Bir şeyleri yarım bırakmaktan nefret ederim ve öylece taslaklarımda durması canımı sıkmaya başlamıştı.
Yavaş yavaş bölüm yazarken neredeyse finale gelmişim ve daha fazla bekletmeyeyim dedim.
İyi okumalar bebişlerim ♡
Soğuk hava tenimi yakarken bahçedeki bankta oturmuş, karşı evin ışıklarını izliyordum. İstediğim oda haricinde bütün odaların ışıkları açıktı.
Derin bir nefes aldım. Geri verirken ağzımdan çıkan buharı izledim bir süre. Ellerimi montumun ceplerine koyarken bir süreliğine de olsa soğuk hava iyi hissettirmişti.
Çoğu zaman kısa süreli ilişkilerim olmuştu. Bazen birinin inadına yaptıklarımda vardı. Belki de hiç yapmamalıydım diye düşündüm.
"Yarın buz dolabı olarak gel işe başla." Karşı taraftan gelen sesle beraber bakışlarımı yerden çektim. Mavi saçları ay ışığında siyah gibi dururken, her rengin ona yakışacağına bir kez daha emin olmuştum.
"Çok komiksin Yeon." Gözleri yüzümde gezinmiş, öylece bakıyordu. Bir şeyler demesini bekliyordum. Eğer derse kolayca devamını getirebilir, içimdeki ağır hissettiren duygulardan bir nebze olsun kurtulabilirdim.
Sessizliğine devam etmeyi sürdürmüş ve arkasını dönerek gitmişti. Tekrardan derin bir nefes alarak ellerimi ceplerimdem çıkarmış, bacaklarımın altına koymuştum. Kötü hissediyorum.
"Ay ışığında daha güzelsin." Yan tarafımdan gelen sesiyle beraber, başımı hızlıca çevirmiştim. Elleriyle kaymamı işaret ederek oturduğum yerden biraz daha sağa kaydığımda hala devam etmemi isterken en uca oturdum. Zaman kaybetmeden başını bacaklarımın üzerine yerleştirdiğinde sol elimle elini birleştirmiş sağ elimi saçlarına koymuştu.
İsteğine uyarak saçlarını yavaşça okşamaya başladım. Yumuşaktı. "Neden geldiğimi sormayacak mısın?" Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamayaraktan konuşmaya başladım. "Sormalı mıyım?" Başını onaylarca salladığında yüzünde gezdirdim gözlerimi pembeleşen yanakları, kızaran dudaklarına eşlik ediyor, gözlerine sürdüğü kahverengi tonlarındaki far gözleri kapalı olduğu için kendini daha da belli ediyordu.
"Neden geldin Yeon?" Aniden yattığı yerden kalkarken yüzlerimiz arasında milimler bırakmıştı. "Çünkü yeni yaşına nasıl girersen öyle devam eder derler." Sözleri kıkırdamama sebep olurken devam etmişti. "Bende seninle olmak istedim" Gözlerindeki parıltılar karanlığa rağmen fark edilir derecedeydi.
"Onu yeni yıl için dememişler miydi?" Kaşlarını hafifçe kaldırarak gözlerime bakmaya başladı. "Kim ne dediyse dedi. Siktir et." Yüzlerimiz arasında kalan milimleri kapatarak dudaklarımızı birleştirdi. O an için birilerinin görmesi o kadar önemli değildi. Ya da aklımda takılı kalan düşünceler. Sadece o vardı.
Alt dudağımı ısırırken ensesindeki saçları çekiştirmiş, minik bir uyarıda bulunmuştum. Kendimce. Kısık sesli inlemesi kulaklarımı doldururken yanlış yaptığımı anlamıştım. Dudaklarımızı tamamen ayırmadan önce minik bir öpücük kondurmuş hafifçe geri çekilmişti.
"Seni seviyorum." Gözlerim gözlerinde dolaşırken aklımdaki her şey uçmuş sadece öpüşü kazınmıştı hücrelerime.
Ensesinden tutup tekrar kendime çekmiş, dudaklarımın dudaklarına hakim olmasını sağlamıştım.
Tekrar dudaklarımız ayrılırken konuşmaya başladım "Beni sevdiğini bildiğim halde seni seviyorum." Kahkahası kulaklarımı doldurmuş, gülümsememe sebep olmuştu.
"Bekle burada geliyorum." Yeonjun'u arkamda bırakırken hızlıca eve girmiş, bulduğum keki kabından çıkarıp çekmecelerde mum aramaya başlamıştım. Sonunda bulduğumda tezgahın üzerinde duran çakmağı da alarak yanına gitmiştim.
"Dileğini dile ve üfle." Bakışları saniyelik olsa dahi dudaklarıma kaymış, ardından hemen gözlerime çıkarmıştı.
"İstediğim tüm dilekler gerçekleşti. Ama senin için bir ististan yapabilirim." Sesi oyuncu edasıyla çıkarken gözlerimi devirmekle yetindim. Bir süre gözlerini kapatmış yanan mum yüzünü aydınlatırken güzelliği karşısında tekrar hayran kalmıştım.
Mumu üflediğinde elimden keki alıp yan tarafına koymuş hemen ardından kolunu omzuma atarak kendine çekmişti. Sıcak nefesi saçlarımda gezinirken huzurluydum. Hafiflemek için bir şeyler anlatmama gerek kalmamıştı. Yine de kalbimdeki ağırlık gitmiş yerine sürekli uçan ve asla durmayacakmış gibi kanat çırpan kelebekler gelmişti.
"Bari keki yeseydik." Sitem dolu sesime karşı başını eğmiş gözlerini olabildiğince açmıştı. "Aşkımı itiraf ettim. Ve sen mideni düşünüyorsun. Woah. Geri alıyorum itirafımı." Sesindeki alay kıkırdamamı sağlamış kollarımı doladığım belini daha sıkı sarmalamıştı.
"Tek aşk itirafı yapan sen değilsin." Gecenin sessizliğini saçlarıma kondurduğu öpücükler bozarken mutluydum. Hemde fazlasıyla.
Şuanda saat 02.56 ve uymayanlara selam olsun.
Sizleri seviyorum kendinize dikkat edin ♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neighbor | Beomjun
FanfictionYeonjun yan komşusuna karşı pek de masum değildir. 27.07.2020