Ateş'in yanından ayrılıp lavaboya gittim. Ellerimi yıkadım ve makyajımı tazeledim. Ben makyajımı tazelerden düşüncelere dalmışım. Ateş'in ailesi ile arasında geçen şeyleri merak ediyordum. Sonra kendime "Ammada meraklısın Rüya." Dedim. Sonra tuvaletten bir kız çıktı. Bana göz ucuyla bakmıştı. Bir saniye falan sürmüştü ama insana sekiz dakikaymış gibi geliyor. Kız ellerini yıkadı bende hemen oradan çıktım. Ateş'in olduğu masaya bakıcaktım ki Ateş kasada hesabı ödüyordu. Çok utanmıştım. Hemen onun yanına gidip "Ateş n'yapıyorsun?" Dedim. Oda "İyiyim sen?" Dedi. Çok gıcık oldum. "Neden hesabı ödüyorsun?" Dedim. Oda "Çünkü ben erkeğim" dedi. Mantıklı bir cevap ama yeterli değil. Ben "Cinsiyet ayrımcılığı mı yapıyorsun?" Oda "Evet" dedi. Ona canı acımıcak şekilde vurdum ve sesli bir şekilde "DUYAMADIM!" Dedim. Kasiyer "Hanımefendi, beyfendi hesabı ödedi ve şuan burda durarak sırada duran insanların hakkını yiyorsunuz." Dedi. "Uh. Özür dilerim." Dedim ve Ateş'in kolundan tutarak dışarı çıkarttım. "Hesabı ben öderdim. Sen niye ödedin? Baban sana para vermemiştir ki." Dedim. Oda "Kendi biriktirdiğim parayla ödedim." Dedi. Şok olmuştum. "Sen delirdin mi? Al şu parayı. Hep benim mi saba borcum olucak? Hem ben sana borcumu ödemedim ki? Al bu parayı" dedim. Yani klasik hesabı ödeme kavgaları. Tabii ki ben kazandım ve ona para verdim. Sonra arabaya bindik. Şarkı açtım. Ateş'in dediğine göre Orkun Mira ile ayrı bir eve çıkmış. Orkun, Mira, ben ve Ateş çok yakın ardaştık. Beraber şarkı çalardık. Sonra büyük ve beraber takılmaya zaman yetmedi. Şimdi Ateş, Mira ve Orkun aynı evde yaşıyacaklardı. Sanırım kıskanmıştım. Ama bir şey yapamamda. Ateş'in tarif ettiği yere doğru arabayı sürdüm. Eski ama hoş bir mahalleye gelmiştik. Yollar asfalt değilde taşla döşenmişti. Yollar dar olduğu için arabayı başka yere park ettim. Sonra Ateş'in bavullarını almak için bagajı açmıştım ki Ateş izin vermedi. Neden ki? Umursamadım. Bende kendi çantamı aldım ve Orkun'nun evine doğru yürümeye başladık. Ateş "Sen eve gitmicen mi?" Dedi. Bende "Yo" dedim. Bu cevabıma şaşırdı ama pek takmadı. Orkun evine dopru yürüdük. Evi pembe renkliydi. Pembe renk olmasına şaşırmıştım. Eski ama güzel bir görüntüsü vardı. Böyle eski bir evde yaşaması tuhafıma gitti. Çünkü o çok zengindi. Sonra biz kapıyı açmadan aniden kapı açıldı ve "MERHABA ARKİDAŞLAR." Dedi ve bize sarıldı. Babası yarı italyandı ve İtalya'da büyümüştü. Bu yüzden Türkçeyi biraz peltek konuşuyordu. Mira'nın annesi Japon babası türkmüş. Babası ve annesi erken yaşta öldükleri için Türkiye'ye gelmiş ve onun şivesi yoktu. Normal Türkçe konuşuyordu. Sanırım dicekseniz ki "Lan neden hepimizin adam gibi ailesi yok?" Ya babamız ya anamız yada ikisi de ölü yada ayrı. Düzgün bir ailesi olan yok. Tanımadım daha. Ama sanki böyle daha iyiyiz. Ardından Orkun bizi oturmaya davet etti. Evin içinde eski eşyalar vardı ama gayet güzel duruyorlardı. Ben Mira ile oturma odasına geçtim. Orkun, Ateş'in eşyalarını odasına götürüyorlardı. Ateş eşyaların hiç biri bana dokundurmamıştı. Galiba kız olduğum için..? Pek kafama takmadım ve Mira ile konuşmaya başladım.
Ben;Mira. Orkun ile çıkıyor musunuz?
Mira;Hayır?
Ben;Tamam. Ha bu arada eşyalar eski gözüküyor. Yeni alıcak mısınız yoksa bu hali ile mi kullanacaksınız?
Mira;Yenisini alıcaz. Onun için mobilya tasarlıyoruz.
Ben;Ooo harika! Şimdiden hayırlı olsun.
Mira gülerek;Teşekkür ederim Rüya'cığım. Eee senle görüşmeyeli hobilerin değişti mi?
Ben;Aslında hayır. Yine ben benim.Gülüştükten sonra erkekler oturma odasına geldiler. Onlarla biraz havadan sudan konuştuk. Bana hiç samimi davranmıyorlardı. Yanlış bir şey mi yapmıştım? Benden soğumuş, bir şey saklıyorlarmış ve zorla konuşuyorlarmış gibi hissediyordum. O yüzden erken kalkmıştım. Beni uğurladırlar ve bende hızlı adımlarla arabama yöneldim. Kendimi dışlanmış gibi hissediyordum. İtici mi davranmıştım? Onlarla konuştuklarımı aklımdan geçirdimde... acaba Mira'ya Orkun'la çıktıklarını sorduğum için miydi? Ama o dediğimi sadece Mira duydu... o zaman diğerleri niye değişik davranıyordu? Kendimi kötü hissediyordum. Acaba fazla mı abartıyordum... sanırım ben fazla abartıyordum. Sonra aniden telefonum çaldı. Arabada olduğum için açmadım. Zaten ileride kırmızı ışık vardı orda açarım dedim kendi kendime. Kırmızı ışıkta durduğumda telefonu açtım. Arayan Esen'di. Esen Mira'nın kız kardeşiydi. Aralarında iki yaş farkı vardı.
Telefonu açtım;
Ben;Alo?
Esen;Selam Rüya! Nabıyon?
Ben;Araba sürüyorum şu an müsait değilim.
Esen;Ah şey... ben 23:21 evimde parti veriyordumda. Biliyorsun ablam başka eve geçti ve bana bakan şahıs adı her neyse o iki gün boyunca evde yok. Merak etme ondan izin almıştım. Filimlerdeki gibi bir parti olmasını istiyorum. Gelir misin? A bu arada Kadir, Elif ve kuzenlerin gelirse sevinirim.
Ben;Annem on sekiz yaşımda olduğum için izin veriyorda yinede bir sorayim akşam planımız var mı diye. Yoksa zevkle gelirim. Şimdi yeşil ışık yandı ben sana haber veririm canım bay bay.
Esen;Bay bay.Dedi ve telefonu kapattı. Bende arabayı eve doğru sürerken annemi aradım. Eve alınacak bir şey olup olmadığını sormak için. Annemi aradığımda ise bir ihtiyacımızın olmadığını söyledi. Bende direk arabayı bizim evin oraya sürdüm.
>>>>>>>>>ON DAKİKA SONRA<<<<<<<<<
Arabayı garaja park ettim ve evin kapısını çaldım. Kapıyı annem açtı. Annem ve kardeşlerim beni ağırladılar. Ardımdan yukarı çıkıp rahat bir açık mavi bir bülüz, altıma beyaz bir pijama ve hardal sarısı çoraplarımı giydim. Ardından annem beni yemeğe çağırdı. Bende hemen alt kattaki mutfağa gittim. Herkes masaya oturmuş yemek yiyordu. Annem neler yaptığımı sordu. Bende ona olan her şeyi anlattım ve ona Esen'nin partisinide bahsettim. Annem izin vermişti.
Tuana;Bende partiye gitmek istiyorum!
Annem;Büyüdüğün zaman gidersin.
Tuana;Ama büyümeme çok var.
Annem gülerek;Dert etme tatlım. Hem bugün senle dondurma partisi veririz. Sadece ikimiz. Başka kimse olmasın.
Tuana;TAMAM!
Ben;Banane bende istiyorum!
Tuana;Hayıy!bu parti ben ve anneme öjey!
Kadir;Ne demek size özel!? O zaman seninle zor yoldan anlaşıcağız!Dedi ve Tuana'yı gıdıklamaya başladı. Tuana kahkahalara boğulmuştu. Onun bu haline bizde gülmüştük. Sonra Kadir onu gıdıklamayı bırakıp "Yoruldum ya." Dedi. Tuana gülmüştü. Sonra hepimiz yemeklerimizi yemeye devam ettik. Yemeklerimiz bittikten sonra masayı beraber topladık. Masayı topladıktan sonra annem Tuana için dondurma istedi. Bende o sırada kuzenlerimi aradım. Onlarda partiye gelmeyi kabul ettiler. Telefon konuşması bitince yukarı çıkıp kendime kombin hazırladım. Boğazlı siyah bir kazakla kırmızı bir kot giymeye karar verdim. Kıyafetlerimi yatağımın üstüne koydum. Yatağımın baş ucuna oturup telefonumla uğraştım. Sonra birden aklıma üvey kardeşlerimin gelip gelmeyeceği aklıma takıldı. Onları sevmiyordum. Onlarda beni ve kardeşlerimi sevmezlerdi. Esen'nin onların çağırma ihtimali vardı çünkü onlarla iyi anlaşıyordu. Daha fazla düşünmek istemedim çünkü bu onun partisi ve istediğini çağırma hakkı vardı. Kafamdan bu düşünceleri atıp kitap okumaya karar verdim. Yatağıma oturup okumaya başladım.
>>>>>>>>>DEVAM EDİCEK<<<<<<<<
1022 kelime.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
Teen FictionBu hikayenin bir değişini eski hesabım kebap_imp'de yazmıştım. Lütfen linçlemeyim.