Düşünüyordu genç adam. Nasıl başlamalıydı? Nereden başlamalıydı?
Belki de bunu hiç söylememesi gerekiyordu, bir mesajına bakardı buluşmalarını iptal etmek.
Fakat daha ne kadar saklayacaktı?Gerçekten bu hazzı, bu yoğun ve ağır duyguyu içerisinde tek başında mı yaşayacaktı?
Saçmalık.. Diye iç geçirdi.
Belki de böyle birisi olması en başından beri büyük bir hataydı ve bunun sonuçları onu derinden etkileyecekti.
Kalbi ile karar vererek duygularını mı dinlemeli, yoksa beynini dinleyerek mantığını mı konuşturmalıydı?
Benliğini uzunca bir süre sorgulamış buldu kendisini bir anda.
Kendisini küçümsemek istercesine ağzından histerik bir gülüş bıraktı. Düşüncelerinden sıyrıldı ve yatmakta oldu yatakta diklendi.
Telefonu hemen komidinin üzerinde duruyordu. Uzunca bir süre bakışmıştı, pek bir anlamı yoktu aslında bu bakışmanın.
Aklına aslında ne kadar aptalca birşey yaptığı gelince nefes verir bir şekilde güldü. Bu onu aşıyordu, gerçekten kaldıramıyordu bu yoğun duyguları Tadashi.
Bu yoğun duyguların sebebi ise, aşktı.
Sırılsıklam aşık olmuştu, Tadashi. Sadece bir kaç saniyeliğine kalbini esir almıştı o ses tonu.
Kalbini eser alan ses tonunun sahibi ise Tsukkishima Kei'di.
Nasıl başladığını bilmiyordu Tadashi bu derin duygunun. Sadece bildiği birşey vardı ki, o da Kei en güzel gülüşe sahipti.
Sadece bir kereliğine yakalamıştı o gülüşü. Ama Tadashi, neleri vermezdi o bir kerelik gülüş için.
Tadashi ile Kei'nin arkadaşlıkları, çok eski değildi.
Okuldan tanışıyorlardı, fakat aralarında hiç sohbet geçmemişti.
Kei'nin dediği gibi, onlar sanalda samimi olmuşlar, birbirlerini daha iyi tanımışlardı. Ve aynı zamanda yine Kei'nin dediği gibi, bunlar tesadüften ibaret değildi.
Tadashi, aslında herşeyi çok önceden kafasında kurmaya başlamıştı. Number neighbour olmaları, bir tesadüf değildi.
Tadashi, sadece bunu bahane edebilmek adına telefon numarasını değiştirmişti.
Aslında, Tobio ile Kei'nin çıktığından haberi vardı. Hatta bu bile tesadüf değildi. Tadashi, Tobio'dan bunu rica etmiş ve uzun uğraşlar sonucu Kei ile çıkmasını sağlamıştı.
Bir an olsun sadece Kei'nin dikkatini çekebilmek adına Tobio ile kavga etmişti, Tadashi.
Peki onca yaptığı şey, uğraş, sadece 2 kelime ile yok mu olacaktı.
"Seni seviyorum."
Bunu demek ne kadar zor, diye düşündü Tadashi. Sadece iki kelimeydi. Ve bu iki kelimeyi bir araya getirmek, diğer tüm itiraflardan çok daha ağır bir yük demekti.
Saat sabahın beşinde istemsizce uyanmıştı ve o zamandan beri düşündüğü tek şey buydu.
Oturmakta olduğu yatakta biraz oynaşmış, sonrasında ise ayağa kalkmıştı. Uzunca bir süre gerindikten sonra, zor da olsa gülümsemeye çalışmış ve lavaboya girerek yüzünü yıkamıştı.
Ardından ünformasını giymiş, çantasını takmış ve telefonunu eline almıştı. Evdekilere veda etmiş ve kapının önüme çıkmıştı.
Kalbi yerinden çıkacak gibiydi, nefes almakta zorlanıyor her seferinde yutkunuyordu.
Terliyordu, titrek nefesler veriyordu.
Okula yaklaştığını farkettiğinde, kolunu kaldırıp saatine bakmıştı. Saat daha yedi buçuktu ve okulun başlamasına bir saatten fazla bir süre vardı.
Hızlıca okula girmiş ve hemen üst kata çıkarak sınıfında yer edinmişti.
Düşündüğü gibi, Kei yine erken gelmiş ve camdan dışarıyı izliyordu dinlediği müzik eşliğinde.
Çantasını sırasının üzerine koymuş ve oturmuştu herhangi bir sıraya Tadashi. İki elini önünde birleştirmiş, bir karşısında oturan Kei'ye, bir de parmaklarına bakıyor gözlerini hızlı bir şekilde kırpıyordu.
Önünde bir hareketlenme hissedince kafasını kaldırdı hızlıca çilli olan. Kei kulaklığını çıkarmış ve kafasını ona çevirmişti.
"Gelmişsin."
Tadashi yanaklarının kızarmasına engel olmak istercesine önüne dönmüş ve sarışınla göz temasını kesmişti.
"Aynen,geldim.."
Kei bir süre yeşil saçlı gence baktıktan sonra, camdan tarafa dönmüş ve kulaklığını takarak müzik dinlemeye devam etmişti.
'Söyle artık Yamaguchi.'
'Ne demeliyim?'
'Aşağı inelim mi?Yok olmaz.'
'Aşağı gelsene?Ne farkı var?'
Sarışın genç dışarıyı izlemeye devam ederken ağzını aralamıştı.
"Okulun arkasına gidecektik, Yamaguchi. Vakit geçiyor."
Tadashi rahat bir nefes verdiğinde,ayağa kalkmış ve kafası ile sarışın genci onaylamıştı.
Aşağı indiklerinde okulun arka tarafındalardı, Kei bankta oturuyor Tadashi ise onun yanında.
"Bir şey söyleyecektin."
Hatırlatma ihtiyacı duymuştu Kei.
"E-evet Tsukki."
Önüne bakmaya devam ederken sertçe yutkundu Tadashi.
Boğazında bir yumru hissettiğinde, bir daha asla konuşamayacağını düşünmüştü bir an için. Susmaya devam etti,kelimeler bir araya gelemiyordu.
"Sadece oturmak için çağırdım deseydin de gelebilirdim, Yamaguchi."
Bunun üzerine Tadashi, kafasını sarışına çevirmiş ve göz kırpmıştı bir kaç kere.
"Hayır, ben.."
"Sen ne, Yamaguchi?"
Derin bir nefes verdi ve önüne döndü, çilli olan.
"Seni seviyorum."
Bunu dedikten sonra ifadesiz bir şekilde önüne bakmaya devam etmiş ve sarışının diyecekleri dört gözle bekliyordu.
Fakat, ses gelmemişti.
Ta ki, Kei'nin hırıltılı ve boğuk çıkan sesine kadar.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NN | Tsukkiyama ✔
FanfictionTadashi'nin kalbi, yeterince güçlü değildi. [tsukishima X yamaguchi] • haikyuu fanfictiøn •