"Doktoru çağırın hemen, uyanıyor!" Oğlan hâlâ nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Etrafındaki bir kaç tanıdık kafa bile nerede olduğunu anlamasına yardımcı olmuyordu. İçeriye giren kişi ile, oğlan farkında olmadan yüzüne bir gülücük kondurmuştu.
Yanına geldiği anda ona doya doya sarılıp öpmeyi düşünürken sevgilisi beyaz önlüğüyle yanına oturmuş, herşeyin normal olup olmadığını anlamak için kontrol yapıyordu. Oğlan ise anlamaz gözlerle ona bakıyordu. Herim'in kafasını çoktan göğsüne koyması ve heryerine öpücük bırakmaya başlaması gerekmez miydi? Neden böyle yapıyordu? Neden ilk defa oğlan yanındaki kızın kendisine ait olduğunu hissedememişti?
Kontroller bitince kız herkesi dışarıya çıkarttı. Yeniden oğlanın yanına oturup ona sorular sormaya başladı. "Minho bey, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" oğlan anlamsız bir şekilde kıza bakmaya devam etti. Ve aklına gelen ilk soruyu sordu "Minmin'e ne oldu meleğim?" Kız hastasının söylediği sözlere karşı sadece içten bir gülümseme sundu. "Ağrıyan veya acıyan bir yeriniz var mı efendim?"
Oğlan kırgın gözlerle bakarak olmadığını söyledi ve kıza sırtını döndü. Neden bir anda böyle birşey olduğunu anlamıyordu. Canından çok sevdiği sevgilisini tanıyamıyordu.
Kız tam odadan çıkarken oğlan anlık cesaretle kıza seslendi "Herim Hanım." kız tekrardan oğlanın yanına oturdu. "Buyrun Minho Bey?" Oğlan kızın kolunu tuttuğu gibi yanına çekti. Aynı anda başını göğsüne bastırıp elini kızın kalbine koydu. Önceden her bu şekilde yaptığında kızın kalbi heyecanlandığı için anormal bir derecede hızlı atardı. Bazı şeylerden emin olması için bunu yapması şarttı. Elinin altındaki kalbin eskisi gibi hıphızlı attığını hissedince kocaman bir tebessümle kızın gözlerine baktı. Kız ise olanları anlayamadığı için şaşkın bir şekilde bakmayı sürdürüyordu.
Olayın farkına varınca hemen üzerinden kalktı ve apar topar odadan çıktı. Duvarın kenarında durup derin nefesler almaya başladı. Nefesini ne zamandan beri tuttuğunu bile bilmiyordu. Toparlanmak için lavaboya gitti ve yüzüne su çarptı. Biraz daha kendine geldiğini hissedince odasına geri döndü.
Yakın arkadaşlarından biri olan Doktor Hwang elinde kahvelerde Harim'i bekliyordu. Bir yandan kahvelerini içerden bir yandan da Harim az önce yaşadığı şeyi anlatıyordu. Kafasını başına yasladığı anı anlatırken bir anda gözü aynaya ilişti. Bu kadar saçma bir olayı neden ağzı kulaklarına varacakmış gibi anlatıyordu ki? [26.09.2020]Minho uzun bir zamandır ilk defa sevgilisinin öldüğünü görmemişti. İlk defa kabusunda mutluydu. Bunun Minho'yu mutlu etmesi gerekirken neden daha çok korkmaya başlamıştı kabus görmeye bile alışması normal miydi? Bugünü asla unutmaması gerekiyordu. Bugün ilk defa kabusunda bile mutlu olduğu gündü. Bugünün özel olmasını istediği için bu sefer saçma bir çizik atmayacaktı. Sevdiğinin baş harfi saçma sapan bir çizikten çok çok daha anlamlıydı. Masasının üstünde bulunan jileti eline aldı ve bu sefer de sağ bileğine yavaşça "H" harfi çizdi. Çizdikten sonra sanat eserine bakıp gülümsemeye başladı. Jiletin yanından sevgilisinin fotoğrafını aldı kanlı eliyle yüzünü okşadı. Hayat arkadaşının o kadar saf ve doğal bir güzelliği vardı ki, bakmaya doyulmayacak türdendi. Son kez eskimiş fotoğrafın üzerini öptü ve kalbinin üzerine koyarak uykuya daldı.
sonado
ŞİMDİ OKUDUĞUN
postre! || lee minho
FanfictionBugün benden gideli 278 gün oldu sevgilim. stray kids,,lee know & angst au! g×b