15.Bölüm

2.7K 147 41
                                    

Yeong'dan

Akşam olmuştu. Üçümüz nirlikte arabaya binip lokantaya gelmiştik. Ben ve Jungkook yan yana Baekhyun karşımızda oturmuştu. Baekhyun o kadar iyi ve tatlı biriydi ki. Konuşması, muhabeti her şeyi ile çok samimi bir dostu.

BH: Bir ara kai'nin telefonu çaldı isimsizdi. Kai telefonu açıp 'kimsiniz' dedi. Tabi telefonu höperlere vermişti hepimiz duyuyoruz. Karşıdaki ses tiz bir sesti 'Kai tatlım beni hatırlamadın mı? Yoksa numatamı kaydetmedin mi?' diye  sordu ses tiz ama kız sesi gibiydi. Kai'de hiç hiç bozuntuya vermiyor. ' Aa Min Soo sen misin' diye karşıdaki tarafta ' Min Soo kim aşkım benim Eun Cha ' ama bizi görmen lazım kız çakmasın diye kendimizi gülmemek için zor tutuyoruz. Kai hala bozuntuya vermiyo 'Aaa Eun Cha tanıdum seni yeşil bardaki kız demi canım'  diyor. Kızda ' Hayır aşkım ne barı sen bara hiç gitmezdin ki bana öyle dedin markete tanışmıştık senle hatta bir gece geçirdik unutun mu? ' diye Kai'den ' harbi mi? ' diye sorduyor kızda 'evet hadi yeniden buluşalım ister misin?'  diye sordu Kai görmen lazım nasıl seviniyor 'tabi olur nerde buşuşalım' diye sordu o sırada bizim odanın kapısı açıldı. Gelen telefon kullağında Sehun ama Kai dönüp bakmadı bile telefondaki kız ' senin odanda bulışalım' dedi. Kai'nin gözleri parladı mersem konusmaları yapan Sehun'muş. Sehun gelip Kai'nin yanagını öptü telefonu gösterdi. Sonra el mi yaman ben mi yaman kaç Sehun kaç. Bütün gün Kai ve Sehu resmen kovalamaca oynadı.

  Büyük bir kahkaha patlatım. Bu gurup gerçekten çok süper. Kahkalarımın arasından zar zor çümlüler kürdüm.

JY: Bu, ci-cidden çok iyiydi. Resnen fazla çapkın olmanın zararlarını anlatıyor.

  Ben ve Baekhyun o kadar güldük ama Jungkook tebesüm bile etmiyordu. Masada duran elimi Baekhyun'un tutması ile kahkahalarımın yerine sesizlik ve şaşkınlık almıştı.

BH: Bana çok iyi geldin yeong. Bu gece tamamen unutulmaz oldu benim için. Sen çok güzel olmakla birlikte çok iyi bir kızsın.

JY: İltifatların beni çok şımartır benden söylemesi. Sonra yaramaz çocuk olurum dua edersin keşeke tanımasaydım diye.

BH: Emin ol her ruh halini tanımayı sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca seni tanımamıl olmayı dilemek, dileyecegim en son dilek bile olamaz.

   Hafif bir tebesüm atığımda üzerimde hissetiğim ıslaklık ile elimi Bakhyun'un ellerinden çekip aldım. Bay Jungkook'un elinde duran limonata bardağı üzerime dökülmüştü elbisemi mahvetmişti.

JK: Ah üzgünüm elimden kaydı. Çok üzgünüm isteyerek olmadı. Sen en iyisi lavoboya git hemen sil üstünü.

BH: Yeong iyimisin.

JY: İyiyim bir şeym yok ben lavaboya gidip geliyorum.

  Dedikten sonra hızlı adımlarla lavoboya gittim.

Jungkook'dan

JK: Hay aksi ya. Gece mahvoldu. Şimdi böyle kalamaz biz artık eve gidelim. Malum üzeri ıslandı sonra hastalanır falan. Hiç iyi olmaz.

BH: Aynen haklısın.

  O ne samimiyet el ele tutuşma falan hayır yani daha bu ilk gün oldu tanışalı. Kızı kendine aşık edecek sonra terk esip gidecek olan Yeong'a olucak. İyi kide limonatayı Yeong'un üzerine dökmüşüm. Yoksa kim bilir ne zamana kadar tutardı elini.

Yeong'dan devam

Lavaboda üzerimi sildikten sonra masaya geri döndüm. O sırada beni gören Jungkook ve Baekhyun ayağa kalktı.

JY: Gidiyor muyuz?

JK: Evet gidiyoruz.

BH: Ya üzerin ıslandığı için Jungkook üşütür, hasta olursun diye gitmeye karar verdi.

JY: Öyle mi bay Jungkook. Beni düşündünüz yani.

JK: Evet düşündüm. Sonuçta benim çalışanımsın, sen hasta olursan banada bulaşır. Hem işinide aksatırsın o yüzden.

JY: Hm, o yüzden yani.

BH: Ee o zaman tekrar görüşmek dileğiyle Yeong.

  Diyerek bana elini tekrardan uzattı, bende karşılık verdim.

JY: Umarım Baekhyun.

JK: ıhım, geç oldu gidelim artık.

   Dedi ve hep birlikte lokantadan çıktık. Ben ve Jungkook aynı arabayla giderken Baekhyun' da özel şöförü ile arabasını getirtmiş ve o da kendi evine git.

  Eve geldiğimizde Jungkook anahtarı masanın üzerine bırakttı ve salondaki kanepeye oturdu. Bende odama çıkacakken durdum ve Jungkook'a baktım, önüme döndüm derin bir nefes alıp verdim ve Jungkook'un yanına gittim. Gözleri kapalı, başını kanepeye yaslamış ve kollarını her iki yana açmış duruyordu.

JY: Bilerek mi yaptınız?

  Dediğimde önce tek gözünü sonrada diğer gözünü açtı ve doğrulup bana baktı.

JK: Neyi?

JY: O limonatayı üzerime bilerek döktünüz değil mi?

JK: Ne alaka?

JY: Neden bir anda limonatayı elinie aldınız ve elinize alır almaz benim üzerime devrildi. Üstelik limonata içmeyi sevmeyen biri neden linonata bardağını eline alır? Benim içtiğim limonatayı üsyelik.

JK: Ne ima etmeye çalışıyorsun.

JY: Bir şey ima etmiyorum mantıklı bir açıklama istiyorum.

JK: Farkında mısın patronun ile konuşuyorsun.

JY: Evet farkındayım ve patronum neden böyle bir şey yapyor bilmek istiyorum.

   Ayağa kalktı ve yüzünü yüzüme olabildiğince yakın tuttu.

JK: Sana aşık oldum ve seni çok kıskanıyorum.

JY: Ne?

JK: Bunları söylememi istiyorsum değilmi? Ama benden bu çümleleri asla duymayacaksın. Çümkü böyle bir şey olmayacak.

JY: Ben bu-

JK: Ve bu cümleleri sana Baekhyun'da söylemeyecek. Onu kendine aşık etmeye çalıştığının farkında değilmiyim sanıyorsun. Ben her şeyin farkındayım. Ne beni ne ekipteki üyelerden birini nede Baekhyun'u asla kendine aşık etiremezsin. Aile terbiyesi almış mı? Almamış mı belli olmayan bir kızı benim çevremdeki insanlarla veya benimle asla aşk hayatı olamaz. Buşunduğun statüyü bil menejer sen sadece bir çalışansın.

JY: Ailem hakında düzgün konuş.

JK: Neden? Yoksa canın mı yanıyor. Aaa kıyamam. Söylesen nasıl bir ailen var? Senin gibi ne yaptığı belli olmayan kişilikleri mi var? Herkesi avcunun içine rahatlıkla almaya çalışıyorlar mı?

  Söylediği her bir cümle bana hançer saplar gibi geliyordu. Gözlerim dolu dolu olmuştu. Göz yaşlarım yanaklarımdan hızlıca geçip yer ile buluşuyordu. Ailem hakkında konuşmayacaksın diye iki defe uyarmıştım ama beni hiç umursamadı bile. Bana istediğini yapabilirdi, istediğini yebilirdi ama ailem asla laf etiemezdim. Bütün güçümü toğlayarak karşımdaki neyin nesi dinlemeden , düşünmeden içimdeki ona karlı nefreti ve öfkeyi küsmakı için yüzüne bir tokat attım. Yüzü sağa doğru düşmüştü. Tokat attığım yanağını eliyle tutu ve öfkeli bakışları ile bana döndü. Konuşmasına izin vermeden ben son cümlelerini söyledim.

JY: Ailem hakkında laf etmeyeceksin dedim patron. Laf edersen seni asla umursamam. Ben satütümü gayet iyi biliyorum ama sen bulunduğun statünün ne kadar deplemlere  karşı karşıya olduğunu bilmiyorsun, tek bir yanlışınla hayatınu maf edebilirsin. Ayrıca ne senin aşkına ne ekipten birinin nede Baekhyun'un aşkı zerre kaar umrumda değil. Sakın ama sakın bir daha ailem hakkında tek kelime bile etmeyi düşünme patron bozuntusu.

  Dedim ve arkama bakmadan koşar adımlarla odama çıktım.

********

Yeni Menajer - (BTS) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin