Arel'in keyfi yerine daha çok geldi. Ve olayın ikinci perdesi olan Filistin askısı yöntemine geçti bu biraz Arel'i yoracaktı ama değecekti. Büyük bir ipin yardımıyla Veli bey'in kollarını vücudunun arkasında bağladı ipin ucuna çengel geçirerek Veli...
Polisler ormanda baya bir yol ilerledikten sonra karşılarına çıkan şeyle oldukları yerde kaldılar.
Polisler ağaçta asılı halde göğsünden kanlar akan adamı görünce şaşırsalar da hemen harekete geçti. Olay yerine gelen acil ekip ilk müdahalede bulunsa da artık çok geçti. Veli Bey son nefesini çoktan vermişti. Acil ekibini gören Naciye Hanım korku ve endişe hali ile yere bayıldı.
Arel içindeki mutlulukla evine girdi. Acıktığı için mutfağa girdi ve bir şeyler atıştırdı. Üstüne sinen kan kokusuyla üstündekileri çıkartarak sıcak suyun altına kendini bıraktı. Tam gevşediği sırada sesler duydu.
"Sen kötüsün."
"Sen katilsin."
Gevşemiş olduğu vücudu duyduğu seslerle kaskatı kesildi. Kendini afallamış hissetti. Ya beyni ona oyun oynuyordu ya da biri onla dalga geçiyordu. Etrafına baktı ama banyoda kendisinden başka kimse yoktu. Alkol' ün etkisinden saçmaladığını düşündü.
"Senden 'NEFRET' ediyorum."
Arel tüm dolapların içini açtı ve baktı ama yine kimse yoktu. Artık gerçekten delirdiğini düşündü.
"Sen kimsin?"
Gülmeye başladı. "(HAHAHA) Bunu gerçekten soruyor musun? Benim kim olduğumu bilmiyor musun ?"
Sert bakışlı yakışıklı Arel olayları anlamaya çalıştı. Aslında farkında olmadan beyniyle konuşuyordu. Ne diyordu bu in misin cin misin yoksa hayalet misin kendini kendine mırıldandı.
Yine aynı sesle gülen şey cevap verdi. " in de değil cin de değil hayalet hiç değilim. Seninle güzel zamanlarımız olacak. Sen düşüne dur."
Alkolün dozunu fazla kaçırdığı için delirdiğini uyursa geçeceğini düşündü. Oysa her şey daha yeni başlıyordu.
Aslında telefona gelen aramada hiç konuşmadığı karşı sitede ki komşusu arayınca şaşırmıştı. Hatice ninesinin kalp krizi geçirdiğini duyunca ne yapacağını bilmeden kadını orada bırakıp hastaneye doğru yol aldı. Hastaneye alel acele gelen Alev danışmaya Hatice ninenin nerede olduğunu sordu.
Danışman " 1400 numaralı oda da 2. kat sağ üst köşede."
" Teşekkür ederim." Diyerek asansöre bindi.
Odaya girip hemen Hatice ninesi baktı uyuduğunu görünce hemen kızlarına sordu "Ne oldu birden sabah çok iyiydi hiçbir şeyi yoktu."
Büyük olan kızı Filiz Hanım cevap verdi.
"Uzun zaman sonra bizi görünce evde hiç durmadan efor sarf ettiği için kalbini çok zorladı. Nefes alamıyorum diyince vakit kaybetmeden hastaneye getirdik. Çok korkuttu bizi. "
Gözlerini Hatice ninesinden ayırmadan "Peki doktor ne dedi."
Ortanca kızı Tuğçe "Durumunun gayet iyi olduğunu ancak bundan sonra daha dikkatli olmasını söyledi."
Alev yüzündeki gülümse ile Hatice ninesine "Çok şükür ponçiğime bir şey olmadı."
2 gün sonra
Hatice ninesi hastaneden çıktı evine geldi. Kızları el pençe divan durarak hizmet ediyorlardı. Alev ponçiğine iyi baktıkları için kendi evine gitti bu gün arkadaşlarıyla buluşacaklardı. Gece gezmesini sevmese arkadaşlarının ısrarlarını güç bela ikna oldu. Gece için hazırlanmaya başladı.
Altına siyah İspanyol paça pantolon, üstüne saks mavisi büstiyer, ayaklarına da topuğu altın sarısı olan siyah stillettolarını giyerek son olarak ta şahmeran bilekliğini taktı. Ve işte hazırdı. Siyah kot ceketini de alarak evden çıktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alev kırmızı vosvos'una bindi. Ve arkadaşlarıyla buluşacağı mekana doğru sürmeye başladı. 15 20 dakika sonrasında gelmişti. Erva'yı arayıp
" Neredesiniz ben geldim."
"İçeri gel lobide seni bekliyoruz kuzum."
Alev telefonu kapattı. Arabayı valeye teslim etti. İçerideki müzik sesi neredeyse dışarıya kadar geliyordu. Siyah kapıdan içeri girdiğinde dar bir kavşaktan ilerledi ve kızları gözleri ile aramaya başladığında Erva'nın kendisine el salladığını gördü. Gülümseyerek kızların yanına doğru yürüdü. Başak, Hayal ve Erva üçlüsüne aynı anda sarıldı. Başak gülümsemesini genişleterek " Uzun zaman oldu görüşmeyeli nasılsın?"
"Aynen uzun zaman oldu iyiyim sizler nasılsınız neler yapıyorsunuz?"
Üçü de aynı anda "İyiyiz "
Alev bu duruma kahkaha atarak cevap verdi. Alevin kahkahasına karşılık onlarda kahkaha atmaya başladı. Hayal , Alev'in ikinci sorusunun havada kaldığını düşünerek cevap verdi.
" Üniversiteden sonra bir şirkette çalışmaya başladım. İyi para kazanıyorum. Şimdide hem harcamaya hem de eğlenmeye geldim. "
Başak sinsi bir gülüşle " haklısın galiba " diyerek Hayal'i sahnenin ortasına götürdü. O sırada çalan JJ Project bounce şarkısında kızlar çoktan dans figürlerini göstermeye başladılar. Onların bu halleri Alev ve Erva' yı gülümsetmişti. Alev boğazının kurduğunu hissederek Erva'ya
"İçecek alacağım. Sende bir şey ister misin?" diye sordu.
"Bira çok iyi olur."
Alev tamam diyerek barmenin yanına yaklaştı. "İki bira alabilir miyim?" barmen kafasını sallayarak içecekleri hazırlamaya başladı.
Arel de kafasını dağıtmak için bara gelmişti. Yanındaki kadının sesini duyması ile başını o yöne doğru çevirdi. Ancak kadının suratına bakacağı sırada kadının elindeki şahmeran bilekliğin göz kısmına gözleri kaydı. İki gün önceki banyoda duyduğu ses bilekliğin göz kısmından ona göz kırpıyordu ve aynı zamanda merhaba diyordu. Arel yine gerildiğini hissederek gözlerini ovuşturdu. Dikkatini başka yöne vermeye çalıştı. Yanındaki kızın yüzüne baktı. Alev de aynı esnada adamın şahmeran baktığını görünce adamın hareketlerini izledi. Adamın hareketlerini izlediği sırada ikisinin de gözleri buluştu. Alev karşısındaki adamı onun dikkatini çekmeden incelemeye başladı. Gözleri koyu kahve, gür kirpikleri dolgun dudakları, orantılı bir burnu ve tahminen 1.70 boyunda bir adamdı. Tekrar gözlerini adamın gözlerine çevirdiğinde adamın da kendisini dikkatlice baktığını görünce gözlerini kaçırdı ve içeceklerini de alarak kızların yanına ilerledi. Arel de o esnada kızın yüzüne baktığında görüntünün bir türlü netleşmediğini gördü. Tüm dikkatini kızın yüzünü incelemeye çalışsa da görüntü puslu bir haldeydi. Pusluluk ve sesler bir anda kayboldu ve rahatladığını hissetti.
