Sabahın çok erken saatlerinde yapılan bir anonsla irkilerek hepimiz uyandık, anonsta "City Must Survive" yani şehir hayatta kalmalı diyordu, birilerinin hayatta olması bizi bir yandan sevindirirken bir yandan da hangi çılgın böyle bir şey anons edebilir diye etmeden duramıyorduk. Kızlardan birisi bu anonsun CBC Tower yani Kanadanın en ünlü radyolarından birinin aracılığıyla yapıldığını söyledi ve hemen aklımıza yiyecek ve içecek temiz su bulabileceğimiz aklımıza gelerek çalışan bir araç bulmak için hemen kafeterya'nın garajına bakmaya başladık ve çok geçmeden çalışır vaziyette siyah renkli eski bir Jeep CJ-5 bulduk, Tod bir anlık gülerek "kıyamet günü bile olsa hangi manyak bunu bırakır ki" diyerek direksiyona geçti, bizi nelerin beklediğinden habersiz tüm zombie'leri araç sesi ile üzerimize çekerek yola koyulduk fakat Kanada'nın kuytu şehirlerinden biri olan Sarnia'da bile zombielerden adım atacak yer bulamazken başkent Ottava'yı düşünemiyordum bile, ben böyle düşüncelere dalarken Deob'un bir anda "Siktir çıkmaz sokak" lafıyla irkildim, yolun sonunda karşımızda kocaman bir yağ fabrikası vardı, kim şehrin ortasına bir yağ fabrikası koyar dı ki! Tod'a döndüm hiç konuşmadan ne yapacağımı anlamış gibi başını salladı, fabrikaya girip saklanmaktan başka çaremiz yoktu, "İşçiler'in umarım tatil günündeyizdir." Diyerek espri yaptı Deob, öyle bir ortam da gülmek ne mümkün. Arabayı hemen fabrikanın girişinde bırakıp, tüm giriş kapılarını tek tek zorlamaya başladık, kızlardan birisi "Çocuklar zombieler gittikçe yaklaşıyor" diyerek ortamı daha fazla gererken, o sırada Tod "Bu tarafa doğruu!" diye bağırdı ve içeriye küçük bir havalandırma deliğinden girmeye çalıştık, fakat içeriye girdiğimizde dayanılmaz bir koku ile kaplı olduğunu fark ettik, sanırım bu havalandırma değil bu bir atık havuzuydu, merdivenden tırmanarak fabrikanın zemin katına ulaştık fakat etraf kapkaranlıktı küçük adımlarla duvarlara dokunarak bir ışık bulma umuduyla arayış içerisindeyken kızlardan birisi bir şalteri bulup kaldırmasıyla beraber karşımızda yavaş yavaş ışıklar yanmaya ve etraf aydınlanmaya başladı, Görünürde ne bir zombie vardı ne de bir insan, sadece gözalabildiğince çapları 5 er metreyi geçmeyen yuvarlak yağ havuzları ve ağır bir yağ kokusu. Yüksekte bulunan camlardan göründüğü kadarıyla hava birazdan kararacak dedim Tod'a "Sanırım bu geceyi burada geçireceğiz anlaşılan "diyip bir çuvalın üzerine oturdu Deob, Sizler biraz dinlenin ben bu gece nöbet tutacağım diyip Tod,Deob ve kızları personel odasına gönderip, ben de bir sandalye ve battaniye bulup yüksekte bulunan camlara bakarak düşünmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape (Zombi Kıyametinden Kaçış)
Science FictionZombilerin istilasının başladığı bir dönemde Kanada'nın Ottava şehrinde başlayan serüven ile sürekli temiz su ve yiyecek için konum değiştirmek zorunda kalan Tod,Deob ve X'in hiyakesi