1- ″Kanatlarım kırıldı.″

4.7K 268 194
                                    

Başladığınız tarihi bırakırsanız çok sevinirim, güzel kalın.

Fazla sıradan.

Genelde takıldığı barda alıyordum hep nefesi, işte o günlerden biri. Üstünde ne var tahmin edebilir misiniz?

Sürtük bir kızdan başkası değil, evet. Bu oldukça tanıdık bir manzara sayılır, kızlar ve Jeon çocuğu. Neden sürekli burada olduğum hakkında hiçbir fikrim yok, sadece buradayım işte.

İlgi çekici miyim? Oldukça. Eminim beni becermek gibi hayalleri olan tonlarca insan vardır burada. Bu bir süre sonra rahatsız edici olmaktan uzaklaştı, lanet bir güzelim.

Ama Tanrı'm, niçin ilgisi benim üzerimde değil?

Barmenin uzattığı bardağı alıp sırtımı arkama yasladım ve biraz uzak olan masaya odaklandım. Bardağı parmaklarımın arasında çevirirken tek düşündüğüm, bana ait olması gerektiğiydi.

Üzerinde o sikik kız değil de ben olmalıydım, benim belimi öyle sıkı kavramalıydı. Benim kalçalarımı öyle sıkmalıydı, beni bacaklarının arasına bastırmalıydı. Düşünceler beynimi doldurunca bardağı kafama diktim. Azalan bardak yeniden aşağı inerken dilimle dudaklarımı yaladım.

″Kaşların neden böyle yakın birbirine? Uzun süredir seni izliyorum ve belki bana bir şans vermek istersin.″
Farkında olmadan çattığım kaşlarım eski halini alırken, Jeon'la son kez göz göze gelip başımı yanımdaki yabancıya çevirdim. ″Havamda değilim adamım, üzgünüm.″

Suratımdaki alaylı sırıtışla yanımdaki çocuğa baktım. Gülümseyip geriye yaslandı ve sandalyemi tutup kendine yaklaştırdı. ″Hm, bu bir miktar üzdü.″

Gözleri zihin odağımın olduğu yana döndü ve biraz baktı, ″Eski sevgilin mi?″

″Uhm, gözüm dalmış sadece, herhangi ilgi çekici bir şey yok.″ Gözleri bana döndü, başı yavaşça bana yaklaştı ve fısıldadı. ″Ah, hiç öyle görünmüyor, yakışıklı kıza odaklanamıyor bize bakmaktan.″

Gözlerimi kocaman açıp, yüzüme yakın olan gözlerine baktım. Nasıl böyle dikkatli olabilirdi yahu? Hafif gülecek gibi oldu ama bastırdı ve kaşlarını indirip kaldırdı, gözlerimi kırpıştırıp öksürdüm ve omuzundan hafifçe itip kendimden uzaklaştırdım. Yutkunup barda gözlerimi gezdirdim ve onun masasına ilişti gözlerim.

Kız onun boynunu sömürürken kızın belini tutmuş ve her zamanki yüz ifadesiyle bana bakıyordu, sert ve seksi, uh. Gözlerimle kızın ve onun birleşmiş olan bedenini süzdüm ve dudaklarımı yalayıp dans pistine çevirdim bakışlarımı. Daha fazla bakmaya gerek yok, evet.

Kötü hissediyordum, alışık olduğum bir şey denilemez. Kesinlikle sevmiyorum o orospu çocuğunu, hayır. Sadece katlanamıyorum, kızlara ilgi duyan bir adam neden bir erkekle birlikte olur ki? Sikeyim, o gece o kadar iyi hissettirdi ki, hiç sabah olmasın istedim. Tenimi öyle güzel sardı ki; çok güzel öptü dudaklarımı, saçlarımı çok güzel okşadı. Kulağıma güzel iltifatlar fısıldadı, güzel olduğum kadar güzel iltifatlar. Belimi öyle sıkı kavradı ki, hiç bırakmasın dedim içimden. Beni kucağına oturtunca sanki ait olduğum yer orasıymış gibiydi, içime girerken aşk olduğumu söyledi sürekli. Gitmesin istedim işte, hep kalsın istedim.

Gitti. Bulutların üzerine çıkardığı gece, öyle hızlı yere çarpmamı sağladı ki, kanatlarım kırıldı.

Daha fazla düşünmemek için bardağımda son kalan sıvıyı da mideye indirip bıraktım elimden. Ona baktığımda üstündeki kızı kenara itip ayağa kalktığını gördüm. Gelmedik bir daha göz göze, kenara fırlattığı ceketini avucu içine alıp koltukta oturan kıza yanaştı ve çenesini okşayıp bardan çıkmak üzere masadan uzaklaştı. Kız Jeon'un bardan çıkışını izledikten sonra gülerek önündeki bardağı eline aldı ve arkasına yaslanarak yudumlamaya başladı.

″John, adım,″ Yanımdakinin sesini duydum ve kolumdan nazikte tutup ayağa kaldırdı beni. Direnmedim, direnemedim. Bardan çıkarken son sözlerini duydum, ″Sikeyim o orospu çocuğunu.″

Downtown | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin