.

8 3 4
                                    

Kaan
Ona sırtımı döndüğümde aslında küsmemiştim veya sinirlenmemiştim. Yanakları kızdığında feci şekilde tatlı oluyordu. Sonra onun aklından geçenleri dinledim."Yok canım ne alakası var, öncesinde beni korkutup ödümü patlatan ama sonrasında benim için hayatını hiçe sayan mükemmel gözlere sahip yakışıklılık abidesi bir adam benimle ilgilenirken bayıldı diye kılımı bile kıpırdatacak halim yoktu sanki." Düşündükleri o kadar komik ve bunları düşünürkenki hareketleri o kadar tatlıydı ki bozuntuya vermemek için hiçbir şey söylemeden sırtımı döndüm ve uykuya dalma numarası yaptım. Sonra geldi ve elleriyle elimi tuttu. Elleri o kadar pürüzsüz ve yumuşaktı ki, sanki elimi pamuklar sarmış gibiydi ve sıcacıktı. Sonra fısıldadığı şeyi duydum ;"Gerçekten çok üzgünüm.". Ve sonra gelip beni yanağımdan öpmesi o kadar müthişti ki. O öptüğü sırada gözlerini kapatmıştı. O anda gözlerimi açtım, yüzü çok güzeldi.  Adeta her hareketiyle beni büyülüyordu.Sadece yüzü değil, o her şeyiyle ve her hareketiyle güzeldi. O anları hatırlayınca gülümsedim. Sanırım yavaş yavaş ona aşık olmaya başlıyordum fakat çok şükür ki o benim aklımdan geçenleri okuyamıyordu. Sonra doğruldum,  o anda kafama her şey dank etti. Ben ona enerjimi verdiğim için bayılmıştım ve ben uyandığıma göre ondan bir şekilde enerji almış olmalıydım. Eğer ondan enerji aldıysam ve bu sınırı aştıysa, korkunçtu ! Hemen yataktan kalktım ve içeri doğru gittim. Oturma odasına baktığımda yoktu. Sonra kendi yatağımın olduğu odaya girdim, orda da yoktu. Sonrasında mutfağa baktığımda gördüğüm görüştü karşısında şok oldum. Arya yerde baygın bir halde yatıyordu. Kucağıma alıp oturma odasına götürdüm. Koltuğa yatırdığımda çok ateşi vardı. Aslında enerjisi azaldığı zaman ateşlenmesi hiç normal değildi. Sonra elime kolonya döktüm ve yüzüne ve boynuna sürdüm. O sırada gözlerini hafif araladı ve konuştu. "Kaan beni bırakma, çok üşüyorum. Lütfen." dedi ve bir anda gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. "Tamam güzelim bak ben burdayım, yanındayım. Seni asla bırakmayacağım. Söz veriyorum. Korkma bir şeyin yok. Şimdi hatsaneye gidiyoruz tamam mı ?"dedim. Başıyla onayladı ve bir anda uykuya dalar gibi tekrar baygınlık içerisine girdi. Enerjim şu an için yeterliydi ve şekil değiştirip insan haline girdim.
Sonra onu kucağıma aldım, bir de cüzdanındaki nüfus kağıdını ve arabasının anahtarını. Sonra arabaya bindirdim ve kendim de binip en yakın hastaneye götürdüm. Acil servisinde tahliller ve tetkikler filan yapıldı ve serum takıldı. Sonrasında o yapılan tetkiklerin sonucunda vücudundaki kan miktarının aşırı azaldığını söylediler. Şaşırdım. Çünkü enerji alıp vermenin kanla bir alakası yoktu, başka bir şeyi olmuş olmalıydı. Doktorlar şu anda regl hali içinde olduğunu ve bu sebeple kan kaybının fazla olmuş olabileceğini söyledi ama mutlaka bunlara ek birkaç şey daha olmuş diye düşündüğünü ekledi. Onu uyandığında konuşuruz diye geçiştirdim. Bir şekilde kan verilmesi gerekiyordu ve bana onun kan grubunu sordular. Nüfus cüzdanına baktım ve B- olduğunu gördüm. Benim kan grubumun da aynı olduğunu ve kanı benim verebileceğimi söyledim. Kanımdaki farklı özelliklerden birini ona kanımı vererek kullanmasını sağlamak istiyordum. O da şuydu, yaralar ve kesikler aşırı hızlı bir şekilde iyileşiyor ve iz kalmıyordu. Ama ondan da önemlisi şuydu, artık etrafımda çembersel bir alan olarak belli bir mesafede o alanın içerisinde olursa kalp atışlarımız hızlanacak ve birbirimizi hissedecektik. Bir nevi radar gibi düşünülebilirdi de. Birbirimize belli bir mesafe kadar veya daha az mesafe kadar yakın olursak kalp atışlarımızdan birbirimizi anlayabilecektik. Neyse kalan özellikleri sonra da düşünebilirdim. Kan verme fastı bittikten sonra onun başucuna gidip elini tuttum. Kulağına doğru fısıldadım; "Geçecek güzelim, hepsi bitecek merak etme." ve alnından öpüp saçlarının kokusunu derin bir nefes alıp ciğerlerime doldurdum. Aynı kokuyu onun yatağında yatarken de hissettim ama onun kendisini koklamak, yastığını koklamaktan daha mükemmeldi. Sonrasında hasta yatağının hemen yanındaki koltuğa oturdum onun elini bırakmadan. Uyku bastırıyor gibiydi. Biraz korkmuş, biraz da yorulmuştum. 10 dakikacık uykudan zarar gelmez diye düşündüm ve gözlerimi kapattım ...

Korkudan Doğan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin