Arkadaşlar hikayenin ilk 2 bölümünde kızın 15 yaşında olduğundan filan bahsettim ama hikaye doğaçlama ilerlediği için ve bu durumda biraz da aşk tadında ilerlemesinden ötürü kızın yaklaşık bi 20 yasında ve üniversite öğrencisi olması gerek gibi. İlk 2 bölümde bu detayları değiştireceğim. İlk 2yi okuyanlar lütfen bundan sonrasını kafalarında kızın yaşı büyükmüş gibi kurgulasınlar 🙂
Masa lambamın düğmesine basmadan hemen önce ensemde bir nefes hissettim. Düğmeye bastığımda odanın aydınlanmasıyla beraber ilk karşıdaki aynaya baktım ve arkamda o yaratığı gördüm. Gözlerim faltaşı gibi açılmıştı ve nefes alamıyordum. Sonra okulda o kıza yaptığı gibi sırtıma elini yasladı ve enerjimi çekmeye başladı. Tek fark o kızı boynundan tutup kaldırarak bunu yapmasıydı. İyice halsizleştim ve tam bayılmak üzereyken fısıldayarak konuşmaya çalıştım. "Lütfen yapma, yalvarırım..."
Sonra onun sesini duydum, "Merak etme,senin enerjinin hepsini almayacağım." Çok korkuyordum, hem korkunun etkisiyle, hem de enerjimin bedenimden kaybolmasıyla beraber gözüm kararmaya başladı, nefes bile alamıyordum neredeyse ve bir anda her şey karardı. Sonra birden gözümü açtım ve odamın tavanını gördüm, elimi yattığım yere sürdüğümde yatağımda olduğumu fark ettim. Sonra gözümü kırma hareketi yaptım ve kapatıp geri açtığımda onunla gözgöze geldik. Bildiğiniz havada asılı duruyordu, sanki yüzüstü yatıyor gibiydi ama hiçbir şekilde yerle veya yatakla bir teması yoktu. Okyanus mavisi gözleri tam anlamıyla içinde kaybolunası bir muhteşemliğe sahipti, hayatımda hiç bu kadar güzel gözlere sahip birini görmemiştim. Sonra gidip masamın üstündeki sürahiyi kafasına dikerek su içti. Sonra bana doğru yaklaştı. İçimden "Nolur bana bir şey yapmasın." diye kendi kendime söylediğim sırada o "Merak etme öyle bir şey yapmayacağım."dedi. Anlamsız bir şekilde "Ne ?" dedim, sonrasında "İçinden nolur bana bir şey yapmasın diye dua ediyordun ya hani, onu diyorum."dedi. Allah allah, sesli mi düşünmüştüm acaba ? Ya da belki şizofrenlik başladı veya evde delirdim. "Sesli düşünmüyorsun ve deli de değilsin, ayrıca gözlerim hakkındaki düşüncelerin için teşekkür ederim."dedi. Bu olamazdı, tamamıyla aklımı okuyordu. İçimden kendi kendime sorduğum her soruya o sesli bir şekilde cevap veriyordu. Bu korkunçtu, bu kafamdaki kendime özel olan hiçbir düşüncemin kendimle aramda sır olmayacağını gösteriyordu. Sonra birden bana yaklaştı. Korkudan gözlerimi sıktım ve kapattım. "Korkma, bir şey yapmayacağım." dedi ve elini sırtıma götürüp beni kaldırmaya başladı. Yatağımda oturduğum sırada o da yatağın diğer ucuna oturdu. Gözlerimi yere diktim çünkü onun gözlerine bakamıyordum. Kendimce konuşuyordum. "Gözlerini düşünme, gözlerini düşünme , gözlerini düşünme... "Sen kimsin, burda ne işin var ? Gece yaşanan o enerji olayı da neydi öyle ? Neden bayıldıktan sonrasını hatırlamıyorum ?" ve daha bunun gibi tonlarca soru geçiyordu aklımdan. Kısa bir süreliğine ona bakıyor ve ardından hemen gözlerimi kaçırıp yere bakıyordum. Suratıma şaşkın