Bölüm 4 "Ben Hoseok,belalı Hoseok!"

97 9 45
                                    


Namjoon Hoseok'u kollarından tutarak yatağa oturttu.Hoseok tepki dahi vermeden karşı duvara doğru bakıyordu.Namjoon Hoseok için endişelense de bu konuda onu rahatlatmak dışında elinden hiçbir şey gelmezdi.

Hoseok'un görüş alanına girmek için önüne geçip eğildi.Hoseok'un buğulu bakışları Namjoon ile buluştu.Namjoon, Hoseok ile göz göze gelince söylemek için planladığı tüm cümleler ağzında tutuklu kaldı.Çünkü söyleyeceği sözler asla o bakışları düzeltmezdi.

Hoseok, Namjoon herhangi bir tepki göstermeyince bakışlarını ondan çekip karşı duvara yönlendirdi.Namjoon başını eğip gözlerini kapattı."Hoseok seni tanıyorum.Sevdiğin insanlara zarar gelmesinden nefret eden hatta onlara zarar gelmesin diye kendinden ödün veren birisin."

Namjoon Hoseok'un tepkisini merak ettiği için gözlerini açıp kafasını kaldırdı.Hoseok'un bakışları hala karşı duvardaydı.Gözleri dolmuş ve ağlamak istemeyip kendini sıktığı için suratı kıpkırmızı olmuştu.Namjoon derin bir nefes alarak sözlerine devam etti."Jimin Jungkook'un ölüm haberini aldığında ne kadar acı çektiğine şahit olduk,hepimiz.Şuan Jimin'i yine aynı şekilde görmek istemediğin için böylesin biliyorum ama Hoseok neler olduğunu anlamamız lazım.Jimin bizim arkadaşımız ise Jungkook da öyle.İkisi arasında bir seçim yapamayız."

Hoseok Namjoon'un son cümlesi ile bakışlarını duvardan çekip ona yönlendirdi.Bu sefer gözlerinden ateş fışkırıyordu.Namjoon Hoseok'un bu bakışlarından oldukça ürkmüştü."Jimin kaç kere intihara kalkıştı Namjoon?Biz onu kaç kere ölümün eşiğinden kurtardık?!Jimin bir keresinde benim gözlerimin önünde kendi canına kasdetti!"

Sağ eliyle Namjoon'un yakasından tutup kendisiyle birlikte doğrulttu.Yüzündeki tehlikeli ifade bir saniye olsun kaybolmamıştı."Bunların sorumlu şuan bu evde ve Jimin'i götürmek istiyor ama siz o adamı hala bu evde tutuyorsunuz!Siz ne biçim arkadaşsınız?Cevap versene lan bana!"

Hoseok tüm gücüyle Namjoon'u karşısındaki duvara itti.Namjoon duvara sertçe çarpıp yere düştü.Hoseok olduğu yerde sadece izlemişti.Namjoon çaresiz bakışlarla Hoseok'a doğru baktı fakat Hoseok onu umursamayıp az önce oturduğu yatağa geri oturdu.

Namjoon düştüğü yerden kalkıp acıyan sırtını tuttu.Hoseok ondan tarafa bakmayı reddedip ifadesizce oturmaya devam etti.Gözlerindeki sinir gitmişti.Namjoon daha fazla olay çıkarmadan odadan ayrıldı.

Salonda konuşan Jungkook ve Jin'i umursamadan banyoya gidip, duvara çarptığı için yaralanan sırtı için krem aradı.Banyodaki dolaptan bir krem çıkarttı.Üzerindeki tshirtü tek hamlede yerle buluşturup aynanın karşısına geçti.Sırtında iki farklı yerde küçük çizik ve bir tane küçük morluk vardı.Namjoon sıkıntıyla oflayıp kremin kapağını açtı.Hoseok'un bu sinirini anlayabiliyordu ama o da keşke yapmak istedikleri şeyi anlasaydı.Jungkook'un elbet bir nedeni olmalıydı.

Kremden biraz eline sıkıp yaralı yerlere savaşca sürdü.İşi bitince kremin kapağını kapatıp yerdeki tişörtünü giydi.Tam banyodan çıkacakken Yoongi'nin odasından gelen gürültüyü işitti.Taehyung Yoongi'yi durduramazdı.

***

Jimin mesaisinin bitmesiyle şirketten ayrıldı.Saat gece yarısına yaklaşmıştı etraf oldukça sessiz ve ıssızdı.Bu Jimin için bir avantajdı.Başı oldukça ağrımıştı bugün.İşe arabayla gelmeyi sevmezdi.Arabayla yolculuk etmeyi sevmezdi.Zaten artık bir arabası yoktu.Babasının aldığı arabayı Jungkook öldüğünde satmıştı.Onu unutmak için onu hatırlatan her şeyi yakınında istememişti.

Sokak lambasından gelen loş ışıkla aydınlanan sokakta yavaş adımlarla evlerine doğru ilerledi.Hepsinin kendi işleri olmasına ve dolayısıyla kendi evlerini alabilecek durumu olmalarına rağmen yangından beri aynı evde kalıyorlardı.Birbirlerine alıştıklarını kabul etmeselerde anlayabiliyorlardı.Doğrusu çoğu zaman pek çekilmez olsalar da Jimin onları seviyordu.Yanında olmaları onu mutlu ediyordu.Jimin'in hayatını tamamlayan yapboz parçalarıydı onlar.

To Hell In Heaven × jikook   |ASKIDA| |DÜZENLENİYOR|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin