on yedi

72.1K 5K 1.8K
                                    

Elimde ki çekirdeği çıtlatıp kabukları tükürdüm. Bileğime taktığım küçük beyaz poşetten bir avuç daha çekirdek alıp etrafa bakarak yürümeye devam ettim. Ablamla en sevdiğimiz şey akşamları çekirdek eşliğinde dizi izlemekti.

Apartmandan çıkan Salih ile bakışlarımı o tarafa çevirip sırıttım. Ayakkabısının arkasını işaret parmağı ile çekerken acele bir şekilde çıktı. Tam yanımdan geçip gidecekken kolundan tutup durdurdum.

"Nereye lan?" bana dönüp sinirli bir şekilde baktı ve ardından kolunu çekti.

"Oyalama beni cuma namazına yetişmem lazım." dediğinde sırıttım.

"Öpmeden bırakmam." dediğimde gözlerini kocaman açıp sanki ona dünyanın en ilginç şeyini söylemişim gibi baktı.

"Siktir lan." dedi aceleci bir tavırla, tam bir iki adım atmıştı ki yeniden önüne çıkıp kolundan tuttum. Endişe ile etrafına bir bakış attı kimse var mı diye.

"Bırakmam, öpeceğim."

"Uras babam ağzıma sıçar hadi bırak gideyim." dediğinde omuz silktim.

"Öpeceğim." dedim çocuk gibi diretip. Aslında onunla oynuyordum, ama belki salak anına gelir de izin verir diye uzatıyordum.

"Lan sus sus, biri duyacak." dedi fısıldayarak, ardından kafasını kaldırıp binalara hızlı bir bakış atıp, kafasını bir salise endişe ile arkaya çevirdi. Ben hâlâ gülümsüyordum.

"Bak gusül, abdest hepsi gider. Allah aşkına bırak gideyim." dediğinde öyle masum konuşmuştu ki, piç sırıtışım silindi. Evet şuan onu gerçekten öpmek istiyordum.

"O zaman burada beklerim sen gelince öperim." birkaç saniye yüzüme baktı, ardından saatine baktığında namaza geç kaldığını anladı. Dudağını dişledi ve en sonunda pes etmiş bir nefes verdi.

"Tamam." dediğinde gülümseyerek kolunu bıraktım. Bana bir bakış atıp, daha sonra koşar adım camiiye gitti.

Kafamı iki yana sallayıp apartmana yöneldim ve eve çıkıp elimde ki çekirdeği mutfağa koyduktan sonra bir bardak su içtim. Kalbim hızlı hızlı atarken yeniden aşağıya indim. Kapının önünde otururken telefonumla uğraşmaya başladım.

Namaz saati bittiğinde, mahallenin yavaş yavaş evlerine ya da dükkanlara dağıldığını görünce geleceğini yüzümde ki sırıtış geri gelirken ayağa kalktım ve apartmanın duvarına yaslandım.

Dakikalar sonra Salih'in yine elleri birbirinin üstünde, başı yerde bir şekilde babasının dediği her şeye kafasını sallayıp yürüdüğünü gördüm. Aşırı masum duruyordu babasının yanında. İmamın pezevenk oğlu.

Salih kafasını kaldırıp beni gördüğünde gözlerimiz birkaç saniye kesişti. Yüzünde ki nurlu ifade bana baktığında siliniyordu. Babası ile kapının önüne gelince babasını durdurdu ve uzunca bir şeyler söyledi. Sesi geliyordu ama ne dediğini anlamıyordum.

En sonunda babası çok da içten gelmeyecek bir şekilde kafasını sallayınca, babası içeri girene kadar elleri önünde bekledi. Babası gittiği an ellerini çözüp, yüzünde ki masum gülüşü silip bana baktı.Sırıtarak yaşlandığım yerden ayrılıp elimle onu çağırdım. Derin bir nefes alıp ellerini cebine koyarak yanıma geldi.

"Gel bizim apartmana gidelim." dediğimde etrafa bir bakış atıp kafasını salladı. O önden apartmana girdiğinde bende sırıtarak arkasından girdim. Kapıyı kapattığımda o apartmanın yukarısını kontrol etmek için merdivenin olduğu yere gidip kafasını kaldırmış yukarı bakıyordu.

"Merak etme, geldiklerinde duyarız." bakışlarını bana çevirdi, ama dayanamayıp bir kez daha kontrol etti. Sırıtıp yanına vardığımda, yanına geldiğimde irkilerek bana baktı. Ardından kontrolü bıraktı ve tamamen bana baktı.

"Öpeyim mi?" diye sordum, çocuk gibi kafasını salladı. Ama kaşları çatık duruyordu. Dişlerimi göstererek gülümsedim ve yanına vardım.

Bir elimi kaldırıp yavaşça yanağına koyduğumda irkildi. Benim de gülümsemem solmuştu ve soluklarım onun yüzüne vuruyordu. Yutkunup diğer elimi de ensesine çıkardım. O kadar tatlı duruyordu ki dişlerimi sıktım.

Ensesinden kendime çekip boşta kalan yanağına dudaklarımı sıkıca bastırdım. Öyle sıkı öpmüştüm mi dişlerinin hafif sertliğini yanakların arasından hissetmiştim. Tam geri çekilecekken bir kez daha öptüm. Bu sefer yanağını da bastırınca dudakları büzüşmüştü. Yanağını sıkı sıkı öpme seslerim apartmanda yankılanıyordu.

"Tamam lan." dedi kendini geri çekerken. Ama bunu derken bile aşırı masum ve tatlı görünüyordu.

"Isırırım lan seni." dedim sevgi dolu sesimle. Ve saniyesinde kolunu tutup bir bebeği ısırırmış gibi ısırdım. Ama sanırım biraz fazla acıtmıştım. Kolunu çekip ovdu.

"Yeter bu kadar." dedi ve ardından kafasını kaldırıp yeniden merdivene baktı. Bakışları bana yendiden değdi.

"Gidiyorum ben birileri görecek." dedi boğuk bir sesle. Sarhoş bir şekilde gülümseyerek kafamı salladığımda, yüzüne yeniden sert bir ifade yerleştirmeye çalışıp üzerini düzeltti ve ellerini cebine koyarak kapıya yöneldi.

Kapıdan çıkarken, etrafına ve kendi pencerelerine bir bakış atıp çıkarken, arkasından aşk ve sevgi dolu bir şekilde baktım.

İMAMIN OĞLU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin