Keyifli okumalar ...
Kaan
Eve varana kadar yemin ederim gülmemek için kendimi çok zor durdurdum. Aklından geçenler o kadar komikti ki. Evet çocuk gibi davranıyor ve onu sinir ediyordum. Bunu yapmak da deli gibi hoşuma gidiyordu. Onu sinir ediyordum, sonra kızmak için bana baktığı zaman aklına gelen tüm kızma sözcükleri aklından uçup gidiyor ve öylece dona kalıyordu. Sonra da konuşamıyor ve kekelemeye başlıyordu. Onu seviyordum, onu delicesine seviyordum. Ama onun aklından geçenleri okuyabilmeme rağmen beni sevip sevmediğini bir türlü kestiremiyordum. Bazen arkadaşca yaklaşıyordu, bazen bir çocukmuşum gibi beni fırçalıyordu, bazen de gözlerime baktığında içi gidiyordu sanki. Umarım onun hissettikleri sadece beğenme duygusu değildir diye düşündüm. Arabadan indim ve sonra diğer tarafa dolanıp onu uyandırmadan yavaşça kucakladım. Kapıları kilitleyip eve girdik ve onu yatağına yatırıp üstünü örttüm. Ne kadar çok şey yaşamıştık öyle. Elimi uzatıp saçlarında gezdirdim. Saçları her zamanki gibi ipekten de yumuşaktı.Düşündüm, onunla geçirdiğim her ânım bir öncekinden daha güzel geçiyordu. Onun aklından beni seviyor veya sevmiyor oluşuyla ilgili geçireceği düşünceyi okumayı iple çekiyordum. Perdeleri kapattım. Arya'nın uykusunda yüzüne güneş vurmasını sevmediğini iyi biliyordum. Zaten hastanede sabahlamış sayılırdık bu sebeple güneş yeni yeni doğuyordu. Sonrasında yavaşça odadan çıktım ve kapıyı ırık bıraktım. Mutfağa gidip kahvaltı hazırlayayım diye düşünüp mutfağa geçtim. Kahvaltılıkları çıkarttım. Domates ve salatalık doğradım. Sonra krep yapmaya karar verdim ve onun malzemelerini karıştırıp hazırladım. Fakat pişirmedim çünkü Arya uyandığında pişireyim ki o uyanana kadar soğumasın diye düşündüm. Her şey hazırdı, çayın altı kısıktaydı. Muhtemelen çay hazır olana kadar Arya da uyanırdı. Onu yatağına yatırmamın üzerinden yaklaşık 1 buçuk saat geçmişti.O sırada kulağıma birkaç ses gelmeğe başladı. "O, kahvaltı mı hazırlıyor ? Cidden şaşırtıcı ve komik. Çok tatlı görünüyor." Bunlar Arya'nın düşünceleriydi. Gülümseyip kafamı kapıya doğru çevirdiğimde kapıda onu gördüm. Uyanmıştı ve eliyle saçlarını düzeltmeye ve toparlamaya çalışıyordu. Biraz uyku sersemiydi. Sonra "Günaydın."dedim. "Günaydın, da sen uyumadın mı ?"dedi. Allah allah, nerden anladı uyumadığımı acaba dedim kendi kendime. Bir anda konuştu; "Göz altlarından olmasın o canım ?"deyiverdi. "Heee anladım. Evet uyumadım, kahvaltı hazırladım da şimdi krepleri yapacağım sıcak sıcak yeriz."dedim. "Olur, bana uyar. Ellerine sağlık."dedi. Gülümsedim, sonra o masadaki sandalyelerden birine oturdu ve ağzına dilimlediğim domateslerden bir tane attı. İçimden ,Arya hala çocuk gibi davranıyorsun, dedim ve kıkırdadım kendi kendime. Sonra önüme döndüğümde "Çocuk gibi davranan sensin bence." dedi. "Hee hee öyledir." deyip elimdeki kepçeyle içindeki karışımı krep tavasına döktüm. O sırada birden her şey kafama dank etmişti. Arkamı döndüm ve "Ben az önce ne dedim ?"diye sordum. "Hiçbir şey."dedi ve kıkırdadı. Kıkırdayınca öyle tatlı oluyordu ki gidip onu öpmemek için kendimi zor tutuyordum. "Şu an beni öpmek mi istiyorsun ?"dedi. Ona yaklaştım, tam dibine gelip gözlerimi gözlerine diktim ve yanaklarının kızarmasını izledim. "Emin ol öpmemi istemezsin."diye kulağına fısıldadım, tek gözümü kırptım ve geri çekildim. "Aman aman bir rezalet durumu içine girmemek adına oturma odasında olacağım. Hem şu mutfak önlüğünü giydiğin zamanlarda seni pek ciddiye alamıyorum." dedi ve yavaşça ayağa kalktı. "Kaç bakalım sen."diye seslendim. Sonra kapıdan başını uzattı ve bana baktı. Kıkırdayıp hemen içeriye doğru koşturdu. "Aaah bana inat yapıyorsun değil mi ?"dedim yalancı bir sinirlilik ifafesiyle. "Kesinlikle." dedi ve güldü. Içimden sen görürsün diye geçirdim ve krepleri bitirmeye odaklandım. Ben onun kıkırdamasına dayanamıyordum, o ise benim gözlerim ve güzelim dememin karşısında hiçbir şey yapamıyordu. Ama o da benim aklımı okuyabiliyordu ve bunu o da çok iyi biliyordu. Bu felaketti. Onun aklını okuyup sonrasında cevap verdiğimde ne hissettiğini çok iyi anladım. Acaba ne zamandan beri bunu yapabiliyordu ? Ooof cevap bulamadığım sorular aklımı kemiriyordu. Neyse, kahvaltıda bunu konuşmalıydık bence. Krepler piştikten sonra ona seslendim ve kahvaltının hazır olduğunu söyledim..Artık olaylara hep Arya'nın gözünden bakmak yerine yer yer Kaan'ın tarafından da anlatayım diyorum. Sizin fikriniz nedir ? Çok teşekkür ederim okuduğunuz için. Umarım beğenmişsinizdir 🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkudan Doğan Aşk
RomanceCanavarımsı bir varlık olan Kaan ve güzel kızımız Arya arasındaki korkuyla başlayıp nasıl biteceği belli olmayan doğaçlama hikaye