İlk Defa| Bölüm 3

412 38 0
                                    

Herkesin aklında farklı bir soru vardı? Acaba intihar mı etmişti? Yoksa canına kıymışlardı Karaca'nın? Herkes kendi sorusuna yanıt ararken bir ses daha yükseldi Çukur'un sokaklarında, "Karaca."

Salih hiçbir şey hissedemiyordu artık 'keşke eskisi gibi olsa herşey' diye düşündü.. Azer.. O ilk defa böyle hissetmişti.. Hissettiği acı, kalbinden başlayarak tüm vücuduna yayılıyordu.. İdris o her zaman ki heybetini koruyarak mahalleye indi, kısık sesiyle kendine anlatmaya çalıştığı şeyler vardı.. En sonunda kendini tutamayıp bağırmaya başladı.. " Bir Koçovalı daha ölemez!"

Sonra kendini suçlu hissetti, "Selim'in emaneti ölemez"

Boğazı düğümlenmeye başlamıştı, "Torunum, kanım ölemez!"

İşte o an bir kere daha yanmıştı Çukur... İdris Koçovalı'nın içindeki yangın tüm Çukur'u yakmıştı..

Salih ayakta durmakta zorlanmaya başlamıştı, Selim'in mezarına doğru ilerliyordu arkasından gelenleri umursamadan..

Selim ve Ayşe'nin mezarının tam önünde dizlerinin üstüne çöktü, "Koruyamadım affedin" diye konuşmaya başladı..

"Emanetinizi koruyamadım.."

"Yiğenimi koruyamadım.."

Azer.. O ise Çukur'un en tenha köşesinde bir duvara yaslanarak oturmuştu.. Gözlerinde ki yaşlara engel olmamıştı.. Gözlerinin yaşı yağmura karışmıştı..

Eza.. O artık üzülmüyordu alışmıştı..

Celasun ise sürekli aynı sözleri tekrarlıyordu, "Karaca ölemez, Koçovalı o ölmez.." aynı zamanda gözleri kıpkırmızıydı..

Koçovalılar'ın soyu yavaş yavaş kuruyordu.. Çok kayıpları vardı.. Sultan Ana başta olmak üzere, Kahraman,Cumali, Selim ,Ayşe , Akşın, Acar, Nedret,Sena,Yamaç,Selim...

Ve Karaca...

Karaca ölebilir miydi gerçekten?

Karaca ise herşeyden habersiz karşısında ki adama kocaman sarıldı.. Adam da ona kollarını sardı..

"İyi ki buradasın, sensiz herşey çok zor" diyebildi gülümsemesinin arasından..

"Asıl sen iyi ki buradasın, iyi ki sana birşey olmadı.." dedi adamda sevincini örterek..

Karaca en sevdiği şarkının içinde hissetti kendini, her sözün ruhuna işlediğini hissetti..

Yağız Çukur' da ki herkesi toplamıştı.. Ölüsünü de olsa bulmalıydılar.. "Karaca'yı bulmadan dönmek yok" diyerek ayaklandırdı herkesi..

Bir kez daha hissetmişti Çukur.. Aile olmak buydu.. Kan bağları yoktu ama ortak acıları vardı hepsinin..

Belki bugün Karaca'nın cesediyle geleceklerdi buraya belki de tabutunu taşıyacaklardı ve belki de Karaca kocaman gülümsemesiyle gelecekti..

Herkes bir yerlere dağılmış Karaca'yı arıyordu.. Neredeydi Karaca? Kiminleydi?..

Çukur sözleştikleri yerde toplanmaya başlıyordu ama herkesin yüzü asıktı herkes umutsuz..

Azer koştura koştura geldi, "Buldunuz mu?"

Salih başı öne eğili bir şekilde denize döndü bu maviliğin umuduna inat vazgeçmişti bu kez, "Ölmemişse bile şuana kadar ölmüştür vazgeçmeliyiz" kuru dudaklarından aktı sözcükler..

Azer onu anlamıyordu.. Bu kadar kolay vazgeçemezdi, hani cesedini bile olsa getiriceklerdi..

Karaca evi dolaşmaya başladığında evin bir cephesinin denize baktığını yeni farketmişti..

Terasa doğru ilerledi ve iyot kokusunu içine çekti.. Bir kez daha güzel şeylerin olacağı umuduyla doldu ruhunun kenarı..

Azer ise denizin kenarında dizlerinin üstüne çöktü.. Gözlerinde ki yaşları serbest bıraktı..

İşte şimdi Azer'in umutsuzca sığındığı deniz Karaca'nın umudu olmuştu.. Aşık olmaktı bu..

Acı ve mutluluğu aynı anda hissedebilmek..

Onlar tek kişiydi ve iki zıt duygu aynı anda yaşayabiliyorlardı..

Karaca adamın yanına doğru ilerledi, "Mahalledekiler beni merak etmiştir" diyebildi.. Adamın kızacağından korktu..

Adam ise ona olumsuz bir cevap vermekle yetindi..

Gözleri dolmaya başlamıştı bile gökyüzüne döndürdü bakışlarını..

Gözlerinde ki yaşlara direnmeden bıraktı..

Dün gece 00.08

"Beni nasıl buldun, sen ölmüştün" dedi umut dolu sesiyle Karaca.

Adam onun gülüşünü izledi bir süre, ben yokken de ayakta kalmış güçlüymüş diye düşündü..

"Ölmemişim demek ki hem sizin için yaşadım ben Çukur için.."

Artık Karaca herşeyiydi adamın, uğruna savaştığı ailenin en değerli parçası..

"Bak Karaca ne olursa olsun, bir süre bu evdesin çıkamazsın yoksa herkes herşeyi öğrenir öğrenememeliler.."

Karaca duraksadı.. Salih'i düşündü ne kadar üzülürdü sonra dedesini düşündü ya yine hastalanırsa diye düşündü..

Ve Azer onsuzluk.. Onsuz bir hayat...Düşünmek dahi canını yakmıştı.

Adam Karaca'nın üzüldüğünü anlamış olacak ki konuşmasına devam etti, "Sen benim artık gözümsün Karaca.. Çukur' da ki herşeyi bana anlatacaksın yeri gelicek birilerini vuracaksın bulacaksın belki.. Belki öldüreceksin.. Yapabilecek misin?.."

Kendinden emin bir sesle "Evet." dedi Karaca..

"Yapabilirim.. Ama her zaman yanımda olacak mısın?" dedi destek istercesine..

Arkadan bir ses yükseldi, "O bıraksa bile ben hep buradayım.."

Karaca tanıdık sese doğru döndü..

Yanına doğru ilerledi ve "Akın" diyerek boynuna atladı..

Akın'da ona sardı kollarını.. Karaca'nın eksik yanları tamamlanıyordu yavaş yavaş..

Yapbozun eksik parçaları..

İlk Defa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin