Changbin
Minho ve Jisung gittikten sonra biraz daha oturmuştuk. Sonra Chan Jeongin'i de alıp gitmişti. Geriye ben, Felix ve Seungmin kalmıştık. Felix ve Seungmin'in arasındaki gerginlik tüm ortama yayıldığı için ben de etkileniyordum.
"Felix!" Dedim ama fark etmeden bağırmıştım.
Şaşırarak "Efendim?" Diye sordu.
"Biz de gidelim mi?"
"Hayır." Bu sefer ikimiz de şaşırarak Seungmin'e baktık. "Felix'e sormak istediklerim var."
Tam yanımda oturan Felix'in elinin üstüne elimi koydum. Bir nevi güç vermek istiyordum. Tedirgin olduğunun farkındaydım. Ellerimize bakıp gülümsedi ve geri Seungmin'e döndü. "İstediğin her şeyi sorabilirsin."
Çekingence ellerinj saçlarına atarken derin bir iç çekti Seung. "Hyunjin... O nasıl?"
"Ne?" Diye sordu Felix. Sanırım böyle bir soru beklemiyordu.
Seungmin elleriyle oynayarak konuşmaya devam etti. "Yani ilk Minho'ya sormuştum ama onu çok ziyaret edemediğini, senin de her gün onun yanına gittiğini söyledi. Hissettiklerini hissedebiliyor olabilirim ama tam olarak neler olduğunu bilmiyorum ve bu beni çıldırtıyor."
Hissetiklerini hissetmek... Bu ne demekti? Ne dediğini anlamaya çalışırken üstümde iki çift göz hissettim. Ona döndüğümde bana endişe ile bakıyordu.
Hemen gözlerini Seungmin'e kaçırarak konuşmaya başladı. "Her yanına gittiğimde ağlıyor olarak buluyorum. Biliyorsun evinden dışarı çıkması da yasak. Babamdan ara sıra izin alıp dışarı çıkartsam da ona yetmiyor. Ben her şey için pişmanım Seungmin. Sizin mutluluğunuzu bozmak istemedim hiçbir zaman ama söz veriyorum Hyunjin'i oradan çıkartacağım."
Seungmin mahçupca yerde olan bakışlarını Felix'e çevirdi. "Biliyor musun, bazen onun biraz da olsa mutlu olduğunu hissediyorum. Sanırım bunun nedeni de sensin. Ve ben sana teşekkür etmek yerine bağırdım. Sanırım özür dilemesi gereken kişi benim."
Felix kocaman bir gülümseme bahşetti. Kalbim yavaş yavaş kendini belli ederken ona bakmayı kesemiyordum. Sonunda iki taraf da kalkıp birbirlerine sarıldılar.
"Affetmene sevindim." Dedi Felix sarılırken.
Bir anda sıkıldığımı hissettim. Hatta öyle bir sıkılmıştım ki kapalı bir yerde kalmak istemiyordum. "Felix?" Dedim yine.
Sorarcasına bana bakınca "Parka gidelim mi?" Diye sordum.
Felix şaşırsa da gülümsedi ve "Neden olmasın?" Diye sordu. Yanındaki Seungmin'in bana olan imalı bakışlarını görmezden geldim.
Bir kaç dakika içinde evden çıktıktan sonra her hangi bir parka yöneldik. Neden parka gitmek istediğimi inanın ben de bilmiyorum ama bu kararımdan da pişman değilim.
Aklıma takılan sorularla yine "Felix?" Diye mırıldandım.
"Sanırım adımı ezberlemeye çalışıyorsun." Dedi ve gülmeye başladı. Ben de istemsizce güldüm.
"Aslında sana bir şey sormak istiyorum." Dedim. Bu sırada parka gelmiştik. Hemen salıncaklara ilerleyip birine oturdum. O da benim yanımdakine oturdu.
Zincirlere tutunurken "Ne istersen sorabilirsin. Cevap vermeye çalışacağım." Dedi.
"Hissetiklerini hissetmek tam olarak ne anlama geliyor?" Dedim merakla.
Dudaklarını birbirine bastırdı. "Sanırım bunu şimdi cevaplayamayacağım."
"Peki ne zaman cevaplarsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mermaid °Changlix°✓
FanfictionKafasını dinlemek için denize çıkan Changbin Denizerkeği Felix ile karşılaşır