Felix'e bir kaç küçük şey anlattıktan sonra telefon kullanımını öğretip eski telefonumu ona vermiştim. Sonrasında ise yatak sorunu çıkmıştı ki bunu hemen hallettik. Odamdaki eski koltuk ilk kez bir işe yaramıştı. Ben koltuğa yatarken Felix de benim yatağımda uyumuştu.
Şimdi ise yeni uyanmış boş olan yatağımla bakışıyordum. Beni kandırıp gitme ihtimalini düşünürken içerden gelen seslere odaklandım. O derin sesi duyduğumda kalkıp gözlerimi ovalayarak mutfaktan gelen seslere yöneldim.
"Bana bak Felix, zaten Seungmin daha yeni yeni iyileşiyor. Karşısına çıkarsan daha kötü olacak. Ayrıca Changbin'e yakın davrandığının farkındayım, bir kalk kırıklığını daha kaldıramam. " Chan hyungun sinirle söylediği şeyler kafamı karıştırmaya yetmişti.
Felix bıkkınlıkla "Hyung yanlışlıkla olduğunu sen de biliyorsun." Diye söylenmeye başladı. "Ben neden bilerek Seungmin'i üzmek isteyeyim ki? Eğer onunla karşılaşırsam da özrümü dilerim." Seungmin'e ne yapmıştı ki?
Chan hyung histerik bir şekilde kahkaha attı. Onu ilk defa bu kadar sinirli gördüğüme yemin edebilirdim. "Basit bir özürle geçebileceğini mi sanıyorsun? Aşk acısı bu, kolay kolay geçer mi?"
Aşk acısı mı? Benim bildiğim Seungmin'in bir ilişkisi olmuştu. O da Hyunjinleydi. Bana sadece Hyunjin'in terk edip gittiğini söylemişlerdi. O zaman bunun fazlası mı vardı?
Eğer bunun üstünde bir şey varsa Chan Felix'i evden atmak için her şeyi yapardı. Fakat şimdi atmasını istemiyordum. Çünkü fark ettiğim bir şey vardı ki o da Felix bana gerçekten doğruları göstermek için gelmişti. Doğruları görmeliydim. Bu yüzden hiçbir şey duymamışım gibi içeri girip "Günaydın! Ne yapıyorsunuz?" Dedim enerjik bir şekilde.
Chan hyung sinirli bakışlarını hemen yumuşatıp tost makinesinden çıkardığı tostları tabaklara yerleştirmeye başladı. "Kahvaltı hazırlıyordum, Felix de yardım etmek istedi."
Bakışlarım Felix'e döndüğünde omuzlarını silkip onun için garip görünen küçük domateslerden birini eline aldı ve inceleme faslından sonra ağzına tıktı. Beğenmiş olacak ki kocaman gülümseyip bir kaç tane daha eline almasıyla kıkırdadım. Bu görüntüsü küçük bir çocuğu andırıyordu gözümde.
Chan hyung aval aval Felix'e baktığımı fark etmiş olacak ki sert bir şekilde elindeki tabakları bana uzattığında masa ona yakın olmasına rağmen sırf bakışlarımı ondan çekeyim diye yaptığına emin olmuştum.
Gözlerimi devirip tabakları masaya koyarken o başını kapıya doğru çevirmiş ve gür bir sesle "Jisung eğer bir dakika içerinde kalkmazsan odana sürahi ile geliyorum!" Diye bağırmıştı.
Bundan sonraki senaryolar gayet belliydi. Telefonundan bir dakikalık sayaç ayarladıktan sonra eline bir sürahi alıp musluktan su doldurmaya başkadı. Bir dakika geçtiğinde ise yüzünde şeytani bir gülümseme oluşmuştu. Jisung'un odasına doğru ilerlemeye başladıgında bu gösteriyi kaçırmak istemeyeceğimi düşündüğüm için Felix'in bileğinden tutup ben de Chan hyung'un peşinden ilerlemeye başladım.
Yorganın yarısı açık, üstü başı dağılmış, dudakları büzülmenin etkisi ile öne çıkmış bir Jisung vardı karşımda. Ondan beklenebilecek kadar tatlı bir görüntüydü bu. Onu bekleyen tehlikeyi bilmeden masum masum uyuyan bir insanın görüntüsüydü.
Chan hyung Jisung'un kulağına eğilerek "Hanji sana daha önce söyleyemedim ama seni çok seviyorum." Diye mırıldandı.
Jisung boğuk sesiyle "Ben de seni çok seviyorum kaslı adamım ama bu aşk yasak." Diye mırıldandığında Felix'le arkadan kıkırdamaya başladık. Chan hyungun da yüzünde bir gülümseme oluşmuş ve sudan hiç pay bırakmayarak Jisung'un üstüne boşaltmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mermaid °Changlix°✓
FanficKafasını dinlemek için denize çıkan Changbin Denizerkeği Felix ile karşılaşır