"Bella."
Annemin sesiyle uyuya kaldığım çalışma masamdan kafamı yavaşça kaldırdım. Saate baktığımda 21:34 olmuştu.
"Artık biraz ara verip dinlensen mi hayatım?"
Annem devamlı eve kapanıp bi şeyler çizmemden rahatsız oluyordu çünkü bu beni aslında dünyadan uzaklaştırıyordu kendi odama kapanıp asla çıkmıyor, devamlı bi şeyler karalıyordum. Okulda, yemek yerken, dışarıya çıktığımda elimden kalemi düşürmüyordum.
" Anne yapacak başka güzel hiçbirşey yok."
Anneme baktığımda benim için üzüldüğünü hissettiğini çok net anlayabiliyordum. Yıllardır gördüğüm psikolojik desteğin, onlarca ilacın bana hiçbir faydası olmamıştı. Doğuştan beynimde olan ve benim hep canımı yakan, doktorların tümör dediği ama aslında tümör olmayan, beni sadece yiyip bitiren o canavarın varlığından hayatım zindan olmuştu. Doktorlar her zaman çok ömrü kalmadı dediği ama benim ısrarla sanki çok güzel bir hayatım varmış gibi geberip gidemediğim bu dünyadan zevk aldığım tek şey buydu. Resim yapmak.
" Anne başımdan gidicek misin?"
ona umursamaz bakışlar atarken yanıma yaklaştı ve elini saçlarıma götürdü.
" Bella, bebeğim ben senin sadece iyiliğini düşünüyorum. Biraz dışarı çıkıp eğlenmeni, arkadaşların olmasını, onlarla biseyler paylaşmanı, artık odana tek başına kapanmanı istemiyorum."
Gözlerimi devirdim. Işte her kontrolden sonra olan acı dolu konuşmalar, ne zaman kontrole gitsek durumumun daha kötü olduğunu söylüyorlar ama bu sefer 1 haftayı bile çıkaramaz dediler. Düşünebiliyor musunuz 1 hafta.
"Annecim ben burda odamda gayet iyiyim. Üstelik hiçbirşeye üzülmüyorum çünkü umrumda değil. "
Aslında içten içe büyük bir korkum vardı. Daha 17 yaşındayım mutluluk nedir bilmiyorum en son 6 yaşındayken lunaparkta dönme dolaba bindiğimde çok mutlu olmuştum ta ki beynimdeki canavar beni bayıltana kadar, sonra kendimi her zamanki gibi hastanede bulmuştum.
" Tamam hayatım."
Annemin gözleri dolmuştu ve direk odadan çıktı. Kafamı tekrar masaya koydum ve düşünmeye başladım. Normal bir insan olsaydım acaba hayatım nasıl olurdu, benimde arkadaşlarım olur muydu yada aşık olur muydum?Sahi aşk nasıl bir duyguydu ? Bunları bilmem mümkün değil çünkü herkesten ve herşeyden kendimi öyle soyutlamıştım ki güzel olacak herşeyden kaçıyordum. Evet güzel olan herşeyden kaçıyorum çünkü eğer güzel olan bir duygu hissedersem ölümüm çok zorlaşıcak ama böyle iyiyim ben ya hayattan kopmamam için hiçbir nedenim yok arkamdan üzülen sadece annem ve babam olucak ama onlarda doğduğum günden beri hazırlar zaten ölümüme. Kimse benim varlığımı bilmeden yok olucam. Bazen bu kötü hissettirmiyor değil, bende isterdim güzel bir hayatım olsun, insanlar tarafından sevilen ve özel biri olayım. Ama benim gibi biri için bu pek de mümkün değil. Düşüncelerden kurtulup tekrar kafamı kaldırdığımda çizimlerime göz atmaya başladım. Aslında bazen çizimlerimin bilinç dışı olduğunu fark ediyorum, bazen hiç görmediğim şekiller çizmiş buluyorum kendimi ama nasıl çizdiğimi hatırlamıyorum gerçi bu da beynimdeki canavarın bana bi oyunu olduğundan eminim. Elime geçen bütün kağıt parçalarını diğer çizimlerimin olduğu kutuya fırlattım ve guruldayan karnımı susturmak için aşağıya indim.
" Kızım nasılsın bişey mi oldu."
Annemin korku dolu bakışlarından sıkılmıştım artık.
" Anne sadece karnım açıktı."
diyerek mutfağa geçtim. Annemin arkamdan geldiğini fark ettim.
"Otur canım sen ben hazırlarım."
Annemin hızla dolaba yöneldiğini görünce bende aynı şeyi yapıp ,dolap kapısını tuttum.
" Anne bırak, kendim hazırlayabilirim."
sert bir şekilde anneme cevap verdiğimde çok da umursadığını söyleyemem.
"Hayır Bella sen otur ben yaparım."
Iyice sinirlenmeye başlıyordum çünkü bana farklı davranmaları artık canımı sıkmaya başlamıştı.
" Anne! Bırak dedim sana!"
Tam o sırada babam mutfağa girdi.
" Bella kızım otur da annen sana hazırlasın."
Sinirden gerçekten dayanamıyordum artık.
"Hayır diyorum ya hayır! Anlamıyor musunuz rahat bırakın beni artık çok sıkıldım bu durumdan zaten geberip gidicem canımı bari sıkmayın!"
Annemin gözleri dolmuştu şaşkın şaşkın bana bakarken babamın elini omzumda hissettim.
" Dokunma bana."
Ağlayarak konuşuyordum ki bacaklarımın gücünü kaybetmeye başladığını hissettim ve bi anda kendimi yerde buldum.
" Bella! Kızım !"
En son duyduğum şey annemin adımı söyleyerek ağlamasıydı.
Uyandığımda gözlerimi neredeyse hiç açamıyordum sadece etraftaki sesleri duyabiliyordum.
"Lütfen bi şeyler yapın o daha çok küçük. "
Annemin ağlamaklı sesinden bi sorun olduğunu anlamıştım.
"Doktor bey yapabileceğiniz hiçbirşey yok mu ?"
Babamın sesi titriyordu.
"Maalesef yapabileceğimiz hiçbirşey yok. Beynindeki tümör aniden akıl almaz bir şekilde büyüyüp değişiyor. Daha dün durumu daha iyiydi ama üzgünüm bu günü çıkarması bile mucize olur."
Annemin hıçkırıkları iyice çoğalmıştı. Ben ise ölümün bu kadar yakın olmasının korkusu icerisindeydim. Nasıl olucak diye düşünmeden edemiyordum.
" Anne "
Anneme kısık bir ses ile seslendigimde hemen yanıma gelip saçlarımı okşamaya başladı.
"Kızım, dünya güzelim. "
Yavaşça kafamı çevirip ona baktığımda gözleri kıpkırmızı olmuştu , ağlamaktan mahvolmuştu.
" Anne ben bugün ölecek miyim?"
Bu soru karşısında kafasını yere eğdi ve ağlamaya devam etti.
" Kızım böyle konuşma lütfen."
Babama baktığımda o da ağlıyordu. Artık sona gelmiştim bir hiç olarak ölmeyi hiç istemezdim. Tam o sırada kalbim hızlanmaya başladı anlam veremediğim şekilde kaskatı kesilmiştim sanırım kriz geciriyordum. Annem ve babam panik içerisinde doktorları ve hemşireleri cağırmaya başladılar. Odaya birden sağlık çalışanları doldu. Ama tam o sırada tekrardan gözlerim karardı ve bunun tamamen son olacağı düşüncesiyle gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya
Fantasia"Jake!" Ben ağlarken o arkasına bile bakmadan yanımdan uzaklaşıyordu. Bu sırrımı ondan sakladığım için benden nefret ediyordu. " Jake bunu sana söyleyemezdim! Çok üzgünüm!" Belki de yaptığım en büyük hata buydu. Çünkü benim yüzümden ailesini kaybetm...