yazar,

48 2 38
                                    

Gülsüm;

Babam sert adamdı. Anneme karşı tavrı çok kötüydü. Ben küçük yaşıma rağmen annemi mutlu etmeye çalışıyordum. Abim annemden nefret ediyordu ve babamın tavrını haklı buluyordu. Bir gün annem eliyle yanıma geldi. Ben küçük olduğum için durumdan bir haber anneme sarıldım. Sarılışı bu sefer daha farklıydı. Annem ağlıyordu.

-Biliyorum beni anlamayacak kadar küçüksün. Ama bana kızma olur mu kızım? Ben kendimi sizsiz bırakarak cezalandırıyorum. Ben gittiğim için mutlu olmayacağım ama yaşayabileceğim. Umarım büyüdüğünde beni anlayabileceğin bir hayat yaşamazsın. Sizleri çok seviyorum ama ben artık yaşayamıyorum. Senin yaşın küçük ama sen olgun bir çocuksun. Omuzlarına yüklediğim bu yük çok ağır. Ama abine sahip çık kızım. O sana ne yaparsa yapsın asla yalnız bırakma. Seni çok seviyorum. Üzgünüm ama ben artık yapamıyorum...

Beni öptü. Ve gidecekken, ' Anne beni de götür. Ben uslu duracağım söz yaramazlık yapmayacağım.' Dedim. Bilmiyordum ki onun bizi bırakıp gittiğini. O konuştu ama ben anlamadım ki. Babam eve erken geldi. Kolumdan sarsıp annemi sordu. Beni götürmedi diye ağladım. Babam odasına gitti ve dolabı farketti. Eline aldığı silah ile yanıma geldi. Tokat attı. Neden iyi bir evlat olmadın, olamadınız. Sizi bırakıp gitti. Beni bırakıp gitti. Delirmiş gibiydi. Ve bana bakıp, 'Senin cezan benim ölümüm olacak. ' Silahı ateşledi bana bakarak ve o yere yığıldı. Ben bir oyun olduğunu düşündüm. Abim konuşmanın sonunda gelmiş ve babamın kendisini benim yüzümden öldürdüğünü sanmıştı. Gerçeği öğrenmesine rağmen bana karşı tutumu değişmemişti...

Ben büyüdükçe yüzüm gibi kokumda anneme benzemeye başlamıştı. Bu nedenle abimin sözleri ve şiddeti artmıştı. Ben emanetimin öfkesine karşı koymadım. Benim görevim buydu. Çünkü rüyamda hep o sözleri ve babamın kendisini öldürüşünü gördüm. Ve o sözleri asla unutmadım. Abimin acısını üstlendim. Sustum ve bir hizmetli gibi yaşafığım hayatı kabullendim. O haklıydı. Annem gitti ve geride ceset olarak bizi bıraktı. Kim katilinin yüzüne bakmak isterdi. Kendi ölürken o nefes alıyordu ve yaşıyordu. Bu yüzden ona kızmaya hakkım yoktu.

...

Baktı bana uzunca, " Sen annem misin? Değil misin? Ayırt edemiyorum Gülsüm. Beni affetme. Artık git. Ben seni görmeye dayanamıyorum." Dedi ve bende istediği gibi gittim. Eşimi seviyordum. Ve ben artık dayanamıyordum. Gücüm tükenmişti. Kocamla belki daha farklı yaşam sürdürürüm diye düşündüm. Ama unuttuğum bir şey vardı. Beni görmese bile rüyalarında hep olacaktım. Onu hep terkedecektim. Üstü açık kaldığı yatakta o üstünün örtülmesini bekleyecekti korkuyla. O terkedilmişti. Benim gibi..

Kocam her vurduğunda ben sustum. Kalbime gömdüm acımı. Emanetime sahip çıkan bir kardeş. Ben sustum attığı iftiralara. Annem gibi eve adam aldığımı söylemişti kocama. Ben yüzüne sahip olduğum annemin kaderini yaşamaya mahkumdum. Kaçmak istedim ama başaramadım çünkü hamileydim. Belki dedim. Aramız düzelir ve ben bir kez olsun tebessüm ederim. Ama o bana bu çoçuğun kimden olduğunu sordu. Bütün kanım çekildi. Ben gitmek istedim. Ama o beni ölümle tehtid etti. Ben henüz dünyayı görmeyen kızımın hayatını çalmak istemedim. Ben ölmekten korkmuyordum. Çünkü annem gittiğinde Gülsüm öldü. O ebedi suskunluğa mahkum edildi. Kızım beni anlamıyordu. Ve beni suçlayacaktı hep. Ve bir gün beni terkedecekti annem gibi ve ben o gün gerçekten ölecektim...

~●~

İlk defa öğlen arası yalnız değildim. Yeşim'le birlikteydim. Bana bakıp;

-Aslında seni kıskandım. Senin güzelliğini ve zeki oluşunu. Sınıftakilerin tavrı sana bu yüzden kötüydü. Aslında sessizliğine rağmen başarılı biri olman bizi yaraladı. Ben özür dilerim. Seni tanımaya hiç çalışmadım. Ya da kendi başarısızlığımın nedenini kendimde bulamadım. Basit bir ödevdi ama seni yakından tanımama vesile oldu. Vr ön yargılarımı kırdım.

Ona defterimi gösterdim. "Seni anlıyorum. Ben de çabalamadım. Kolay bir şekilde güvenemiyorum. Aslında benim işime geldi çünkü ben yalnız kalmayı seviyorum. Ve benimle istediğin için arkadaş ol olur mu? Ben konuşamasam da seni dinlerim. Yanında olurum. Teşekkür ederim. "

- Senin güvenini biz kırdık. Seni anlıyorum ve senin güvenini gerçekten kazanacağım ve oluşturduğumuz bu grup bizim arkadaşlık adına attığımız ilk adım olacak.

Birlikte oturup sohbet ettik daha doğrusu o konuştu ben dinledim. Bana iyi geldi. Kafamdaki sesler az da olsa susmuştu. Kendimi dinlemeyi bırakmıştım. Zil çalmasına az vakit kalmıştı ki yanımıza Zuhal geldi. Yeşim'i göstererek, ' O gerçekten anlatma konusunda bizlerdrn daha iyi. Ben konuşmayı pek beceremeyen uyma akıllı biriyim. Özür dilerim. " El alışkanlığıyla bir şey değil dedim ellerimle ve o da bana öylece baktı. Defterimi alıp yazdım. Ve zil çaldı ve ben ilk defa sınıfa yalnız girmedim.

~●~

Her akşam olduğu gibi babam bu akşam içmişti. Ve yine annemden alıyordu öfkesini. Muhtemel dayımla birlikte içmişti. Onu durdurmak istedim ama başaramadım. Annemin kabuk bağlamayan yaraların üstüne yenileri ekleniyordu. Annemi itip önüne ben geçtim. Durmadı. O vurdu beni ayırt edemeyecek kadar sarhoştu. O vurdu bana benim canım yandı. Ama onun vuruşundan değil annemin her gün hissettiği acıya şahit oluyordum. Annem ağlıyordu. Babam bana vurdu ben ağladım. Annem için.

Babam vurmayı bırakıp gittiğinde. Annem beni ayağa kaldırıp bana sarıldı. Gücü yoktu. Tükenmişti artık biliyordum. Canım yanıyordu ve ben korkuyordum. İçimde hiç büyümeyen çocuk korkuyordu. Annemi ardımda bırakıp odama geçtim. Yatağımın altına saklanıp korkak kalbimle ve acıyan vücudumla öylece durdum. Korkuyordum ve ben hiç uyumadım. İçimdeki suskun çoçuk hiç susmadı ve benim yerime hıçkırarak ağladı.

Sabah oldu. Ben hiç bir şey yokmuş gibi babamın yüzünü görmemek için çıktım evden. Yüzüme bakmadım halen korkuyordum. Nefes alamıyordum. Yürüdüm bu sefer elimi tutan hayali annemde bırakmıştı beni. Ben titrek adımlarla okula gittim. Erken olsada yine de kalabalıktı. İstediğim gibi. Başımdaki sesleri susturmak için onlara ihtiyacım vardı.

Bana korkuyla bakan insan seline susmayın diye bağırmak istedim ama olmadı. Onlar benim gibi korkarak baktılar. Yanıma biri geldi. Fırat'tı. Baktı yüzüme. Ve küfür savurup kim yaptı dedi? Bir cevap bekledi verebilecekmişim gibi. Baktı ve kolumdan tuttu. Titremem onuda etkisi altına almıştı. Birlikte çıktık okuldan. Halen korkuyordum ve ardıma baktım refleks olarak. Annemi görecektim sanki. Onun acı çeken yüzünü. O yürüdü ben ona eşlik ettim.

Sakin bir yere geldik. Elime tutuşturdu defteri. Tek bir şey yazdım. " bana aileni anlatır mısın? " yazdım. O konuşmalıydı. Kafamdaki seslerin susması için. " Annem ev hanımı babam ise emlakçı. Kız kardeşim var. Klasik bir ailem var. Annemin sesiyle uyanırım. Ve onun zorlamalarıyla yataktan kalkarım. Eliyle besler beni annem. Babam pek konuşkan olmasada bizleri sever. Her aile gibi..." Ve benim canım daha fazla yandı.

Ben onun yerine koydum kendimi. Annemin ve babamın mutlu olduğunu düşledim. Bu iyi geldi bana ben hayal dünyasında yaşamaya alışkındım. Baktı bana, "Çok mu kötü yüzüm" yazdım. Baktı ve "hala çok güzelsin. " dedi. Biliyorum bunu beni üzmemek için söyledi. Ama yinede iyi geldi. Hayali arkadaşımın yerinde canlı birinin olması ve benim gibi suskun olmaması.

"Parka gidelim mi? Bugün hiç okula gidesim yoktu zaten" dedi. Ben hiç parka gitmemiştim. Başımı olumlu anlamda salladım. O konuştu ve ben kafamdaki tüm sesleri susturup bir tek onu dinledim. Birlikte parka gittik. Salıncağa bindim ve o beni salladı. Annem ve babamın yerini almıştı Fırat. Ben hayal ettim. İçimdeki suskun çoçuğu kahkaha atarken salıncakta olduğunu....

Ne kadar parkta kaldık bilmiyorum. "Kim yaptı? Dedi. Ve ben onun bunu benim aleyhime kullanacağını bile bile ilk defa birine anlattım. Kimseye güvenim yoktu. Ben korkuyordum. Ve onun neden yanımda bulunduğu umrumda değildi. Ben şuanda onu güvenli biri olarak hayal ediyordum. Ve ona minnettardım. Ona babamı anlattım. Sessiz kızın en büyük korkusunu ona anlattım. Ve o beni dinledi. Gözünden bir yaş damlası düştü. Erkekler ağlar mıydı? Annem hıçkırarak ağlarken babam gülerdi. Ben ilk defa bir erkeğin ağladığına şahit oldum. İşte o an kalbimde bir his uyandı. İnsanlığın ölmediği. Ve ben gerçekten dost edinmiştim. Elimle göz yaşlarını sildim. Bana acımadı. Bakışlarında o his yoktu. O bakışlarda pişmanlık vardı...

UÇURUM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin