the wind

(Gürültü hakkında konuşabiliriz, hazır olduğunda, ama o zamana kadar :
"Rüzgar olmalı, rüzgar olmalı." diyeceğim)

Çalmayı bıraktım. Göz yaşlarım geri geldiğinde bu sefer onları tutmak için çabalamadım. "Must have been the wind, it must have been the wind"

Ben sustuğumda tekrar eski haline dönen ritmik kalp atışlarıyla birlikte ağladım.

Selaaaaam! Sekiz gün geçmiş bölüm atmayalı ve iki gündür mental olarak da, fiziksel olarak da çökmüş  olduğumdan bunu farkına varamadım. Sınavların olacağını duyunca ciddi bir boyutta psikopatlığım seviye atladı veee iki gündür beni güzel elediler 🖖

Sonuç olarak diyeceğim şu ki mevcut ficlere bölüm yazma yetimi kaybettim, hazırdan atacağım. Umarım o zamana kadar elimde hâlâ hazır bölüm kalmış olur yoksa sıçtığımı sıvayamayacağım >.<

Kendinize iyi bakın, sizi seviyorum :3

❣🧸


Must Have Been the Wind † MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin