Ciddi bakışları ardından sert bir ses tonu ile konuşmuştu.
"O ne?"
Anlamamazlıktan gelerek elimi yanağıma atmış ve şaşırmış gibi yapmıştım.
"Ne ne?" Beni dinlemedi ve dikleşip eliyle elimi yüzümden ittirdi. Yaklaştı ve çatık kaşlarıyla yarayı inceledi.
Şimdi ciddi anlamda sıçmıştım. Bırakın ne açıklama yapacağımı, kurduğum bütün planlar korkudan bulut olmuştu.
"Felix bu ne? Yüzünde neden böyle bir yara var?!" Sesi ne kadar ciddi olduğunu belli ediyordu.
Etraftaki insanlar baktığı için elim ayağıma dolaşmıştı ve ne söyleyeceğimi bilmiyordum.
Parmak uçları yaramın üstünde hafifçe dolaşırken yüzümü geri çektim.
"Ha o mu? Bi-bisikletten düştüm." Kendimi duvardan duvara çarpmak istiyordum. Bir kere olsun yalan söylerken kekelemesem olmuyordu sanki.
"Sen bisiklet sürmüyorsun." Dedi ve ayağa kalkıp beni çekerek sınıftan çıkarttı.
Revire doğru gidiyorduk. Tek şansım, bugünün çarşamba olmasıydı. Çarşamba günleri hemşire olmuyordu.
Eğer ölürsek falan direkt üstümüze toprak atarlardı herhalde.
Yürürken insanlardan gizlemek için maskemi geri çekmiştim. Fakat neden hâlâ o benim elimi tutarken kalbimin hızlı attığını çözemiyordum.
"Hyunjin yanlış anlıyorsun. Sakinleş biraz." Revir bu katta olduğundan hemen ulaşmıştık ve beni içeri sokup kapıyı kapatmıştı.
Üstüme yürüdü ve dik dik bakmaya başladı.
"Bir dakikadan fazla beklemem anlatman için. Anlatmazsan tek ihtimal olarak o orospu çocuğuna gidip onu döveceğim."
Kimde bahsettiği ilk anlamayınca daha sonra Jeong Sun'dan bahsettiğini anladım. Siktir ya, haksız yere çocuğu dövmesini isteyemezdim.
"Dedim ya bisikletten düştüm. Neden bu kadar büyütüyorsun?" Tek dileğim inanmasıydı ama Hyunjin fazla inatçıydı.
"Aptal mıyım ben? Sen bisiklet sürmeyi bilmiyorsun."
Bunu nereden biliyor bilmiyorum.
"Nereden biliyorsun?" Dediğinde omuz silkti.
"Sen söyledin." İnanmadım çünkü ben ona asla böyle bir şeyden bahsetmemiştim. Fakat şu an daha önemli konularımız vardı.
"Tamam işte, bisiklet sürmeye çalışırken düştüm. Öğreniyordum." Kendimce çok mantıklı olduğunu düşündüğüm cevabım ona göre aptallaydı.
"Hanı çok hastaydın? Olduğun yerden bile kalkamıyordun?"
"Sen öğrenci falan değilsin! Rusyanın ajanı falan mısın?" Sinirlendim. En ufak açığımı buluyordu.
Göz devirdi ve bana doğru bir adım daha attı parmaklarını çeneme koyup başını narince yana çevirdi ve yarama baktı.
"Kim vurdu sana?" Söyledikleri ile sertçe yutkundum. Artık anlatmak zorundaydım sanırım.
"Bak, bana güvenebilirsin. Az çok tahmin edebiliyorum bir şeyleri. Söyle ki onlara gününü göstereyim." Yumuşak ama sert sesi beni hem ürkütmüş hem de biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı.
Şimdi nasıl anlatayım ben bu çocuğa?
Başımı önüme eğdim ve zar zor çıkan sesim ile olayları özet geçtim.
"Babam alkolik. Sürekli anneme el kaldırıyor. Birkaç gün önce de içip geldi ve yine anneme el kaldırdı. Fakat annemin önüne geçtim. Haliyle bana vurmuş oldu. Sonra ben de ona vurdum ve evden attım. Yalan söylemek istememiştim, hasta değildim."
Dolu gözlerimi salıp yanaklarımın ıslanmasına izin verdiğimde yüzümü kaldırıp başımı göğsüne bastırdı ve saçlarımı okşadı.
"Tamam, sakin ol. Gel şimdi yaranın üstüne bir bant yapıştıralım ki gözükmesin." Başımı kaldırıp burnun çektim ve onu takip ettim. Sedyeye oturmamı işaret edince oturdum ve kazağımın koluna gözlerimi sildim.
Dolaptan bir bant çıkardı ve büyük bir paça kesip yanıma geldi ve bandın kağıdını çıkartıp yaramın üstüne yapıştırdı. Narince bastırarak yapışmasını sağladıktan sonra bana bakmaya başladı.
Bakışlarını üstünde hissetsem bile utancımdan başımı kaldırıp yüzüne bakamıyordum. Gururum geri tepiyordu işte.
"Felix, bana bak."
Bakamazdım ki, başımı kaldıramazdım.
"Bebeğim, bana bak. Utanmana gereken hiçbir şey yok. "
Kalbim sıkışıp midemde uçuşan kelebekler yine ortaya çıkınca tüylerim diken diken olmuştu.
Ona bakınca kızarık yanaklarımı gördü ve güldü.
Kollarını belime doladı ve birden burnumu öptü.
Gözlerim sonuna kadar açılmıştı bu hareketi ile.
"Hadi kantine gidelim, çikolata alalım sana."
Moralim bozukken çikolata yemeyi sevdiğimi bile biliyordu. Bunları ona sonra soracaktım. Şu an cidden çikolata yemeye ihtiyacım vardı.
-Çocuklar bugün de win aldı ve hyunlix moment aldıkk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss me | hyunlix
Fanfictionhyun: öp beni Hwang Hyunjin hoşlandığı çocukla konuşabilmek için çok saçma bir yola başvurmuştu. Felix'i öpmek için elinden gelen her şeyi yapardı. Hwang Hyunjin, Lee Felix ➤hyunlix içinde #1