gözlerle bakıyor ve bir yandan da sırıtıyordu. Ona birkaç saniye daha uzun bakıp sinirle içimden "Ne sırıtıyorsun, komik bir şey mi var ?" filan gibi cümleleri geçirdikçe sinirim tepeme çıkıyordu. Sonra durdu ve "Neden bunları düşünmek yerine bana sormuyorsun ?" dedi. Şaşkınlıktan gözlerim kocaman açılmıştı. Aklımdan geçirdiğim her şeyi anlıyor olması o kadar utandırıcıydı ki. Kendi kendime "Umarım yanaklarım kızarmamıştır, nolur kızarmamış olsun."dediğim sırada "Yanakların kızardı ve bu seni çok tatlı gösteriyor." dedi. Bu çok büyük felaketti. İçimden" Sanırım ateşleniyorum."dedikten sonra elini alnıma koydu ve "Haklısın, ateşleniyorsun. Hemen yatıp dinlenmelisin." dedi. Onun enerjimi almasını vücudum kaldırmamıştı belli ki. Kendimi çok da halsiz hissediyordum zaten. Sonra beni yatırdı ve üzerimi örttü. Sonra başımda dikildi, elini boynuma götürdü ve gözlerini kapattı. Yine o enerji olayı gerçekleşiyordu ama bu sefer bana enerji veriyordu. Içimden "Benim enerjimi aldığında bayılmıştım. O kendi enerjisinden verince acaba o da bayılacak mı ?" diye düşündüm ve o da "Evet aynı baygınlık bana da olacak."dedi. Sonra ona sesli bir şekilde "Şunu yapmayı keser misin?" dedim. Gözlerini açtı, bana baktı ve "Neyi ?"diye sordu. "Bana enerjini verip senin bayılmanı istemiyorum. Ayrıca aklımdan geçirdiğim şeylere cevap vermen beni çok utandırıyor."dedim. "Bunu yapmam gerek, senin hastalanmanı istemiyorum."dedi. "Birincisi beden benim bedenim, istemezsem enerjini almam. İkincisi ise sana ne oluyor benim hastalanmamdan."dedim. Sonra o masmavi gözleriyle bana baktı, "Gözlerimin içine bak ve beni dinle. Senin hastalanmana dayanamam, sana bir şey olursa ben yapamam Arya."dedi. "Ben de sana bir şey olsun istemiyorum."diye çıkıştım. "Sana ne ki, daha adımı ve ne çeşit bir yaratık olduğunu bile bilmediğin birini nasıl korumaya çalışıyorsun ?" dedi. Yutkundum, hiçbir şey diyemedim. Beni kendi çapında koruyordu, en azından bunu deniyordu. Elini tuttum. "Ben iyi olacağım, merak etme."dedim, sonra o bana baktı ve gülümsedi. Sonra bana enerjisini verip kendine zarar vermemesini istediğimi, kendim uyursam eğer iyi olacağımı söyledim. O da ateşimi sık sık kontrol edeceğini ve aşırı artarsa bir şekilde müdahale edeceğini söyledi. Gerek yok dedim ama "Gözlerimin içine bakıp gerek yok dersen onaylarım."dedi. Gözlerinin içine baktım ama ne zaman bunu yapsam, yutkunurken bile zorlanıyordum. Ve ne zaman bunu yaşasam o da gülüyordu."Tamam, ısrar edemiyorum."dedim. "Ben de öyle düşünmüştüm." dedi. Sinirli bir bakış attım. "Tamam tamam kızma, hadi sen dinlenmene bak, ben yanında olacağım." dedi. Bu sözleri bana güven veriyor ve içimdeki korkuyu söküp atıyordu. Başımla onayladım. Yattım ve alnımdan öpüp "Tatlı rüyalar" dedi. Gülümsedim ve "Teşekkür ederim."dedim. Sonra gözlerimi kapattım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkudan Doğan Aşk
RomanceCanavarımsı bir varlık olan Kaan ve güzel kızımız Arya arasındaki korkuyla başlayıp nasıl biteceği belli olmayan doğaçlama hikaye