i always wanna die (sometimes)

52 7 66
                                    

"Hayır yani, hiç şansımız var mı sence?" Hanbin elleriyle deri koltuğun sıkıyordu bunu söylerken, koltuğa bir zarar vermemesini yoksa annemin beni döveceğini söyleyecektim ama öyle sinirli duruyordu ki, bunu yapmaya çok korkmuştum. "Jinhwan şarkı söylerken insanlarla flört ediyor resmen. Donghyuk desen dümdüz dursa bile çekici. Bize bak bir de, dört tane kazma!"

Çok alınmıştım açıkçası. "Neden ya! Gerekiyorsa ben de Jinhwan gibi davranırım. Önemli olan albüm değil mi?"

Bunu dememle üçü şaka yaptığımı zannederek birden kahkahalarla gülmüştü. Ben de bozuntuya vermeden hafifçe onlarla gülmüştüm. Aslında şaka falan değildi söylediğim ve gülmeleri çok ağrıma gitmişti ama salak durumuna düşmek de istememiştim.

Herkesin gülmesi bittiğinde Yunhyeong lafa girdi. "Artık hazırlanmaya başlamalıyız bence. Direkt şarkımızı hazırlayarak da başlayabiliriz ama diğer grupların çoğu cover şarkı söyleyecek o yüzden-"

"Katılmıyoruz yarışmaya." Hanbin ellerinin izinin çıktığı siyah deri tekli koltuktan kalkmış bagetlerini temizlerken umursamaz bir tonla söylemişti.

İçimden birkaç tane küfür savururken Hanbin'in albüm yapma ihtimalimizi öylesine kenara savuşturmasından değil birazdan odada çıkacak olan kavga yüzünden sinirlenmiştim. Yunhyeong mu yoksa Chanwoo mu daha önce sesini yükseltecekti bilmiyordum ama çoktan bir şeyler zırvalamaya başlamışlardı.

Jiwon ve ben, Jinhwan'ın aşırı ısrarları sonucunda cafe-bardaki duyurudan günler sonra Jinhwan'ın stüdyosuna gelmiş, onun cırlamalarını dinliyorduk. Gerçi daha çok ben izliyordum, Jiwon yanımda koltuğa yayılmış telefonunda bir şeyler yapıyordu.

"Umurumda değil albüm falan!" diye bağırmıştı Jinhwan, yüzü sinirden kıpkırmızıydı. "Hanbin denen herifin suratını bile görmek istemiyorum ben be."

Son bağırışı Jiwon'un bile ilgisini çekmişti. Telefonunu cebine koymuştu ve beraber Jinhwan'ın suratına boş boş bakmaya başlamıştık. 'Ne?' dercesine kaşlarını kaldırmıştı.

"Jinhwan, sence öcünü almadın mı Hanbin'den?" Omuz silkmiştim. "Abartıyorsun sanki."

Geçen sene Hanbin ve Jinhwan'ın birkaç senelik ilişkisi Hanbin'in onu aldatması yüzünden bitmişti, üstelik Jinhwan'ın en yakın arkadaşıyla. Tabi bu konuda fazla şey söyleyebilecek biri değildim, ne Hanbin'le ne de diğer çocukla doğru düzgün tanışmıyordum bile ama Jinhwan emin olduğunu söylüyordu. Bu yüzden oldukça dramatik bir şekilde ayrılmışlardı.

Ayrılmalarından bir ay sonra Hanbin'in grubuyla skandalı çıkmıştı. Açıkçası zamanlamanın bu kadar denk gelmesi beni çok şüphelendirmişti ve Jinhwan'a defalarca sormuştum ama o her zaman inatla bu konuyla hiçbir ilgisi olmadığını söylemişti. Benim için hâlâ şüpheliydi bu konu.

"Donghyuk kapat çeneni." Jiwon kafasını çevirerek fısıldamıştı. Dayak yememi istemiyordu belli ki.

Jinhwan her zamankinin aksine bize hırlayıp gürlemek yerine kayıt odasına gidip kendi kendine çalışmaya başlamıştı.

Bana deli gibi sinirli olduğunu biliyordum ama yine de konuşmamız için biraz zaman geçmesi gerektiğini de biliyordum.

Ne zaman tartışsak aramıza birkaç günlüğüne kalın duvarlar örerdi. Aramıza ördüğü duvarın ardında tek başına kendi yaralarını iyileştirmeye çalışır, kendi kendine ağlardı. Ama birkaç günün sonunda yanıma gelir vs biz hiçbir şey olmamış gibi devam ederdik.

artificial accident  ៸៸  rockband!ikonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin