─eight

743 86 17
                                    

Mark derin bir nefes alıp kütüphaneden içeriye girdiğinde, Haechan'ın bir kaç şeye bakındığını görmüş tam yapamayacağını düşünüp kaçarken Haechan'ın ona seslenmesiyle geri dönmüştü.

"Mark gelmiyor musun?"

"Geliyorum, bir şey düşürdüm de."

Yere eğilmiş, bir şey alıp cebine koymuş gibi yaptığında yavaş adımlarla masaya yaklaşmış bir sandalye çekerek Haechan'ın yanına oturmuştu. Yine makyaj yapmamıştı. Haechan'ın kendini dinlemesine seviniyordu.

"Bugün çok güzelsin."

Ağzından kaçırdığıyla büyük bir pot kırmış, Haechan ile göz göze geldiğinde ise pot üstüne bir pot daha kırmıştı.

"Yani her zaman güzelinde bugün ayrı bir güzelsin."

"Teşekkür ederim."

Haechan, şaşkın bir şekilde teşekkür edip, önüne matematik kitabını çıkarırken bir sayfa açmış ve konu anlatmaya başlamıştı. Mark ise, aklına takılan sorular varmış gibi yapıp bir kaç soru sorarak uzun süre Haechan'ı izlemişti.

"Şimdi x'yi karşıya atıyo- Mark ne yapıyorsun sen?"

Mark bir süre sonra Haechan'ı sapıkmış gibi izlemekten rahatsız olmuş önündeki kağıda bir şeyler çizerken ikisi hakkında hayallere dalmıştı.

"Üzgünüm, dalmışım da."

"Her neyse. Dikkatin burada olsun."

Mark derin bir iç çekmiş içinden ister istemez sen varken dikkatimi hiç bir şey çekmiyor ki diye düşünmüş Haechan'ı izlemeye devam etmişti.

"Çözsene sen şu soruyu!"

Haechan'ın ona itiştirdiği test kitabına bakmış, önce soruyu okuyup hemen çözecekken çaktırmamak için kolay bir soru sormuştu.

"x'i yalnız bırakıyorum değil mi?"

"Evet."

Mark, soruyu çözerken istemsizce değişik değişik tepkilere girmiş aklında bir melodi varmış gibi kafasını sallayarak soruyu çözmüştü. Mark cidden içinde denklem olan sorulara bayılıyordu.

"Mark, sakin ol ve diğer soruya geç."

Haechan kıkırdarken ellerini Mark'ın omzuna yerleştirmiş kıkırdamaya devam etmişti. Ama Mark asla sakin kalamayacağını düşünüyordu çünkü kalbi deli gibi atmaya başlamış, nefesi kesilmişti.

"İyi misin? Su ister misin?"

Haechan Mark'ın garip davranışlarını fark ettiği gibi henüz bir kaç yudum içtiği su şişeni Mark'a vermişti. Mark şişeden bir kaç yudum aldığı gibi şu şisesini çantasına atmıştı hemencecik.

"Kendimi iyi hissetmiyorum, dışarı mı çıksak? Söz veriyorum anlattıklarını tekrar edeceğim. Ama nefesim daralıyor gibi hissediyorum."

Mark elini göğsüne koymuş derin bir iç çektiğinde Haechan çantasını topladığı gibi Mark'ın koluna girmişti.

"Sakin ol. Ben yanındayım. Gerekirse hastaneye de gidebiliriz, lütfen panikleme olur mu?"

Mark, küçük bir şakadan bile Haechan'ın bu kadar panikleyeceğini tahmin edememiş ama yine de anı bozmamak için yavaş yavaş yürüyerek Haechan'ın kendisine eşlik etmesini sağlamıştı.

"Teşekkür ederim."

"İstersen eve götürebilirim seni."

Mark sevdiğine daha fazla kıyamayıp aslında bunun bir şaka olduğunu söyleyecekken vazgeçmişti.

"Hayır, gerek yok. Biraz limonata içmeye ne dersin?"

Mark'ın sorduğu soruyla Haechan afallasada en sonunda Minhyung hakkında bilgi alabileceğini düşünerek kabul etmiş ve ikisi de yakınlardaki kafeye girdikleri gibi bir masaya oturmuş iki tane limonata sipariş etmişlerdi.

"Minhyung bir kaç gündür mesajlarıma cevap vermiyor. Sence neden?"

Mark, adını duyar duymaz Haechan'a mesaj atmayı unuttuğunu fark etmiş gelen limonatasından bir yudum almıştı.

"Benimle Minhyung için mi buluşacaksın?"

Haklıydı. Her ne kadar Minhyung kendisi olsa da ilgisini çeken Mark değildi Minhyung du ve bir gün Minhyung olarak karşısına çıkmak istese, işler çok fena karışırdı.

"Ben-"

"Minhyung Kanada'ya döndü."

----
Selam ballarım, nasılsınız bakalım???
yayınlanmamıi 6 kurgum var istediğiniz bir çift
var mı ayrıca luwoo yayınlamıştım, bu kitabı bitirene kadar ona bakmayacağım kimse okumuyor onu nedeeen ki :"(
---

okul servisi, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin