Yeong'dan
8 gün sonra
İşte beklediğim o gün bugündü. Her yıl bu sabahları hiç sevmezdim. Hemen yataktan kalktım, ilk iş banyoya girip duş aldım sonra üzerime bornozumu geçirip mutfağa gidip kahvaltı hazırladım ( bornoz dizinin biraz aşasında çok kısa değil.). Kahvaltıyı hazırlamam bitince odama gitmek için merdivenlere yöneldim. Tam o sırada Jungkook ile göz göze geldim. 8 gün önceki konuşmadan sonra onunla iş dışı hiç bir şekilde konuşmadım, tek bir an hülümsemedim bike. Baekhyun'da her gün yanımda gelirdi, Jungkook o konuşmasından ne Baekhyun'la ne Jungkook'la nede ekip üyrlerinden herhangi biri ile hiç bir şekilde samimiyet kurmadım. Bir süreliğine göz göze gelmemiziden sonra yerimden harekey edip merdivenleri çıktım, oda aşğıya inip masaya oturdu.
JK: Bugün imza günü.
Konuşması ile yerimde durdum ve ona baktım o da bana baktı ve konuşmasına devam etti.
JK: Basılan imzalanacak olan fotografları senin gidip almanı istiyorum. Şitkete ben önden gideceğim sen fotoğrafları alıp gelirsin. Dün gece PDnim aradı tüm kore basını orda olucak ona göre hazırlıklı ol.
JY: Aramızda imzaldıgımız sözleşmeyi unutmul gibisiniz bay Jungkook. Bugün 20 Eylül. Saydığınız proğramın tamamını anlaşmalı bir menejer olarak gayet iyi biliyorum.Yogun olacagınızı düşündüğümden kahvaltıyı hazırladım ama bu gün benim izin günüm isterseniz anlaşmayı açında okuyun.
Dedikten sonra tek kelime etmeden sadece bana baktı. Odaya gittim. Üzerime di kapağımın biraz aşağısında kadar gelen siyah bir elbise giydim boynuma siyah bir şal aldıktan sonra siyah kol cantamıda alıp geri kalan düzenlemelerimi yaptıktan sonra odadan çıktım. Telefonumu alıp taxsiciyi beni gelip alması için aradım. Jungkook'ta yemeğini yemiş olsa gerek ki masada yoktu sanırım şirkette gitti. Merdivenlerden inmeye devam ettim. Dışar kapısının önüne geldiğimde Jungkook'u kapının önünde elleri cebinde bir şekilde beklerken gördüm. Küçk bir şaşkınlıkla yerimde durdum, beni gördüğünde kapıya dogru haraket ettim.
JK: Hadi arabaya bin.
JY: Neden? Ben bugün sizin çalışanınız değili.
JK: Onu anladık Yeong. Zaten şirkete gidiyorum. Nereye gideceksen ben seni götürürüm.
JY: Bunu istemiyorum.
JK: İstiyormusun diye sormadım zaten.
JY: Soracaktınız o zaman.
JK: Uzatma Yeong bin arabaya.
JY: Hayatıma karışma hakkın olması için bana tek bir sebep sun seninle gelirim.
JK: Patronunum.
JY: Bugün sen benim hiç bir şeyimsin. Unutuysan git sözleşmeni oku. Gerçi sen her bir maddesini ezbere bilirdin. Ne oldu unutkanlık başladı galiba. Son defa söylüyorum ben tek gideceğim ve sizde kendi işinize.
Dedikten sonra bir süre öylece gözlefimin içine baktı. Çağırmış olduğum taxsi o sırada gelmişti bende gözlerimi ondan ayırdım ve taxsiye bindim. Çantamdan küçük bir kağıt çıkarıp taxsiciye verdim.
JY: Bu adrese gidelim lütfen.
Taxici: Tamam hanım efendi.
İki saatte yakın bir süre sonra istediğim adrese gelmiştim. Mezarlığa annem, babam ve abimin mezarına. 3 yıl önce onları bir yangında kaybettim. Aynı yangında bende vardım, bem ufak sıyrıklar ile kurtulmuştum ama onlar beni bırakıp gitmişti. Yangın bizim evde çıkmıştı. Yangının sebebi depodaki doğal gaz borularının tıkanıp patlamadıydı. Her yıl 20 Eylülde ilk önce onları ziyarete gelirim. Ben küçüken bana okudukları mutsuz kız masalını bu sefer ben onlara okudum. İlk annem bana okumaya başlamıştı sonradan babam bir gün abimin bir kere ben okuyayım diye ısrar ederdi ve o da bir kaç kez okumuştu. Sonra annemin bana ve abime söylediği nini var. Bir gün annem ikimizede nini söylerken babam ses kaydı yapmış yanğından kurtulan ikinci ve son şeyde annem ve babamın son sesi. Annem söylerken babam da arada araya girer o da söylermiş. Önce onlarla hasret giderdikten sonra masalı okumaya başladım.
JY:" Bir zamanlar günün birinde küçük bir kız yaşarmış. Kızın annesi , babası hiçibir ailesi yokmuş. Kimse onunla ilgilenmiyor yetim diye herkez onunla dalga geçiyormuş. Küçük kız çok ağlıyormuş hiçbir zaman yüzü gülmezmiş. Kimse onu.gülerken görmemiş. Günün birinde kız büyümüş ve aşık olmuş. Ama sevdiği adam onu hiç sevmiyormuş. Onu tanıyan tanımayan herkez ona mutsuz kız dermiş. Tam ümidini kaybetmiş artık dayanacak güçü kalmamışken annesinin ve babasını rüyasında görür ona aynen şöyle demişler.
'Bizim yokluğumuzu mutsuzluklar ile doldurma peri kızım' demiş kızın annesi. Kız da 'Anne' diye heyecanla konuşmuş.
' Biz yokuz diye bu kadar üzülme yoksa bizde üzülürüz tatlım' demiş kızın babası. Kız 'Baba' diyerek ona dolu gözleri ile bakmış o sırada annesi ' Seni çok seviyoruz güzel kızım. Bizim için nolur mutsuz kız olma ' demiş.
Kız ' Anne ben sizi çok özledim ' dediğinde gözlerinden yaşlar akmış.' Bizde seni çok özledik tatlı kızım ama üzülme çünkü sen üzülürsen bizde üzülürüz ' demiş babası. ' Biz bu dünyadan hitmiş olabiliriz ama senden hiç gitmedik hep yanındayız senin izliyoruz, mutsuz kız olma ' demiş annesi. ' Bize söz ver güzel kızım ' diye kızının gözlerine bakmış babası. Kız ' Söz baba, söz anne ' demiş ve o günden sonra o kız hiç üzgün olmamış. Hep mutlu kalmış ve mutlu etmiş. "
JY: Sizin gibi güzel okuyamafım biliyorum, kimse sizin gibi güzel okuyamaz.
Diyerek gözyaşları içinde kaldığımda bir anda omzumda bir el hissetim korkudan yerimden bile kalkmadan geriye hızlıca dönüdüğümden sırt üstü yere kapaklandım. Ayağa kalktım.
JY: S-sen?
❤💜💛💙💚💗💖💝
Bana destek olan her keze teşekür ederim.
Vote ve yorumlarınızı yazmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Menajer - (BTS)
FanfictionKadınlara karşı öfke besleyen, iş hayatında hiçbir şekilde etrafında kadın çalışan bulundurmayam BTS üyelerinden Jungkook, mecbur kalarak sözleşmeli olarak bir kızı menajeri olarak alır. Zamanla bu sözleşme yetisini kaybedecek mi yoksa kalıcı olur m...