Müzikle okumanız tavsiye edilir. Bu müziğe hayranım. Nedenini bilmiyorum.- Yetmez mi, ya Tony. Yapma diyorum.
- Seni gıdıklamayı çok seviyorum sarışın.
- Bana böyle bakarsan seni öperim.
- Öp o zaman.
Steve Tony'i kendine çekip dudaklarına küçük bir buse kondurdu.
- Hadi kalk Tony, işimiz var...
- Kahramanlığı bırakmak çok iyi oldu. Seninle yaşamak çok iyi olacak sarışın.
- Cidden seninle evleneceğim. Çok mutluyum.
- Bende Steve. Peter biz çıkıyoruz.
- Tamam baba!!
- Sakın eve kimseyi alma!
- Ya tamam!!
Steve ve Tony arabaya binip nikah dairesine gün almak için çıktılar. Çok mutlulardı...
**************************************
- Şerefsizler!
- Sakin olacak mısın?
- O soktuğumun kahramanları yüzünden yüzümün haline bak!
- Ne yapacaksın?
- Aralarından birini alacağım.
- Nasıl?
- Öldürerek...
***************************************
- 23 Nisan uygun bence.
- Bende okeyim. Sen nasıl dersen sarışın.
- Gel buraya.
- Kadın bize bakıyor Steve. Dur biraz.
- Pekala,evde öpeceğim seni, istediğim kadar.
Tony Steve'e gülümseyip imzasını attı. Beraber daireden çıktıklarında telefonu çalan Steve telefonunu kulağına götürdü. Gelen sesle oflayarak telefonu geri kapattı.
- Ne oldu sarışın?
- Senin bir yeri daha imzalaman gerekiyormuş. Sen git, bende karşıdaki Dönercide oturacağım. Hadi, hızlı ol ama çok açım.
- Peki sarışın peki.
Steve masaya yerleştikten sonra önündeki kağıda bakmaya başladı. Alnında olan kırmızı lazerden habersiz bir şekilde önüne bakıyordu...
-Ver şu kalemi. Neden önceden demedin? Ayağım ağrıdı be kadın.
- Bağırma be! İmzalasaydın. Aptal. Hem o adam sana nasıl bakmış anlamıyorum.
- Bana bak manyak kadın. Seni paramla döverim.
- Yürü git be!
Tony merdivenlerden inerken duyulan çığlık sesi ile adımlarını hızlandırdı. Telefonu eline aldığında telefon elinden kayıp merdivenlerden düştü. Sinirle küfredip aşağı indi.
Karşıdaki restoranda bir topluluk vardı. Kalabalığı yara yara içeri girdi. Gördüğü manzara ile yere diz çöktü. Steve neden kafasını masanın üstüne koymuştu. Ya da neden masadan kan akıyordu?
Yerde emekleyerek sevgilisini kolundan tutup düzeltti. Vücudunda gördüğü yara kurşun izleri ile gözyaşları yanağından süzülmeye başladı.
- Steve ayağa kalk güzelim. Hadi, şaka de. Bana şaka yaptım de Steve. Ne olur mavi gözlüm. Bana bunu yapma. Hadi. Steve. Kalk diyorum. Yapma sarışın. Lütfen.!
- Beyefendi götürmemiz gerekiyor.
- Steve, özür dilerim. Seni koruyamadım...
2 gün sonra...
- Peter...
- Bana yaklaşma. Senin yüzünden öldü babam.
- Oğlum, işim çıkmıştı.
- Senin o lanet işin yüzünden babam öldü. Ben ona hayrandım. O,o ben onsuz ne yapacağım he?
- Oğlum,bende çok üzgünüm.
- Sen ona hiç değer vermedin ki?
- Oğlum..
- Kes, al şu mektubu,sana yazmış.
- Ne mektubu,
- Al!, Ve defol!!
Tony kağıdı alıp terasa çıkarken Natasha;
- Ergenlikten, sen onu çok takma,dedi.Tony kafasını salladı ve terasa çıkıp oturdu. Ay ve yıldızlar parlarken Tony kağıdı açtı...
Tony'e...
Tony bak lütfen gülme. Çok saçma bu yaptığım ama bilmiyorum. Şuan aramızda birşey var mı bilmiyorum ama biraz önce seviştik. Çok güzeldi...
Seni seviyorum Stark. Sen mükemmelsin. Bu mektubu öldüğüm zaman vermek için komidine sakladım. Umarım seninle evleniriz. Seni çok seviyorum Tony. Sevişirken küfür etmesen daha çok sevebilirim. Şuan yüzündeki oluşan o gülümsemeyi görmek isterdim. Ama ben ölüyüm. Tanrım çok aptalca... Herneyse. Peter'ı evlatlık al lütfen. Almışsakda onu sakın bırakma. Seni seviyorum Tony Stark. Tüm kalbimle....
Tony gözünden akan yaşları aldırmadan mektubu okumaya devam ediyordu. Hayatının anlamını kaybetmenin acısı yüreğini yakarken bu mektup daha da üzmüştü. Üzgünlük öfkeye dönüştü.
Gözlerindeki yaşı silip ayağa kalktı ve;
- Jarvis şu o*ospu çocuğunu bulalım!Devam edecek...
.