3

205 13 67
                                    

Şarkıya kalbimi bıraktım

Çalan alarmımı kapatıp sırtüstü uzandım ve tavanı seyretmeye başladım. Hayatı sorguluyordum şu an.

"Elfida! Kalkmadın mı hâlâ sen?" annemin bağırışıyla oflayarak doğruldum.

"Kalktım anne" peluş ayakkabılarımı giydim ve ayağa kalktım. İşimi hallettikten sonra formamı giyinip hazırlanmıştım.

Mutfağa gidip kahvaltı yapmaya başladım. "Kimdi o kutuyu getiren anlatmadın" diyen anneme döndüm.

"Aslında bende kim olduğunu bilmiyorum anne. Yani gizliden yazıyor ve kim olduğunu söylemedi. Beni seviyormuş sözde ve duman konserine iki bilet almış. Orda da kim olduğunu öğreneceğim işte"

Annem pür dikkat beni dinliyordu. "Bu çocuk manyak mı? Neden gizliden yazıyor. Siz gençler yok musunuz siz" gülerek ayağa kalktım.

"Valla ya. Neyse ben kaçtım" yanağından öpüp ayakkabını giyinmeye başladım.

"Dikkat et"

"Tamam" kapıyı açıp dışarı çıktım ve okula doğru yürümeye başladım. 15 dakikalık yürüyüşten sonra okula varmıştım.

Sınıfıma doğru yürürken karşıdan gelen Kuzeyi görünce gözlerimi devirdim.

Kuzey fazlasıyla takık bir çocuktu ve kurban olarak beni seçmişti. Yılışık hareketleri vardı ve bu benim en nefret ettiğim şeydi.

"Günaydın güzellik" birden yanımda yürümeye başlamıştı. Cevap vermeden yürümeye devam ettim.

"Vayy ulaşılmaz kız halleri. Bu halin hoşuma gitti" ters bir bakış attım. Aniden Kuzey kenara savruldu. Son anda düşmekten kurtulmuştu. Durdum ve arkamı döndüm. Gözlerimi kocaman açmış Kuzeye ve adını bilmediğim çocuğa bakıyordum.

"Dikkat etsene" Kuzey aksi bir tavırla söylenmişti. "Sen de yanındaki kıza asılacağına önüne baksaydın" diyen çocuğa baktım. Göz göze geldiğimizde bakışlarını Kuzeye çevirdi ve sonra gitti.

Bu da neyin nesiydi böyle?

Matematik dersinin bitmesi için dua ederken sınıfın kapısı çaldı. Kurtarıcımız kimdi acaba?

İçeriye Kuzeye omuz atan çocuğun girdiğini görünce kaşlarım çatıldı.

"Hocam dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın. Kaydımı bu sınıfa aldım da." Elini ensesine götürüp kaşıdı.

"Tamam. Geç otur boş yere derse devam edelim" önüne dönüp sınıfa kısaca baktı ve sonra en arkada oturan benim yanıma geldi.

Çantamı boş sıradan çekmeden ona bakıyordum. "Dolu burası başka yerde otur" güldü.

"Şimdilik burda oturayım o zaman kim oturuyorsa gelince kalkarım" daha fazla sınıfa rezil olmamak için söylene söylene çantamı çektim.

Rahatım bozulmuştu resmen.

"Ben Rüzgâr" uzattığı eline bakıp "Elfida" diye mırıldandım.

"Ne güzel bir ismin var" deyip gülümsedi. "Sağol" deyip sıraya kollarımı yasladım ve uyuyabilmek için rahat bir pozisyon aldım.

Gözlerimi kapattım ama sanki biri beni izliyormuş gibi hissediyordum. Gözlerimi açtığımda bana bakan Rüzgârı gördüm.

"Ne bakıyorsun" gözlerini bi kaç kez kırpıştırdı.

"Pardon dalmışım" omuz silktim ve gözlerimi kapadım.

Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama zil çalınca gözlerimi açtım. Rüzgârda yanımda uyumuştu. İnceledim bi süre. Geniş omuzlu ve uzun boyluydu. Koyu kumral saçları dağınıktı. Yüzünü koluna yasladığı için dudakları büzülmüştü.

ELFİDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin